Bir MHP'linin, bir AKP'linin, bir Vatan Partilinin Vahap Seçer'e yıkıcı eleştirilerde bulunması, Seçer'in çalışmalarına taş koyması, ona çelme takması Türkiye'deki particilik zihniyeti açısından gayet doğaldır; zaten particilik zihniyetiyle hareket eden ideolojik eleştirilerin de bir kıymet-i harbiyesi yoktur.
Ancak herhangi bir partinin militanı gibi hareket etmeyen, gerçek gazetecilerin, tarafsız sivil toplum kuruluşlarının, kişilerin eleştirilerini dikkate almak kibirsizlik şiarıyla hareket etmesi gereken her sosyal demokrat belediye başkanının şanındandır.
Örneğin bu köşenin yazarı Atatürkçü bir anlayışla CHP'ye hem yerelde hem de genelde oy vermiş biridir. Dolayısıyla taraflı bir yazardır. Atatürk ilke ve devrimlerini yürekten benimseyen biri olduğu için CHP'nin Mersin Büyükşehir Başkanını eleştirmeyi ve tavsiyelerde bulunmayı kendisinde bir hak olarak görebilmektedir. Ha tavsiyeler tutulur ya da tutulmaz o tamamen başkana ve yönetimine kalmış bir şeydir.
Sayın Başkan gördüğüm kadarıyla yerel basınla, medyayla ilişkileriniz- en azından benim yazdığım gazeteyle- iyi gitmiyor. Basın ve medya ile ilişkileri Fox tv gibi, Halk tv gibi, Cumhuriyet gazetesi gibi sanki tepeden, ulusal ölçekte halletmeye çalışıyorsunuz. Sanki yerel basının ve medyanın gücünü ve önemini küçümsüyorsunuz. Ama yerel medyaya böyle yaklaşmayınız lütfen. Üstte andığımız ulusal ölçekteki medya kuruluşları karşılığını almadan size ne kadar yer verebilir ki...Ayrıca onların Mersin'de oy hakları da yok, Mersinli vatandaşlara dokundukları da yok. Mersin'in yerel medyasını hafife almanız size pahalıya mal olabilir, imajınızda ciddi gedikler açılabilir. Bence yerel basın ve medya kuruluşlarıyla sağlıklı diyaloglar içine girmeniz siyasi kariyeriniz ve Mersin'e yönelik halkçı belediyecilik hizmetlerinizi tanıtmak açısından daha akıllıca olur.
Sayın Başkan, ucuz ekmek satan kabinlerinden bazıları kaldırıldı; hem de Siteler, Yenipazar, Hal Mahalleleri gibi ekonomik yönden zayıf vatandaşların semtlerinden. Yoksulların ucuza ekmek alıp yiyebildiği bu semtlerde ekmek satışı yapılan kabinler kaldırılmamalıydı, tam tersine bunların sayıları artırılmalıydı.
Sayın Başkan gelelim şu bir kaşık suda fırtına kopartılan logo meselesine. Gerçi onca sorun arasında logoyu o kadar abarttığım söylenemez. Ama yeni logoyu dikkatle etüt ettiğimde, logodan "VAHAP" kelimesi oluşturulabiliyor. Bu manidar ve düşündürücü bir durum. Yine Mersin'in değişik yerlerine asılan belediye duyurularında, ilan ve reklamlarında adınızın ihtişamla ve gözde büyür biçimde vurgulanması da alçakgönüllü, halkçı bir anlayışa uymuyor. Unutmayınız ki iyi bir hakem maçta kendini unutturan hakemdir. Bence astırdığınız afişlerde adınızın haşmeti konuşacağına, Mersin'e yönelik- ki merakla bekliyoruz- hizmetleriniz konuşsun. Zaten biz yıllarca AKP'nin kibrini, israfını bile öğrene bıktık, artık bu kibirden bizlere gına geldi. Bari siz yapmayınız. İsminizi afişlerde ufacık tutunuz, biz zaten yapacaklarınızla sizi takdir etmeye hazırız.
Yine belediye başkanı olarak şehir bilboardların bazılarında sağ elinizi kalbinize bastırarak görüldüğünüz fotoğrafları koyduruyorsunuz. Benzerini AKP lideri ve partili cumhurbaşkanı da yapıyor. Yani AKP gibi belediyeciliğin gönül işi olduğunu zihnimize yerleştirmek istiyorsunuz. Ama bu öykünmeci anlayışınıza şu argümanlarla karşı çıkıyorum. Belediyecilik gönül işi değil; akıl, yasa, ilke, yazılı kurallar işidir. Gönül bu, sever de döver de. Oysa bir Mersinli olarak duygusallık seli içerisinde ne sevilmek ne de dövülmek gibi bir niyetim, arayışım var. Ben bir Mersinli olarak akılla, bilimle, yasalarla, keyfiyetten uzak, felsefi bir olgunlukla yönetilmek istiyorum.
Umarı eleştirilerim ve tavsiyelerim dikkate alınır. Alınmasa bile bunların biri tarafından söylenmesi gerekirdi. Ben de işte bu işlevi yerine getirdim. Tabii ki yaptığınız güzel ve beğeniyi hak eden icraatlarınız da var.
O da artık başka bir yazının konusu.
Sağlıcakla kalınız efendim.