Bir ülkenin, şehrin uygarlıktaki yerini, yaşam biçimini ve kalitesini, kültürel yapısını, yönetim anlayışını daha birçok göstergeyi o ülkede, şehirde yaygın olan meslekler belirler, o mesleklere bakılarak o ülke , o şehir için bir yorum yapılabilir.
Bu bağlamda Mersin'de herkesin meydanda rahatlıkla gözleyebildiği işlerden, uğraşlardan hareketle kentimizin uygarlık yerini gelin beraber görelim:
ÇÖPTEN BESLENENLER
Aslında kentin çöplerini yerel yönetimler kendi olanaklarıyla toplar. Normali budur. İş şehrimize gelince tuhaf, ucube ve insanlık değerlerini utandıran bir tablo söz konusudur.
Zengin veya yoksul mahalleler hiç fark etmez, şehrimizin çöp konteynerlerini ilk karıştıranlar belediyenin bu işle görevlendirdikleri olmuyor, ne yazık ki çöp toplayıcıları oluyor. 7-8 yaşındaki kız ve oğlan çocuklarından başlayın da ta 60-70 yaşlarındaki dedelere ve ninelere kadar her yaş kesitinden insanlar çöpleri karıştırıp para edebilecek şeyler aramaktadırlar. Acı ama gerçek, geçimlerini çöpten temin etmektedirler.
Siz de takdir edersiniz ki çöp karıştıranlar, şehir ekonomisine pek artı değer sunamazlar.
GÜVENLİK ELEMANLARI
Bankaların, AVM'lerin, sitelerin, fabrikaların, hastanelerin, iş merkezlerinin...korunmasını artık özel güvenlik elemanları sağlamaktadır. Mersin'imizde de bu doğrultuda yüzlerce güvenlik elemanı istihdam edilmektedir. Yalnız bu kadar çok korunma gereksinimi olması o yer için pek sağlıklı değildir. Bertolt Brecht'in dediği gibi "Bir yerde güvenlikçiler çoğalıyorsa orada ekmekler küçülüyor." demektir.
Siz de kabul edersiniz ki şehrimizde güvenlik personelinin bu denli artış göstermesi üretim adına Mersin'e artı bir değer yüklememektedir.
EĞLENCE SEKTÖRÜ
Barlarda, pavyonlarda, genelevlerde, birahanelerde iç gıcıklayıcı, loş neon ışıkları altında körpecik kızlar, oğlanlar, musiki grupları, garsonlar müşterilere hizmet sunmaktadırlar.
Parası olan, ensesi kalın müşterilerin takılıp keyif ve zevkte doyumun zirvesine ulaştığı bu mekanların Mersin'imizi çağdaşlık trenine ne ölçüde bağlayacağı ise kamunun takdirlerine bırakılmıştır.
SOKAK SATICILARI
Mersin'in caddeleri, sokakları, mahalleleri sokak satıcıların sesleri arasında zangır zangır çınlamaktadır. "Kesmece karpuz, kaynamış süt mısır, patates soğan!" sesleri arasında günlük nafakasını çıkarmaya çalışan sokak satıcılarının Mersin ekonomisine katkılarının çok olamayacağını siz de takdir edersiniz.
***
Tabii ki gözlerimiz silikon vadidelerinde, teknoloji ve AR-GE (Araştırma ve Geliştirme) merkezlerinde, nam salmış üniversitelerde, bilimin ışığı altında yapılan tarım ve hayvancılıkta... çalışan kalifiye elemanlarını arayıp durmaktadır. Oysa karşımıza çöp karıştırıcıları, güvenlik elemanları, tamirciler, sokak satıcıları, garsonlar, park bekçileri, kasiyerler, konsomatris kadınlar...gibi üretici ekonomiye katkısı yok denecek kadar az meslekler çıkmaktadır.
Demek ki Mersin'imizin uygarlık ve çağdaşlık trenine ekli vagon olabilmesi için daha bin fırın ekmek yemesi lazım.
Lakin bu ekmek yemeyi ne iç ne de dış güçler izin verir.
Yine de halkın coşkun isteği karşısında hiçbir duvar ayakta kalamaz, yıkılır.
Çağdaş ve uygarlığa eklemlenmiş bir Mersin özlemiyle!