Tarih : 11.07.2018
E-Mail : nalanturgutlu@gmail.com
Belli ki inat etmek gerekir…
Belki duymuş ya da görmüşsünüzdür geçen Pazar Kültürhane olarak Çitta (Çukurova İnsan Tohum Toprak Atölyeleri) Ekolojik Yaşam Şenliğine ev sahipliği yaptık.
Pazar sabah geldiğimde Umut harıl harıl temizliğini yapmaktaydı, Birgül çoktan çayı demlemiş, siyez unlu poğaçalarına şekil vermeye başlamıştı bile, Merve ve Şevval’in bir gün önceden şenliğe özel Ezgi’nin tarifiyle yaptıkları Cheesecake arkadaş bile hazırdı güne…
Emoşumun sarmaları, içli köfteleri, Ayşe Gülümün Reyhan şerbeti de hazırdı, ben de limonatayı yaptım mıydı baya baya tamam sayılırdık…
12ye doğru Hanife geldiğinde rutin işlerimizi bitirmiş, şenlikle ilgili hazırlıklara başlayabilecek durumdaydık. Kavurucu sıcaklar sebebiyle gerek dışarıda açılacak stantlar konusunda, gerek katılım konusundaki endişelerimizi paylaşsak da “aman en fazla kendi kendimize eğleniriz” deyip işlerimize koyulduk…
Derken Serkan, Özlem, Nevin abla önceliğinde Çittacılar stantlarını bir bir bahçeye açmaya başladı…
En organiğinden meyve sebzeler, tohumlar, çiçekler, sukulentler, el emeği göz nuru lifler, ham bez çantalar, ekşi maya ekmekler tezgahlarda yerlerini aldılar.
Programda Hanife’nin ekşi maya atölyesi, Ali Çelik’in topluluk destekli tarım üzerine söyleşisi ve namı diğer #anavarrza olan Alper’in ekolojik masalları (Serdar ve Aslı’nın müzikleri eşliğinde) bir hayli ilgiyle izlendi.
Aralar ise adeta teneffüs havasında pek coşkulu ve yüksek enerjiyle geçti… Çok yenildi, çok içildi, çok söyleşildi… Sorular, cevaplar, fikirler havada uçuştu…
Ufak tefek aksaklıklar olsa da anında çözümler üretildi… atölye ve sunumların kaydedilmesini tamamen unuttuğumuz için Mustafa bey imdadımıza yetişip İ-Padini getirdi… Teknik desteği de Teoman sağladı ve bu sayede atölyeler sosyal medyada izleyicileriyle buluşabildi…
Program bittiğinde herkes o kadar şendi ki, o enerji adeta havada asılıydı ve sanırım tam da bu sebeple kimsenin gidesi gelmedi ve tamamen spontane bir finalle halkımız çimlere yayıldı: yaşlısı, genci, çoluğu, çocuğu sere serpe Serdar ve Aslıyla birlikte şarkılar, türküler söyledi… Bittabi ki Ayşe Gülüm de dansıyla eşlik etti… çocuklar koştu, top oynadı, düştü… büyükler endişelenmedi…
Akşam tatlı bir yorgunlukla evime doğru yürürken Kültürhane’yi kurgularken tam da Pazar günü gibi günleri tahayyül ederek kurguladığımızı düşündüm… Ve bunun gerçekleşmiş olmasının huzurlu mutluluğunu yaşadım… Amacımız dünyanın en iyi kek, böreğini yapmak değildi (bu konuda farkında olmadan amacımızı aşmış olabiliriz tabii ki) amacımız tam da farklı konularda meramı olan insanları buluşturup, ortak alanı yaratmaktı… Aktaran, öğreten olarak değil… Bilakis dinleyen, öğrenen olarak… krizlerin soruna dönüşmediği, ortak çözümlerin birlikte üretildiği alanlar…
Aksi çok kolay sanki, aksi tam da kuşatılmış olduğumuz gündelik hayat çünkü, sadece sorunların konuşulduğu, eksiklerin ve yetersizliklerin saptandığı, bol bol tespitlerin yapıldığı, peki ama nasıl çıkacağız bu işin içinden kısmının bir türlü somutlaşamadığı ucu açık tartışmalar…
Belli ki inat etmek gerekiyor, vazgeçmenin bu kadar normalleştirildiği şu günlerde…
İnsanda inat etmek gerekiyor, emekte, zamanda, anlamakta, o dili illa ki oluşturacağına inanmakta… İnandığın doğru adına orada durmakta inat etmeli sanki, o doğrunun tek ve mutlak olmadığı, dönüşebileceğini anlayarak, her halükarda dinleyip, yeniden süzüp o doğruyla harmanlayarak, yeniden oluşturarak: dayatarak değil, görerek, gözeterek, güvenerek, dönüşerek belki çok sonrasında etkileşip dönüştürerek…
Önce kendinden ama… Önce kendinde inat etmek… Kendi seçtiğin arkadaşın, dostun, sevgilin, yoldaşın, ortağın, kız kardeşin konusunda, kendi hissini, düşünceni, duygunu dinleyerek… O kişiyi tanıdığını, bildiğini, güvendiğini hatırlayarak… İnsana inanarak… Niyetini sorgulamaksızın yöntemi tartışarak… Gerçekten anlamaya, görmeye çabalayarak…
Uzun ve çetrefilli bir yol olduğunu görerek, bilerek… Tökezlemelerden ders çıkararak, göze alarak, ihtiyaç halinde dinlenerek ama vazgeçmeyerek… Önce kendinden ama…
Önce kendine inanarak…