YILMADI! YILMAYACAK! | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

YILMADI! YILMAYACAK!


 

Sendikal faaliyetleri yüzünden açığa alınan, sürgün edilen ve hatta meslekten atılan ancak yılmayarak, her seferinde kazandığı hukuk mücadelesi ile çok sevdiği doktorluk görevine geri dönen Dr. Mehmet Antmen, 29 Ekim KHK’sı ile yine görevden alındı ama yılmadı!

Yaklaşık 40 yıldır verdiği hak mücadelesinden aldığı güç ile görevine dönmek için çabalayan aile hekimi Dr. Antmen, “55 yaşındayım ama mücadelede kararlıyım. Açlıkla sınıyorlar ama bu bir anlam ifade etmiyor. Bizi yıldıramayacaklar” dedi.

SONER AYDIN

Mersin’de 29 Ekim gecesi çıkartılan 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevden alınan hekim Mehmet Antmen 40 yıldır verdiği emek mücadelesini anlattı. Hükümetin 15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilerek cadı avı başlattığını söyleyen Antmen, “Darbeden sonra en fazla zararı darbelere, cemaat yapılanmalarına karşı olan sendikalar, eğitimciler, gazeteciler gördü” diye konuştu.  Defalarca görevden uzaklaştırılan, hakkında soruşturmalar açılan Antmen emek mücadelesini şu sözlerle anlattı:

MÜCADELE ÖĞRENCİLİKTE BAŞLADI
-Mersin yıllardır hem sendikal hem de toplumsal mücadele içinde yer alan bir hekimsiniz. Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? 
M.ANTMEN: 1962 yılında Mersin’de doğdum. İlk ve ortaöğretimi Mersin’de tamamladım. 1980’de Çukurova Tıp Fakültesi’ni kazandım ve Adana’ya yerleştim. 7 yıl öğrencilik hayatım oldu. 12 Eylül darbesinin ardından 1985 yılında kapatılan öğrenci dernekleri ile ilgili çalışmalar başlatılmıştı. O yıllarda bir takım çalışmalar içinde yer alıp Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrenci Derneği adı altında bir öğrenci derneği kurduk. Dernekte kurucu başkanlık yaptım. 

SÜRGÜN, GÖREVDEN ALMA, ONLARCA SORUŞTURMA…
-Yaklaşık 40 yıllık bir emek, sendika mücadeleniz var. 12 Eylül darbesinden sonra sendikaların kapatıldığı bir dönemde sendikal faaliyet yürütmek sizin açınızdan zor olmalı. Bu süreçte neler yaptınız?
M.ANTMEN: Okuldan sonra zorunlu hizmet için Malatya’nın Akçadağ ilçesine gittim. 3 yıllık zorunlu hizmetin ardından 91 yılının ortalarında tekrar Adana’ya döndüm. O yıllarda kamu çalışanlarının sendikal mücadelesi başlamıştı. Kamu çalışanlarının sendikalaşma mücadelesine katıldım. Tüm Sağlık-Sen adı altındaki sendikada yaklaşık 6 yıl yöneticilik yaptım. Bu süreçte 19994 yılında sendikal faaliyetlerim yüzünden cezaevine girdim, memuriyetten atıldım. 1,5 yıl görevden uzak kaldım. Ardından mahkeme kararı ile göreve geri döndüm. Bizim açımızdan sıkıntılı bir süreç oldu. 1999 yılında hakkımda açılan bir davanın ardından bu defa Bolu’nun Kıbrıscık ilçesine sürgün edildim. 1 yıl sonra mahkeme kararı ile Adana’ya geri döndüm. Ardından beni bu defa Bilecik’e sürdüler. 2 yıl daha sürgünde kaldım. Hükümetin değişmesi ve bir takım görüşmelerin ardından Adana’ya geri döndüm. 2000 yılında sendikalar yasasının çıkmasının ardından sağlık alanındaki sendikalar birleşti ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) kuruldu. Adana’da 6 yıl SES şube başkanlığı yaptım. 2010 ise yılında Mersin’e geldim. Mersin’de bu defa Tabip Odası’nda çalışmaya başladım. 4 yıl süreyle Mersin Tabip Odası Genel Sekreterliği yaptım. Bu süreçte yine çeşitli yargılamalar oldu. 2013’te Gezi eylemlerinden dolayı hakkımda soruşturma açıldı. Yine 2015 1Mayıs’ında attığımız sloganlardan dolayı Cumhurbaşkanı’na hakaret gerekçesiyle hakkımda dava açıldı. Tabi sadece sağlık sendikalarında görev yürütmedim. 1995 yılında Adana’da Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) temsilciliğinde başvuru hekimliği görevini yürüttüm. Bu görevim 15 yıl sürdü. Cezaevinde ve gözaltında işkence görenlerin rehabilitasyonuyla uğraştım. Şuanda da TİHV merkez yönetim kurulu yedek üyeliği görevini yürütüyorum. 

“NEDEN GÖREVDEN ALINDIĞIMIZI ANLAMAYA ÇALIŞIYORUZ”
-29 Ekim gece KHK’sı ile görevden alındınız. Sürgüne, görevden almalara alışıksınız ancak o gece listede adınızı görünce ne yaptınız?
M.ANTMEN: 2016 yılı Mayıs ayındaki Tabip Odası yöneticiliği görevini bıraktıktan sonra aile hekimliğine devam ettim. Ancak bu defa 29 Ekim’de yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevden alındım. 3-4 gündür ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Bilgi almaya çalışıyoruz. Valiliğe başvurduk bize başbakanlığa dilekçemizi gönderdiklerini söylediler. Göreve geri dönmek için hukuki yollara da başvurduk. 

“BU MUHALEFETİ YOK ETMEK İÇİN YAPILAN ÇAKMA BİR DARBE” 
- 12 Eylül darbesini yaşamış ve acısını görmüş bir sendikacı olarak 15 Temmuz gecesi ne hissettiniz, ne yaşadınız?
M.ANTMEN: 15 Temmuz gecesi televizyonum açık değildi. Arkadaşlarımın uyarısı ile televizyonu açtım. Televizyonu açınca bir grup askerin boğaz köprüsünü tuttuğunu gördüm. Öyle saçma sapan şeyler vardı ki, bir darbe nasıl olmaza örnek gösterilecek cinstendi. Bu çakma bir darbeydi bence. Evet, bir darbe girişimi var, bir darbe girişimi planlanmış ancak bana göre en az 12 saat önce hükümet tarafından görülmesine rağmen darbenin önü açılmış. Sanki birileri tankların önünü açarak sokağa çıkmasına göz yummuş. Çünkü darbe girişiminden birkaç gün sonra hükümet yetkilileri ‘Bu darbe bize Allahın lütfü’ diye bir demeç verdi. Bence yaşananları en iyi özetleyen cümle buydu. Darbenin başarılı olamayacağı anlaşılınca halk sokağa çağrıldı ve darbenin biraz daha sansasyonel bir şekilde dünyada yankılanması sağlandı. Bugün geldiğimiz noktada darbe ile darbeciler ile mücadele adı altında nerede bir muhalif varsa, nerede bir muhalif gazeteci, solcu sosyalist varsa bunlarla hesaplaşmaya çevirdiler. Aslında hesaplaşmanın da bir hukuku olur. KHK’larla bugüne kadar alanlarda olan insanların kamudan ihracı, tutuklanması gibi bir süreç yaşanıyor. Yani 12 Eylül darbesi ile bugünkü darbe girişimi kıyaslanmayacak kadar bir senaryodan ibaret diye düşünüyorum.

“GÖREVDEN ALINANLARIN ÇOĞU MUHALİF SOLCU”
- 15 Temmuz darbe girişinin ardında en fazla zarar gören yine bu FETÖ, Cemaat yapılanmalarına karşı olan, bunlara karşı yıllarca mücadele eden muhalifler oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
M.ANTMEN: Bu darbe girişimi hükümetin eline bir koz verdi. Yayınlanan kararnameler ile kamudan 10 bine yakın memur atılıyor bakıyorsunuz bunların birçoğu KESK’li, solcu demokrat insanlar. Elbette darbe girişimi ile mücadele etmemek olmaz. Mutlaka darbecilerle hesaplaşacaksın. Ama adil bir yargılama sonucu eğer suçlu bulunurlarsa en ağır şekilde cezalandırılmalılar. Mersin’de biz 21 hekim görevden ihraç edildik. Bunların sadece 3 tanesi Tabip Odası ile ilişkili. Kalan 18 kişi ise Tabip Odası ile ilişkisi olmayan insanlar. 

“BİZİ YILDIRAMAYACAKLAR”
- Peki, bundan sonra ne yapacaksınız. Nasıl bir yol izleyeceksiniz?
M.ANTMEN: Ben 55 yaşındayım. 15 yaşından beri sokağın içersinde olan, muhalefette yer alan bir hekimim. Lise yıllarından beri sokakta muhalefette olan biriyim. İllegal örgütlerle en ufak bir ilişkim olmadı, bundan sonra da olmayacak. Benim ekmeğimi elimden aldılar. Hekimlik mesleğimi yapmak dışında bir seçeneğim yok. Beni açlıkla sınıyorlar ama benim sendikam SES ve meslek odam Mersin Tabip Odası hem maddi hem manevi olarak ilk günden beri desteklerini sundular. Ancak bizi açlıkla, yoksullukla sınamaları bir anlam ifade etmiyor. Bizi yıldıramayacaklar. Ben mücadeleme devam edeceğim.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA