Ayşe Gül YILGÖR | TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİNİN KAYNAKLARI VE SONUÇLARI | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 
image
Ayşe Gül YILGÖR

Tarih : 7.03.2018  E-Mail : yılgor@hotmail.com


TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİNİN KAYNAKLARI VE SONUÇLARI

Toplumsal cinsiyet ile, biyolojik cinsiyetten ayrı olarak toplumca belirlenen, cinsiyete dayalı ilişki, düşünüş, davranış ve eylemler ifade edilmektedir. Erkeklerin, kadınların ve LGBTİ’lerin nasıl davranacakları, yaşama ne düzeyde katılacakları, hangi işleri yapacakları veya yapamayacakları konularında yapay ayrımlar oluşturulur. Böylelikle sayısal bakımdan eşit olan kadın ve erkeğin toplumsal alanda temsilleri farklılaşır. Biyolojik farklılıklarımız eşitsizliğe dönüşür.

Kadın cinsiyeti daha çok evde, özel alanda kalır. Kadınların ev/aile içinde harcadıkları emek, karşılıksız bir emektir. Kadınlar bu işleri en sevdikleri, en yakın oldukları kişiler için yaparlar. Bu işlerin büyük bir çoğunluğu sevgi göstergesi olarak değerlendirilir. Kadınların görünmeyen, karşılıksız emeği, ‘sevgi karşılığı çalışma’dır. Kadının ücretli işlerde daha fazla çalışmaya başlaması, ev içinde cinsiyete dayalı iş bölümünü değiştirmez. Erkekler ev işlerine ağırlıklı olarak, kriz anlarında, işe-okula yetişmek gibi zaman baskısı olduğunda, hastalık vb durumlarda ‘’yardım’’ olarak katılırlar. Ya da yapmaktan zevk duydukları, uzmanı olduğuna inandıkları (mangal, salata vb) seçerek yaptıkları özel işleri yaparlar.

            Kadınlar ücretli bir işte çalışmaya başladıklarında ev işlerine daha az zaman ayırsalar bile, çifte iş yükü toplam çalışma saatlerini artırmaktadır.  

            Toplumsal cinsiyet uygulamaları; ev, aile, iş yeri, okul, medya vb. kurumlar aracılığı ile gerçekleştirilir.

            - Aile toplumsal cinsiyet rollerinin oluşturulduğu birinci basamaktır. Kız çocuklarının ev işlerine erkek çocuklardan daha fazla yardım etmesi, kız çocuktan babaya ve erkek kardeşe hizmetin beklenmesi, kız çocuğunun ev işlerine yardım etmesi beklenirken, erkek çocuğun kendine ait işleri bile yapmaktan kaçınmasının hoş görülmesi örnek olarak verilebilir.

            - Okullarda etkin bir cinsiyet politikası vardır. Eğitim ve öğretimin içeriği, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştirir. Kitaplardaki aile dizaynı,  kız ve erkek çocuklarına özgü oyunlar, ev işi-el işi derslerinin ayrımı, teknik düzeyi yüksek konuların erkek öğrencilere uygun görülmesi, meslek seçiminde cinsiyetçi yönlendirme okullar aracılığı ile toplumsal cinsiyet rollerinin yerleştirilmesinin başlıca araçlarıdır.

            - Sokak erkeklere ait bir mekandır, kadınların alışveriş ve çocuk gezdirme yeri bellidir, bazı saatlerde ve bazı bölgeler tehlikelidir. Bu da kadınların sosyal yaşama katılmalarını sınırlandırır.

            - İşyerleri toplumsal cinsiyet ilişkilerinin kurucu mekanlarıdır. İş gücü piyasalarında kadınlar genel olarak pembe yakalı işler olarak nitelendirilen, kadına özgü, düşük statülü ve daha az ücret ödenen işlerde çalışması,  İşlerinde yükselme olanakları erkeklere göre sınırlı olması, girişkenlik, yırtıcılık isteyen işlerin erkeklere daha uygun olarak kabulü bu rolleri pekiştirir.

            Toplumsal cinsiyet rollerinin bu şekilde belirlenmesiyle, kamusal alanda çalışma ve politika ‘doğal’ olarak erkek işi, ev işleri ve aile ile ilgili alanlar ‘’doğal’’ olarak kadın işi olarak görülmektedir. Kadınların kaynaklara daha az ulaşmasını ve elde etmesini haklı ve meşru gösterir.

            Kadının ev içindeki düşük statüsünü ve çalışma yaşamındaki eşit olmayan durumunu, ailenin işbirliği ve bunun için yapılan iş bölümü kavramları ile açıklar. Bu durumu, kadının kendisi tarafından bağımsız olarak alınmış, rasyonel kararların sonucu olduğunu belirtir.  Cinsiyete dayalı iş bölümünün kadınların kendileri tarafından da içselleştirilmesini sağlar.

Tanımlanmış toplumsal cinsiyet rolleri kadınların iktisadi alandaki güçsüzlüğünün,  sosyal, eğitim olanaklarından yararlanamamasının, siyasal hayata yeterince katılamamalarının ve ev içinin/ailenin anti demokratik yapılanmasının temel ana sebebini oluşturmaktadır. Toplumsal cinsiyet rollerinin değiştirilmesi; kadınların-erkeklerin-çocukların yani bir bütün olarak toplumun daha sağlıklı ve mutlu olmasına çok önemli bir katkıda bulunacaktır.

Bu nedenle bu alanları kapsayacak çok yönlü çalışmaları gerçekleştirmemiz ve taleplerde bulunmamız açık bir gereklilik olarak belirginleşmektedir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü tam da böyle bir mücadelenin simgesi olduğu için çok önemli ve kıymetlidir. Tüm kadınların Dünya Kadınlar Gününü sevgi ve dayanışma duygularımla kutluyorum.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz          :

Güvenlik Kodu     : Güvenlik Kodu
Kod                        :

 



  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA