“40 öğrenciyle ders işleniyor”
Eğitim-Sen Şube Başkanı Sinan Muşlu, Bakan Elvan’ın aksine okulların fiziki durumunun ve öğretmen sayısının yeterli olmadığını söyleyerek, sorunları gazetemize sıraladı!...
SONER AYDIN
Mersin’de göçle birlikte özellikle Akdeniz, Toroslar ve Yenişehir’deki okullarda sınıf mevcutları 40’ın üzerine çıktı. Mersin’de bin 141 okulda toplam 11 bin 307 derslik mevcutken, 21 bin 820 öğretmenin bulunduğu okullarda 2016 verilerine göre 370 bin 446 öğrenci ders görüyor. Yine rakamlara göre ilk ve ortaokulda derslik başına toplam 31 öğrenci düşerken, genel ortaöğretime 29, mesleki ve teknik okullarda ise derslik başına 37 öğrenci düşüyor.
“VERİLER GERÇEĞİ YANSITMIYOR”
Eğitim-Sen Şube Başkanı Sinan Muşlu, Mersin’deki okulların fiziki yeterliliği, öğretmen sayısı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün politikalarını gazetemize değerlendirdi.
Eğitim sisteminin sadece sayısal veriler üzerinden değerlendirildiğinde ortaya yanlış sonuçların çıkacağını savunan Muşlu, “Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün son yayınladığı rakamları dikkate aldığınızda Bakan Lütfi Elvanı destekler mahiyettedir. Ama gerçek öyle değil. Ortalamaya vurduğunuzda ilk ve ortaokulda sınıf mevcudu 31. Genel orta öğretimde 29. Ama bu genel rakamlar üzerinde böyle. Örneğin; Yenişehir’de en bilindik okullardan biri Barbaros Ortaokulu’nda 40’ın üzerinde sınıf mevcudu var. Bu ortalamaya uygun düşmüyor” diye konuştu.
“OKULLARA BÜTÇE AYRILMIYOR”
Okulların fiziki yapılarının velilerin katkıları ile düzeltildiğini, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün okullara yeterli ödenek ayırmadığını öne süren Muşlu, “Okulların fiziki durumunu düzeltmek için velilere yükleniyorlar. Okul boyasından, okula alınacak teknolojik alet için veliye yükleniyorlar. Burada hem kendi görevlerini yürütmüyorlar hem de velilerin ortaya çıkarttığı sonuçları kendilerine mal ediyorlar. Milli Eğitim Bakanlığından İl Milli Eğitim Müdürlüğüne, İl Milli Eğitim Müdürlüğünden okullara ayrılan paylar ortada. Milli Eğitim Müdürlüğünden okullara ödenek ayrılmıyor ya da çok cüzi miktarda ödenek ayrılıyor. Her okulun kantin ihaleleri yapılıyor ve bu ihalelerden bütçe oluşturuluyor. Peki, bu bütçeler nereye harcanıyor. Veya kamu emekçilerin maaşları üzerinden bankalarla anlaşma yapılıyor ve anlaşmalardan belirli ödenekler alınıyor. Bu ödenekler nerede birikiyor, nerelere harcanıyor. Buna ilişkin bir şeffaflık yok ama bütün okullarda kapısından penceresine, boyasından badanasına bütün masraflar veliye yükleniyor. Temizlik paraları velilerden toplanıyor. Velilerden aidat ya da katkı adı altında paralar toplanarak okulun eksiklikleri gideriliyor. Buradan ortaya çıkan sonuçları da hükümetin bir başarısı olarak göstermek doğru bir yaklaşım değil” dedi.
“YÜZBİNLERCE ÖĞRETMEN AÇIKTA”
Ayrıca temel ihtiyaç derslerinde ciddi bir ihtiyacın söz konusu olduğunu da vurgulayan Muşlu, 10 binlerce din dersi öğretmeni alınırken, sınırlı düzeyde fizik, kimya matematik öğretmeni alındığını işaret etti. “Bu noktada da özellikle eğitim fakültelerinin bu bölümlerinden mezun olan arkadaşlarımız çok ciddi sıkıntılar yaşıyor” diyen Sinan Muşlu, “Atanamayan öğretmenler dramı burada çıkıyor. Yüzbinlerce öğretmen okullarını başarıyla bitirmesine rağmen acı içerisinde atama yapılmasını bekliyor. Bir yandan da öğretmen ihtiyacı var denilip mahalledeki imamlar din derslerine sokuluyor” dedi.
“OKULLAR İMAM HATİPLEŞTİRİLDİ BOŞ KALDI”
Mersin’deki ilkokulların İmam Hatip Ortaokulu yapıldığını ve sınıfların birçoğunun boş olduğunu da dile getiren Başkan Muşlu açıklamasını şöyle sürdürdü; “Birçok İmam Hatip Ortaokulu az sayıda öğrenci ile ders işliyor. Bilboardlara reklamlar veriyorsun, muhtarlıklara reklamlar asıyorsun, aileleri geziyorsun, bütün reklamlara rağmen yeterli düzeyde öğrenci alamıyorsun, okulu dolduramıyorsun ama o koca okul ortaya tahsis edilmiş oluyor. Bir yandan da başka okullarda farklı sayıda öğrencilerle ders işleniyor. Okulların İmam Hatipleştirme sürecinin yaygınca yaşanması aslında diğer okulların mağdur olmasına yol açtı ve birçok noktada öğretmenlerimizin de mağdur olmasına yol açtı. Çünkü sınıf sayısı azaldıkça otomatik olarak öğretmen norm kadro fazlasına dönüştü ve istemediği halde başka okullara gitmek zorunda kaldı. Bu yüzden de eğitim-öğretim süreci sayın Elvan’ın söylediği gibi güllük gülistanlık değil”.