Kadın cam siliyordu. Cam silerken bir yandan da düşünüyordu; bu işleri yapmak istemiyordu, hayatı biraz daha konforlu olsun istiyordu. Sonbahar temizliği yapmak gerekiyordu, iş başa düşmüştü. Koltuklar ve halılar silinecekti camlardan sonra.
Rutin bir günde, gündelik sıkıntılar ve rutin yapılacakların düşüncesiyle doluyken zihni; rutinin dışında bir şey oldu. Korkunç bir patlama sesi tüm rutini bozdu. Binaları titreten, kirli yada temiz ayrımı yapmadan civardaki tüm binaların camlarını indiren güçte bir patlama. Etraftaki konuşmalardan ve son dakika haberlerinden öğrendiği kadarıyla, evine 300 metre civarında bir uzaklıkta bir çöp konteynırına yada bir motosiklete yerleştirilen bombanın bir polis servis aracı geçtiği sırada uzaktan kumandayla patlatılmasıyla gerçekleşmişti olay. Bazı kaynaklar canlı bomba filanda diyordu. Neticede nasıl gerçekleştirdikleri sonucu değiştirmiyordu. Yaralılar vardı, ambulansların biri gidip biri geliyordu. Valilik açıklaması ölüm yok diyordu. Gerçekten öylemiydi? Öyleyse iyi haberdi. Kötünün iyisiydi yani.
Bugüne kadar binlerce kez geçtiği yol, belki onlarca kez içine çöp attığı çöp konteynırı...
Hiçbir şey masum değildi artık.
Tüm bunları düşündüğü anda nefesini tutuyordu. Ve nefes tuttuğu her acı hatıra, yepyeni travmalar yaratıyordu bedeninin hücre hafızasında.
Derin bir nefes almalı, güvendeyim olumlaması yapmalıydı. Yapmadı. Camı silmeye devam etti. Hayattaydı ve yapması gereken işleri vardı. Bu kez zihninde 'konforlu bir hayat istiyorum' yerine 'güvenli bir hayat istiyorum düşünceleri dolaşıyordu. Patlama sesinden sonra rutini bozan tek şey buydu.