Onlar da insan! | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

Onlar da insan!


 

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde senede bir gün de olsa gündeme gelen sığınmacı ve mülteciler, yaşadıkları sorunlara çözüm isterken, uzmanlar uyarıyor: “Onlar da insan ve onların sorunları bizimde sorunlarımız! İstesek de istemesek de!”

Hediye Eroğlu 

Bugün 20 Haziran Dünya Mülteci Günü… Savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan ve gerek hoşgörü kenti olması gerekse de kolay yaşanabilirliği ve sıcak eklimi nedeniyle tercih edilen illerin başında gelen Mersin’de, sığınmacı ve mültecilerin çoğu gelecekten umutsuz!
Avrupa Birliği (AB) Sivil Düşün Aktivist Programı’na bireysel aktivist olarak başvuran ve aldığı destekle oluşturduğu 5 kişilik ekiple Çukurova bölgesinde çadır kentlerdeki yaşamı araştıran Selahattin Güvenç, mültecilerin barındığı Mersin ve Adana’da ki çadırlarda yaşanan insanlık dramına dikkat çekti.
Türkiye’deki Suriyeliler’in büyük çoğunluğunun ne sığınmacı ne de mülteci statüsüne sahip olduğunu işaret eden Güvenç, “Bunlar ne sığınmacı ne de mülteci statüsündeler. Kapılar açıldı ve içeriye alındılar. Hepsi bu! Çünkü sığınmacı veya mülteci olarak kabul edilmeleri halinde bir takım uluslar arası yasal haklara sahip oluyorlar. İşte bunun önlenmesi için misafir olarak ülkeye giriş yaptırıldılar. Ancak bu böyle devam edemez” dedi.  

İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR!
Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa ve Hatay’dan giriş yapıp, barınma imkanı bulamayan, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 200 bin dolayında Suriyeli’nin Mersin’de olduğunu ve bunların önemli bir kesiminin çadırlarda yaşam savaşı verdiğini bildiren Selahattin Güvenç, durumun içler acısı olduğunu kaydetti.
“Kamu yönetimi bunları görmek, sorumluluklarını almak istemiyor” diyen Güvenç, “Çünkü yasal sorumluluk almak istemiyorlar. Ama artık bu sorun görünür hale geldi. Her kamu yöneticisinin bu taşın altına elini koyması lazım. Bunlar artık görünmeyecek bir durumda değil. İnsani olarak bir takım şeyler yapılmaya çalışılıyor ancak bunlar yeteri değil” dedi.
Çadırlarda insan haklarına aykırı bir yaşam savaşı verildiğini bildiren Selahattin Güvenç, eğitim, sağlık, güvenlik, barınma, çalışma, hijyen ve özellikle temiz suya ulaşım hakkından yoksun bir yaşam süren sığınmacı ve mültecilerin, sorunların ve taleplerine çözüm üretilmesi için çağrı yaptı.
Güvenç: “Onlarda insan, onların sorunları bizim de sorunlarımız olmalı. İstesek de istemesek de bu böyle. ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ diyerek kafamızı kuma gömemeyiz. Bir gün o sorun mutlaka ki bize de ulaşır” dedi. 

DESTEKLER KOORDİNASYONSUZ!
Özellikle yaz aylarının gelmesi ile birlikte ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalan sığınmacı ve mültecilerin halk için de önemli tehditler oluşturduğuna dikkat çeken Güvenç, “Adana’da 19 Mersin’de 4 bölge olmak üzere 23 farklı bölgede çadırda yaşama dair izler sürdük. Burada Suriyeli sığınmacılardan, zorla göç ettirilenlere kadar sayıları yüzbini bulan insan olduğunu tespit ettik. Mersin’de Akdeniz Belediyesi başta olmak üzere bazı sivil toplum kurumu ve kuruluşları bu insanlara destek olmaya çalışıyor. Ancak ne Mersin ne de Adana’da sadece merkezi hükümetin değil, yerel yönetimlerinde bu soruna yönelik çalışmaları yeterli değil. Tüm bu sorunların çözümü için yapılan çalışmalar ise yetersiz ve koordinasyonsuz!
Bizim çözüm için önerilerimiz var. Çadır bölgelerinde yaşamı kolaylaştırmak için bir koordinasyon kurulu oluşturulmalı. Valiler, büyükşehir belediyesi başta olmak üzere yerel yönetimler, Milli Eğitim, Sağlık, Çalışma ve Aile Bakanlığı ile koordineli bir çalışma içine girmeli. Bu yapıda sivil toplum kuruluşları da görev almalı.
Öncelikle çadır bölgeleri yeniden düzenlenmeli. Örneğin konteynır kente dönüştürülebilir veya Kızılay çadırları ile daha insani bir barınma ortamı yaratılabilir. 
Temizlik ve hijyen ihtiyacı için seyyar tuvaletler, bulaşık, çamaşır yıkama yerleri yapılabilir. 
Özellikle elektrik ihtiyacı için yeni TEDAŞ tarafından düzenlemeler yapılmalıdır. Zira bu konuda ciddi sıkıntılar ve tehlikeler yaşanmaktadır.
Özellikle Suriyeli sığınmacılar için kendi içlerinde ki kalifiye insanlardan örneğin öğretmenlerden fayda sağlanabilir. 

SAĞLIĞIMIZ TEHLİKEDE
Gezici eğitim ve sağlık ekipleri buralarda hizmet verebilir. Çünkü özellikle bulaşıcı hastalıkların çok yaygın olduğunu görüyor ve önümüzün yaz olması nedeniyle kaygılanıyoruz. Yaz aylarında tifo gibi bulaşıcı hastalıklar, son derece zehirli böcekler, sivrisineklerin olduğu bölgedeki açık kanalizasyonlar büyük tehlike saçıyor. Yaz aylarında bu tehlike çok daha büyük bir hale gelecek. 
Biz de bu toplumun bir parçasıyız. Onların sağlıklı yaşamı, bizim sağlıklı yaşamımız anlamına geliyor. 
Bu noktada devlet tabiî ki sorumlu ve üzerine düşeni yapmalı ancak yerel yönetimlerin de yapabileceği çok iş var. Ancak maalesef ki şu zamana kadar yapmadılar. Mersin ve Adana’da özellikle Büyükşehir Belediyeleri bu soruna el atarsa, sorunlar daha hızlı ve kolay çözülebilir. Biz bu konuda desteğe hazırız” dedi. 

NEFRET SÖYLEMİ ARTIYOR!
Ayrıca sığınmacı ve mültecilere yönelik toplumdaki nefret söylemlerinin de arttığına dikkat çeken Selahattin Güvenç, “Özellikle ekonomik göçle gelenler yani tarımsal faaliyetlerde çalışan mevsimlik işçiler ile Suriyeli sığınmacılar arasında ciddi sıkıntılar var. Bunun nedeni de Suriyeli sığınmacılar nedeniyle ücretlerin yarı yarıya düşmesi…
Onlar bu işin sorumlusu olarak Suriyeli sığınmacıları görüyor, ‘bunlar geldi, benim yaşam alanlarımı daraltı, benim sorunlarım arttı’ gözüyle bakıyorlar. Dolaysıyla Suriyeli sığınmacılarda da bir tedirginlik var. Bu durum nefret söylemine kadar varmış durumda. Önümüzdeki süreçte ciddi çatışma süreçleri yaşanabilir. 
Ayrıca yine Suriyeli sığınmacılara merkezde de tepki var. Esnafta, halkta tepkili. Bu doğru bir yaklaşım değil, ‘devlet bunlara destek veriyor’ deniliyor ancak öyle bir şey. Kendi başlarına hayata tutunmaya çalışıyorlar, şehirde yaşayan ile çadırda yaşayan Suriyeli sığınmacılar arasında çok büyük farklılık var. Çadırda yaşayanları sadece toprak sahipleri biliyor, ne kayıtları var, ne de gelecekleri. Hayatta kalma mücadelesi veriyorlar.
Suriyeli sığınmacıları düşman olarak görmeyelim. Savaştan kaçarak buyara geldiler. Devlet olarak, toplum olarak duyarlı olmak durumundayız. Yani hem zorla yerinden edilenler hem de Suriyeli sığınmacılar çadırlarda; içler acısı bir durumda yaşıyorlar, bu insanlara devletin çok acil el uzatması gerekiyor” diye konuştu.

 


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA