CHP’nin Antalya kampı ana muhalefet partisinin içler acısı durumunu ortaya koyması bakımından milat sayılabilir.
Fikri Sağlar ve Muharrem İnce’nin genel başkanı ve politikalarını yüksek sesle eleştirmesi “geç bile kalındı” yorumlarını da beraberinde getirdi ve oldukça yankı buldu.
Mevcut milletvekillerinden biri ile daha önce yaptığım bir konuşmada ilginç detaylar konuşmuştuk.
Bunların en önemlisi ise parti içindeki statükonun egemenliğiydi.
Yeni milletvekillerine hiçbir konuda yetki verilmediği, attıkları her adımın eskilerin onayından geçmesi gerektiği gibi dayatmalarla karşı karşıya kaldıkları bir yapıdan bahsetmişti o milletvekili.
Sağlar ve İnce’nin çıkışları bu açıdan çok önemli.
Özellikle İnce’nin söylediklerine katılmamak elde değil.
Atatürk’ün Partisinin bu statükocu ve işgalci zihniyetten bir an önce kurtarılması gerekiyor.
Özellikle iktidarın Cumhuriyetin genleriyle oynadığı şu günlerde ülkenin tek umudu sağlıklı, seçmeni ile bütünleşmiş, kitlelere heyecan verebilecek bir CHP’den başkası değil.
Doğruların önüne geçmek, yükselen itirazları susturabilmek için “genel başkanı yıpratmak doğru değil” silahına başvurulması da bu yüzden.
Kimse yıllardır genel başkanın partiyi yıprattığını, hatta bitirdiğini görmek istemiyor nedense.
CHP bu gün genel başkandan, delegesine kadar kendini yenilemek adeta yeniden doğmak zorundadır.
Aksi halde bu hastalıklı yapısı ile değil Türkiye’ye kendine bile hayrı dokunmayan bir ucube yapı olarak kalacaktır.
Görev korkmadan doğruları, yüksek sesle söylemekle başlıyor.
***
Sevdiğim Laflar:
“KORKUNUN ECELE FAYDASI OLMAZ..”