Esnaf ile sohbetim devam ediyor.
Bu kez nutuk atmadan konuya gireceğim.
Pirireis mahallesinden berber arkadaşımla sohbet ediyorum.
“Ya sizin Başkanla bir görüşte, gelsin bizi dinlesin. Bu Tulumba bizi mahvetti” diyor.
Beni herhalde Başkanın makam odasından çıkmayan basın mensuplarından zannediyor!
Şahsi bir işim hiç gitmedim.
Haklı; daha önceki dönemlerde ve bu dönem Belediyeden çıkmayan medya mensupları var!
Oda beni onlardan biri zannetti.
Yeri geldiği için lafı gediğine koyduğumuza göre, meselenin özü şu:
Tulumba battı çıktı kavşağı yapılırken düşünülmeyenlerin şimdi düşünülmesi esnafı mağdur etti.
Mesela hala yaya geçitleri yok...
Aylardır bir yaya geçidini bitiremediler...
Bitse de çözüm olacak mı?
Biz millet olarak üst geçit kullanmıyoruz ki.
Birde üst geçit yolumuzun üstünde değilse dönüp bakmayız bile.
Bizi sadece İstanbul’daki gibi rampa üst geçitler çözerdi.
Elinde bebek arabası ile bir annecağız, yüksek kaldırımları, vızır vızır geçen arabaları nasıl geçecek?
Öte yandan Pirireis mahallesine giriş yoktu, yoğun görüşmeler sonunda mahalleye giriş verildi.
Akşamları buralar hep karanlık, neden İnönü Bulvarındaki ışıklar yanmıyor?
***
“Gelsin bizim sorunlarımızı dinlesin” diyor bu civardaki esnaf.
Sanırım Başkan, seçildiği ilk yılarda yaptığı esnaf ziyaretlerini çoğaltması gerekiyor.
Yoksa esnaf bu kadar dertli olmazdı.
Sorunlarını birilerine anlatma gereği duyuyorlar.
Yoksa bana “Ya sizin Başkanla bir görüşte, gelsin bizi dinlesin.” demezlerdi.
***
Final aynı:
Sayın seçilmişler, atanmışlar, memurlar, bürokratlar, müdürler, başkanlar...
Gelin esnaf ziyaretlerini ara değil de sürekli yapın.
Sokağa çıkmazsanız, esnafla sohbet etmezseniz; pazara gitmez, mahalle bakkalına uğramazsanız
hiçbir şeyden haberiniz olmaz.
Yoksa size haber verenlerin söylediklerine inanır, onların dediklerini doğru kabul eder ama sokağın gerçek halini bilmeden günler gelip geçer.
“Ben yaptım oldu; benden bu kadar” siyasetinin son kullanma tarihi geçeli çok oldu.