Birçok kez, başka illerde harikalar yaratan kurumların konu Mersin olunca bir garip davrandığının altını çizmiştim.

Bu kurumların başında da Karayolları Genel Müdürlüğü gelmekteydi.
Ancak tek kabahatin Karayollarında olmadığını da ayrıca vurgulamıştım. 
Çünkü aynı kurum bir baktık ki, Sayın Bakan Elvan’ın talimatı ile Mersin’e battı çıktı yapmaya başladı.
Eee tabi birde Borsa Kavşağı var devam eden...
Onda da siyasi erkin, etkin rolü olduğunu biliyoruz.
Ama orada da 18 ayda gelinen nokta tam bir hayal kırıklığı! 
Umarım battı çıktıda aynı sıkıntıları yaşamayız. 

***
Bugüne kadar Mersin için yeterli enerjiyi harcamayan Karayolları, Akbelen Bulvarındaki proje ile 
şehir merkezine imza atmış olacak.  
Bölge Merkezi Mersin de olmasına rağmen bu kurumun bir imzasının olmaması ne garip değil mi?
Ama tek kabahatin Karayollarında olmadığını özellikle vurgulamıştım.
Çünkü Şube Müdürü kendi yol ağında/sorumluluğunda olmayan yere ‘Bir battı çıktı yapayım” diyemez. 
Hangi yetkiyle yapacaksın? 
Siyasi erk, kentin ileri gelenleri ve lobi olmazsa bu işler yürümez.
O yolun devrini/sorumluluğunu alman gerekiyor. 
Talep, baskı ve takip şart.

***
“Siyasiler, Başkanlar ve lobi neden etkili olmalı?” sorusuna yanıt bir dönem ki Gaziantep’tir...
Yıllarca Celal Doğan, Gaziantep’te belediye başkanlığı yaptı... Ki o zaman CHP’liydi! 
Buna rağmen Gaziantep’teki yollara, battı-çıktılara bakarsan birçok yerde Karayolları amblemini görürsün. 
Keza Adana’daki D 400 şehir geçişi; havaalanından Hilton’a kadar battı çıktı var; yine Karayolları yapımı. 
Kahramanmaraş desen orası da yine öyle. 
Karaman da bizden hem yüz ölçümü hem de nüfus olarak çok çok küçük olmasına rağmen orası da öyle. 
Ama iş Mersin’e gelince bir gariplik var! 
Üstelik Bölge Merkezi Mersin’deyken bu garipliği yaşıyoruz. 

***
Konu Mersin olunca kurumların bir garip olmaması için herkesin üzerine düşeni yapması lazım. 
Bu ülkeye birçok ilden daha fazla katkı sunarken, bize yapılması gerekenler başka illere yapılıyorsa bu vebal almaktır... 
Bu kentin hakkını başka illere vermektir. 
Bizden çok küçük illeri ve bizim verdiğimiz katkının yarısını bile vermeyen illeri, 
bizden daha iyi yapmak bu kentin insanına da haksızlıktır.