GÜLSEN KAYA
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ile 81 ilin Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanları, demokrasiye ve millet iradesine sahip çıkan bildirisini, 766 Ziraat Odası ve bu Odalara üye olan 4,5 milyon çiftçi adına, eş zamanlı basın toplantılarıyla kamuoyuyla paylaştı.
Mersin’de de bildiriyi Mersin Akdeniz Ziraat Odası Başkanlığı kamuoyuyla paylaştı. Oda binasında düzenlenen basın toplantısında Oda Başkanı Cengiz Gökçel, darbenin karşısında; demokrasinin ve milli iradenin yanında olduklarını söyledi.
“CANIMIZ PAHASINA BU VATANA, BU BAYRAĞA VE DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKACAĞIZ”
“Üretim ve ülke kalkınması için çaba harcadığımız, el birliğiyle terör belasıyla mücadele ettiğimiz bir dönemde hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık” diyen Gökçel, “Milli iradenin yine ve ancak millet tarafından değiştirilmesi dışında bir müdahaleyi asla kabul etmiyor, milletin iradesi dışında bir irade de tanımıyoruz. Gün milli iradeye ve demokrasimize sahip çıkma günüdür. Canımız pahasına bu vatana, bu bayrağa ve demokrasiye sahip çıkacağız. İktidarı ve muhalefetiyle bütün siyasi partilerimizin darbeye karşı tek vücut olması, ortak bir bildirinin altına imza atması, bombalar altında Meclis’i terk etmemesi, demokrasimiz açısından çok büyük kazanımdır. Artık demokrasimizin büyük bir olgunluğa ulaştığının göstergesidir” dedi.
“PROVOKATÖRLERE KARŞI HER ZAMANKİNDEN DAHA DİKKATLİ OLMALIYIZ”
Bundan sonra; darbe girişimine karşı milletçe gösterilen birlik, beraberlik ve dayanışma ikliminin bundan böyle de devam ettirilerek bir sürece sokulmasına her kesimin yardımcı olması gerektiğini belirten Cengiz Gökçel, toplumda çatışmaya, ayrışmaya yol açabilecek eylem ve söylemlerden mutlaka kaçınılması gerektiğini belirtti. “Bu hassas dönemde provokatörlere karşı toplumumuzun her kesimi her zamankinden daha dikkatli olmalıdır” diyen Başkan Gökçel, “Hain planları yapanlar, bu planı uygulamak üzere harekete geçerek kendi halkına kurşun yağdıran üniformalı teröristler ile bu konuda hiçbir sorumluluğu olmayan, hiçbir suçu ve günahı bulunmayan masumlar, çok kısa sürede ayrıştırılmalıdır. Korumakla görevli olduğu kendi milletine mermi yağdıran hain çetenin üyeleri hak ettikleri cezaya en kısa süre içinde çarptırılmalı, milletin vicdanı rahatlatılmalıdır.
Terör operasyonlarında birbirlerine siper olan, koyun koyuna aynı şehadet şerbetini içen Mehmetçiklerimizin ve polislerimizin ülkemizi iç ve dış tehditlere karşı koruyacak, tek yasal güç olduğu asla hatırdan çıkarılmamalı, bu iki güzide kurumumuzun işbirliğine gölge düşürebilecek her türlü söylemden uzak durulmalıdır.
Anlaşılmıştır ki hain plana; şanlı ordumuzun vatansever subay, astsubay ve erlerinin büyük bölümü, ettikleri yemine bağlı kalarak canları pahasına ve onurlu bir şekilde karşı çıkmıştır.
Kahraman ordumuz, vatansever askerlerimiz yıpratılmamalıdır. Bütün milletimizin tıpkı darbecilere karşı omuz omuza verdiği mücadelede olduğu gibi, öncelikle devletimizin de vereceği destekle, askerimizin ve polisimizin morallerini en yüksek seviyeye çıkaracak adımlar, aynı kararlılıkla ve bütün milletimizce atılmalıdır.
15 Temmuz tarihi bir yanıyla kara bir leke olarak tarihe geçmiştir. Ancak bu tarih, bir yanıyla da bundan böyle, demokrasi şehitlerinin ve milletin devletiyle bir ve tek vücut olarak kendi iradesine sahip çıktığı bir tarih olarak anılacaktır. Gelecek nesillerce de asla unutulmaması gereken 15 Temmuz tarihi, ‘15 Temmuz Demokrasi Şehitlerini Anma ve Milli İrade Günü’ olarak ilan edilmelidir” dedi.