SAĞLIK EMEKÇİLERİNDEN TEPKİ; İŞTE ŞEHİR HASTANESİ GERÇEKLERİ!…. | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

SAĞLIK EMEKÇİLERİNDEN TEPKİ; İŞTE ŞEHİR HASTANESİ GERÇEKLERİ!….


 

Mersin’de sağlık emekçileri, bugün açılışı yapılacak Şehir Hastanesi ile ilgili gerçekleri yapılan basın açıklaması ile kamuoyuna anlattı.

“ŞEHİR HASTANESİ, BİLİME UYGUN DEĞİL”

“HİZMET SUNUM MALİYETLERİ YÜKSEK”
“HASTANELER BORÇ YÜKÜ ALTINDA”
“ŞİRKETLER KAZANSIN DİYE HASTANELER KAPATILIYOR” 
“HASTALAR BU TESİSTEN LAYIKIYLA YARARLANAMAYACAK”
“EMEK SÖMÜRÜSÜNE DAYALI BİR SİSTEM TERCİH EDİLMİŞ”

GİZEM EKİCİ

Mersin Tabip Odası’nda yapılan açıklamaya; Mersin Tabip Odası, 25. Bölge Eczacı Odası, Mersin Dişhekimleri Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Mersin Şubesi, Sosyal Hizmetler Derneği Mersin Şubesi, Birlik Dayanışma Sendikası Mersin Şubesi, Mersin Aile Hekimleri Derneği yöneticileri ve üyeleri de destek verdi. 

“ŞEHİR HASTANESİ, BİLİME UYGUN DEĞİL”
Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan tarafından okunan, “Şehir Hastaneleri ardındaki gerçekler” başlıklı açıklamada, önemli bilgiler verildi. 
Sağlık çalışanları olarak tercihlerinin; teknolojik olarak yeterli donanıma sahip, modern sağlık kuruluşlarında çalışmak olduğunu söyleyen Uğurhan, “Bilimin gereklerine uygun şekilde, kamu yararı gözetilerek, mevcut kaynakların korunarak, yenilerinin eldekilere eklendiği modern sağlık kuruluşları hepimizin isteğidir. Şehrimizde yarın açılışı yapılacak ve ülkemizin diğer yerlerinde yapımı süren dev hastaneler ise bu kriterlere uymamaktadır. Bugün burada, gösterişli açılışların arkasına gizlenerek, görünmesi istenmeyen gerçekleri sizlerle paylaşmayı bir görev biliyoruz:

“HİZMET SUNUM MALİYETLERİ YÜKSEK”
Kamunun arazisi üzerine, özel şirketlerce yapılan şehir hastanelerinin gerek yapım, gerekse de hizmet sunumu maliyeti çok yüksek.
2016 yılı sonunda 11 milyon 788 bin metrekare kapalı alanda ve 41 bin 91 yatak kapasiteli 29 şehir hastanesi için yatırım bedeli toplam 10 milyar USD. Hazineden yani bizim ödediğimiz vergilerden şirketlere dolar üzerinden para ödenecek.  Dolar arttıkça şirketlere borç daha da büyüyecek. Dövizi olanların terörist olduğu yönünde açıklamaların yapıldığı bu zamanlarda, kamunun borcunu şirketlere dolar üzerinden ödeyecek olması ayrıca manidar bir durum.
Bir hastanenin gerek yapımı sırasında gerekse hizmet sunumu sırasında maliyetini yükseltmek isterseniz, yatak başına kapalı alanı büyük tutarsınız. Gelişmiş ülkelerde yeni yapılan hastanelerde yatak başına kapalı alan 150-200 metrekare iken şehir hastanelerinde bu alan 287 metrekare. Böylece maliyeti yükseltmek için en uygun yöntem bulunmuş görülüyor” dedi.

“HASTANELER BORÇ YÜKÜ ALTINDA”
Türkiye'de yatak başına düşen kapalı alanın, son yıllarda yapılan modern hastanelerden yüzde 40 daha fazla olduğunun da altını çizen Dr. Ful Uğurhan, bunun da daha fazla enerji tüketimi, temizlik ve bakım/onarım giderlerinin artması anlamına geldiğini kaydetti. 
Sözleşmenin 25 yıllık yapıldığı göz önüne alındığında bu süre içinde şirkete çok büyük kira bedelleri ödeneceğini de dile getiren Uğurhan, “Ayrıca yüklenici firma ile devlet arasında yapılan sözleşme gereği, Devlet, Türkiye ortalamasında doluluk oranı yüzde 62 iken, yüklenici firmaya yüzde 70 doluluk oranı taahhüt etmektedir. Bu durumda ister istemez, hastanede ‘ihtiyaç dışı hasta yatışımı mı yapılacak?’ sorusunu akıllara getirmektedir.
Şirketlere ödenecek para sadece kira bedeli değildir. Hastanelerdeki görüntüleme, laboratuar, bilgi işlem, güvenlik, temizlik, yemekhane, otopark vs gibi bütün hizmetler şirkete bırakılmaktadır. Sayın bakanın sözünü ettiği, hastaneye geldiğinde vatandaşın arabasını karşılayacak ‘vale’nin ücreti kimin cebinden çıkacak, zaman içinde göreceğiz?
Sayıştay'ın 2015 yılı raporunda, Bakanlığa bağlı döner sermaye işletmesi olan sağlık tesislerinin ciddi bir borç yükü altında oldukları, kısa vadeli borçlarını ödeme güçlerinin yetersiz olduğu, yaptıkları iş ve işlemler sonucunda zarar ettikleri vurgulandığı hatırlandığında, şehir hastaneleri büyük olasılıkla kendi döner sermayelerinden kiralarını ve harcamalarını ödeyemeyecekler. Bunun için hazine bu borçları ödemeyi şirketlere garanti ediyor” dedi.

“ŞİRKETLER YETERİ KADAR KAZANSIN, YETERLİ HASTA SAYISINI SAĞLAYABİLSİN DİYE İKİ HASTANEMİZ KAPATILIYOR” 
Öte yandan bilimsel verilere göre yatak sayısı 100’den az, 600’den fazla olan hastanelerin verimlilik açısından sorun yaşadığını da vurgulayan Dr. Ful Uğurhan, Mersin'deki hastanede yatak sayısının ise bin 294 olduğunu işaret etti. 
“Şirketler yeteri kadar kazansın, yeterli hasta sayısını sağlayabilsin diye iki hastanemiz kapatılıyor” diyen Uğurhan, açıklamasını şöyle sürdürdü; “İlimize yeni bir hastane yapılırken, diğerlerinin kapatılacak olması halk sağlığı adına bir fayda getirmeyecektir. Bugünkü veriler ile Mersin Devlet Hastanesi'nin ve Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nin toplam kapasitesi 812'dir. Bu durumda, yeni yapılan hastane ile Mersin'imiz sadece 482 yeni yatak kazanmaktadır. Hali hazırda şehrimiz yatan hasta kapasitesi dikkate alındığında Türkiye ortalamalarının dahi çok gerisinde iken toplamda 812 yatak kapasiteli iki hastanenin kapatılacak olmasının ne kadar doğru olduğunu kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz. Belirttiğimiz üzere şehrimizin yurtiçi ve yurtdışından aldığı göçlerle artan nüfusunun, sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasının, planlanan kapatmaların ardından mümkün olmayacağına inanıyoruz.

“HASTALAR BU TESİSTEN LAYIKIYLA YARARLANAMAYACAK”
Mersin Şehir Hastanesi'nin konumu dolayısıyla hastaların bu tesisten layıkıyla faydalanamayacağından endişe etmekteyiz. Kapatılacak olan iki hastanemizden ve uç polikliniklerinden 2015 yılında toplam iki milyon üç yüz bin vatandaşımız sağlık hizmeti almıştır. Bunun iş günü ortalaması ise 9200'dür. Bu rakamın yüksek oluşunun en büyük nedeni hastanelerin ve uç polikliniklerin ulaşılabilir olmasıdır.  Bu birimlerin kapatılarak, hastaların yeni hastaneye mahkum edilmesi, hastane hizmetlerinden toplu taşıma vb. yollarla faydalanan düşük ve orta gelirli vatandaşların sağlık hizmetlerine ulaşmalarında ciddi bir sorun teşkil etmekte olup, bu kesime mensup hastaları alternatifsiz bırakacak ve büyük ulaşım problemleri yaratacaktır.
Hastanelerin kapatılması şehir merkezinde kayda değer alanların atıl durumda bırakılmasına, vatandaş nezdinde alışılagelmiş sağlık hizmetinin değiştirilmesine, mevcut hastanelerin ve sağlık merkezlerinin yarattığı ekonomik hareketlilikten geçimini sağlayan bölge esnafının ve buna bağlı istihdamının yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olacağız.

“EMEK SÖMÜRÜSÜNE DAYALI BİR SİSTEM TERCİH EDİLMİŞ”
Sağlık çalışanları açısından bakıldığında; hekimler dahil tüm çalışanların kademeli olarak sözleşmeli hale getirileceği, maaştan ziyade performans ve döner sermaye ödemelerinin yapılacağı, şirkete verilen sözler gereği kölelik şartlarında çalıştırılacağı aşikardır. Hekimlere ‘hasta muayene ederken yanınızda başka bir sağlık çalışanı bulunmayacağı’ bildirilmiştir. Bu durumun süreç içerisinde hekimler açısından hukuki sorunlara yol açacağını düşünmekteyiz. Görünen o ki beş yıldızlı otel odaları için kesenin ağzını açanlar, sıra çalışan güvenliğine geldiğinde paranın hesabını yapmaktadır.  Kısaca iş güvencesinin olmadığı, kazancın emekliliğe yansımadığı, insanca yaşamaya yetecek ücretlerin çalışanlara reva görülmediği bir ortam bizleri beklemektedir.
Sonuç olarak çok daha az para harcanarak vatandaşın üstün kalitede hizmet alacağı, kolay ulaşabileceği, sağlık çalışanlarının haklarının korunacağı bir sistem kurulabilecekken, savurganlık boyutunda, yeni rant alanları sağlamaya yönelik, emek sömürüsüne dayalı bir sistem tercih edilmiştir”.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA