Haber Merkezi
Türk Büro-Sen Mersin Şubesi Başkan Yardımcısı Mustafa Güven, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı.
Güven mesajında; Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, iyileştirme, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiye engelli denildiğini anımsattı. “Bu bakımdan sağlık, yalnızca hasta veya engelli olmamak değil fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan tam anlamıyla iyi olmak anlamı taşımaktadır” diyen Mustafa Güven, bu değerlendirmelere göre ülkemizde 8,5 milyon dolayında engelli olduğu gerçeği ile karşı karşıya olunduğunu işaret etti,
“TÜRKİYE’DE HER 100 KİŞİDEN 11’İ KENDİ KENDİNE YETEMEYECEK DURUMDA”
“Bu rakam bizlere, ülkemizde her 100 kişiden 11’inin çeşitli nedenlerle fiziksel, zihinsel ya da ruhsal yönden kendi kendine yetemeyecek durumda olduğunu ortaya koymaktadır” diyen Başkan Yardımcısı Güven, “Bu denli yüksek oranda engelli vatandaşımızın olmasına rağmen, gündelik yaşamda ve çalışma hayatında engelli vatandaşlarımızla aynı yoğunlukla karşılaşmıyoruz. Sosyal hayattaki fiziki ortamların, çalışma yaşamındaki alanların engelli vatandaşlarımıza hitap etmediği açık bir gerçektir. Bu alanların yetersizliği ne acıdır ki, engelli vatandaşlarımızın toplumdan soyutlanmasına ve kaderleriyle baş başa kalmalarına neden olmuştur.
“ENGELLİLERİN SORUNLARI, TÜM İNSANLARIN ORTAK SORUNUDUR”
Toplumun ayrılmaz bir parçasını oluşturan, günlük yaşamda karşılaştıkları güçlükleri yakından izlediğimiz engelli vatandaşlarımıza ilişkin konular, her kesimin yakın ilgisini gerektirmektedir. Engelli vatandaşlarımızın sorunlarına karşı göstereceğimiz ilgi ve üreteceğimiz çözümler, insanımıza ve toplumumuza duyduğumuz saygının en önemli göstergelerinden birini oluşturmaktadır.
Engelli insanların yaşadıkları sorunlar sadece kendilerinin değil; ailelerinin, çevrenin, toplumun, kısacası tüm insanların ortak sorunudur. Bir insanın engelli olmasının; onun diğer insanlar gibi yaşaması, sıkıntı ve zorluklara rağmen başarılı olması için yaşama sevincini hiçbir şekilde kaybetmemesi gerekmektedir” diye konuştu.
“ENGELLİLERE DESTEK, SOSYAL DEVLETİN ASLİ GÖREVİ”
Güven; çağdaş dünyanın geldiği ileri noktada engellilere, eğitim, istihdam, barınma, rehabilitasyon ve bakımının sağlanması, ailelerinin desteklenmesi, üreten bireyler olarak kendi kendilerine yeterli duruma gelmeleri, yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve kolaylaştırılmasının sosyal bir devletin asli görevi olduğunu da altını çizdi.
Cumhuriyetin ilk yılında, 1924’te Mustafa Kemal Atatürk tarafından imzalanan Çocuk Hakları Beyannamesi’nde engelli çocuklara ilişkin haklar tanındığını anımsatan Mustafa Güven, “Engellilere yönelik ilk eğitim merkezi, 1924 yılında İzmir’de Mustafa Kemal Atatürk’ün bağışladığı Atlı Köşk’te faaliyete başlamıştır. 1960’lardan sonra Süleyman Demirel Hükümeti zamanında işverenlere %2 engelli çalıştırma kotası getirilmiş; 2022 sayılı Kanun 1976 yılında Bülent Ecevit Hükümeti zamanında yürürlüğe konulmuştur. 2005 yılında oy birliği ile çıkarılan 5378 Sayılı Kanun ile bu kazanımlara günün şartlarına daha uygun yeni kazanımlar eklenmiştir.
“ENGELLİLER VERGİDEN MUAF OLMALI”
Ancak Cumhuriyetin başından 1980 yılına kadar engelliler vergiden muaf tutulmuşken, bugün vergi ödemektedirler. Engelli vatandaşlarımızın sosyal yaşama ve çalışma hayatına kazandırılması için çıkarılan kanunlarda belirlenen istihdam zorunluluğu alt sınır üzerinden uygulanmaktadır. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen yüzde 3 engelli çalıştırma zorunluluğu engellilerin işe alınması için azami bir sınır teşkil etmemeli, aksine asgari bir sınır olarak belirlenmelidir. Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen 21 bin engelli memur varken, bir o kadar da engelli memur kadrosu açığı bulunmaktadır. Toplam kamu istihdamı ile kıyaslandığında kanun gereği kamuda çalıştırılması gereken yüzde 3 oranında engelli sayısı 93 bin 360 kişi olmalıdır. Kamu istihdamında dahi engelli çalıştırma zorunluluğu, alt sınırdan uygulanırken özel sektörden engelli istihdamını artırmasını beklemek doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
Engellilere; sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan toplumsal hayat içerisinde hak ettiği yerin verilmesi, hayatını sürdürebilmeleri ve aktif bir şekilde çalışma hayatı içinde olabilmeleri için bir an önce bu düşmanca zihniyetin yok edilmesi ve göstermelik olmayan, gerçek çalışmaların yapılması gerekmektedir.
“DÜNYA ENGELLİLERE GÖRE DİZAYN EDİLMELİ”
Ayrıca devlet, öncelikli olarak tüm engelli vatandaşlarımızın kendi kendilerine yetecek ve her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde bir gelire kavuşturulmasını sağlamak zorundadır. Bununla birlikte fiziki alanları ve işyerlerini de engelli vatandaşlarımıza göre dizayn etmeli, engelli vatandaşlarımıza yeni engeller çıkarılmamalıdır. Bizler de engelliliği acınacak bir durum olarak görmekten vazgeçip her sağlıklı bireyin, bir gün engelli hale gelebileceği gerçeğini kabul ederek bu bilinçle hareket etmeliyiz.
Engelli vatandaşlarımız ise siyasette, sivil toplum örgütlerinde, sosyal yaşamda ve çalışma hayatında eşit bireyler olduklarını bilmeli, bu doğrultuda hayatın her alanında kendilerine yer edinmelidirler. Engelli vatandaşlarımızın, ülkemizde huzur ve refah içerisinde yaşamalarını sağlamak, ailelerine her türlü desteği vermek siyasi iktidarın asli görevidir. Zaten yapılması gerekenleri, bir lütufmuş gibi göstermek, engelli vatandaşlarımızı derinden yaralamaktadır. Engelli vatandaşlarımız, hiçbir iktidardan lütuf beklememekte; bir birey olarak toplumdaki yerlerini almak, çalışmak ve üretmek istemektedir” şeklinde konuştu.
“ZİHİNLERDEKİ ENGELİ ORTADAN KALDIRMAK DAHA ZOR”
Fiziksel engelleri ortadan kaldırmanın, kişilerin zihinlerinde engellilere karşı oluşturdukları engelleri aşmaktan çok daha kolay olduğunu da dile getiren Mustafa Güven, bu bakımdan engellilerin sorunlarını önemseyip, çağdaş hizmet modellerini geliştirerek engelli vatandaşları yalnızca tüketen değil, üreten ve bağımsız yaşayabilen insanlar haline getirilmesini hedeflediklerini vurguladı. “Unutulmamalıdır ki, her insan bir engelli adayıdır. Onları anlamak, onlarla bütünleşmek toplum kurallarının bir gereğidir” diyen Güven, “Engelli kamu görevlilerimizi, sorunlarının çözümü için Türkiye Kamu-Sen çatısı altında birleşmeye davet ederken, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün engelli vatandaşlarımızın her türlü sorununun çözüldüğü, önlerine konulan her türlü engelin kaldırıldığı uygulamalara vesile olacak uygulamalara imza atıldığı bir dönemin başlangıcı olmasını diliyor, tüm engelli vatandaşlarımızı hayatımızın her alanında görebilmeyi ümit ediyoruz” dedi.