Hediye Eroğlu

Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Özdemir, Mercan TV Mersin Stüdyoları’nda Hediye Eroğlu’nun hazırladığı Arka Plan Programı’na konuk olarak, soruları yanıtladı. Toros Üniversitesi’nin 51 yıllık bir tecrübenin son halkası olarak Mersin’de 2009 yılında kurulduğunu anımsatan Prof. Dr. Özdemir, bugün 3 fakültede bin 500 öğrencinin, 70’e yakın öğretim görevlisinden eğitim aldığını belirterek, “Doğu Akdeniz’in en güzel kentinde yaşıyor, kent üniversitesine ev sahipliği yapıyoruz. Üniversitemizde teorik ve pratik eğitim birlikte verilmekte olup, 3’üncü nesil üniversitelerin öncüsü olmanın haklı gururunu yaşıyoruz” dedi. 
Öğrencilerinin yüzde 37’sinin burslu olduğunun da altını çizen Rektör Prof. Dr. Özdemir, bunun gençleri önemsediklerinin göstergesi olduğunu belirterek, “Gençleri hayata hazırlarken her alanda büyük bir titizlikle çalışıyoruz. Örneğin 30 farklı öğrenci grubumuz öğrencilerimizin hem sosyalleşmesi, hem de toplumsal yaşama hazırlanması adına başarılı işlere imza atmaktadır” dedi. 
Ancak kendi çabalarının tek başına yetersiz olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Özdemir, “Kentin tüm dinamiklerini bu işin katarak gelişim için birlikte çalışmalıyız, Mersin birlikte hareket etmeli. Birbirimize kenetlenmeliyiz. Tek yumruk olmalıyız” çağrısı yaptı. 
İşte o çarpıcı röportaj…

ARKAMIZDA 51 YILLIK TECRÜBE VAR
SORU: Toros Üniversitesi’nin kuruluş öyküsünü anlata bilir misiniz? 
Y. Özdemir: Üniversitemiz, Toros Okulları’nın da kurucusu olan Mersin Eğitim Vakfı tarafından kurulmuştur. Vakfımız eğitim alanında 51 yıllık tecrübeye sahiptir.
Toros Üniversitesi olarak kendimizi bu 51 yıllık tecrübenin son halkası olarak tanımlıyoruz. 2010-2011 yılında ilk kez öğrenci alarak eğitim-öğretim faaliyetine başladık. Şu anda 3 fakültemizde, lisans, ön lisans ve doktora düzeyinde 3 bin 500 öğrencimiz bulunmakta.  
SORU: Üniversitenizin akademik kadrosuyla ilgili bilgi verir misiniz?
Y. Özdemir: Fakültelerimizde profesör, doçent, yardımcı doçent,  düzeyinde yaklaşık 70’e yakın öğretim üyesi var. Öğrencilere yol gösteren pek çok hocamız üst düzey deneyimlere sahip. Bununla beraber Meslek Yüksek Okulumuzda yaklaşık 50 tane öğretim görevlimiz var.

MERSİN FIRSATLAR KENTİ!
SORU: Üniversite kampüs yaşamı hakkında bilgi verir misiniz?  
Y. Özdemir: Üniversite kampüsümüz kent merkezinde olup, üniversitemizi tanıtırken de, ‘kent üniversitesi’ olarak lanse ediyoruz. Çünkü kentle bütünleşmiş bir üniversiteyiz. ‘Sosyal tesisleriniz var mı’ diye sorduklarında; kentin bütün yaşam alanlarının bizim sosyal alanlarımız olduğunu söylüyoruz. Ayrıca bu durumun avantajlarını da iyi kullanıyoruz. Örneğin öğrencilerimiz ulaşım sorunu yaşamıyorlar. 
Herkesin şunu çok iyi anlaması gerekiyor; çok güzel bir kentte yaşıyoruz. Yani Doğu Akdeniz’in en güzel kentinde yaşıyoruz. Şehrin stratejik öneminden dolayı birçok farklı alanlar gelişmiş durumda. Turizmden lojistiğe, tarımdan kültür sanata pek çok ekonomik, sosyal ve kültürel ortam Mersin’de bulunmakta. Bu kent fırsatlar kenti. Bu da öğrenciler için çok önemli. Bizim de iddiamız öğrencilerimizin bu fırsatlardan faydalanmalarını sağlayarak, eğitim-öğretim ve iş yaşamını birlikte götürmelerine yardımcı olmak. 
Günümüzde üniversiteler ve iş alanları birbirinin tamamlayıcısı konumunda. Üniversitelerin amacı iş alanlarının istediği nitelikli elemanı yetiştirmek. Biz iş dünyasının istediği elemanları, 3’üncü nesil üniversite anlayışıyla, sektörle bir araya gelerek teorik ile prtiği birleştirerek yetiştiriyoruz. 

PATRON 1 KİŞİDEN, 3 KİŞİLİK İŞ BEKLİYOR
SORU: Üniversiteye yeni başlayacak öğrencilere uyarılarınız nelerdir? 
Y. Özdemir: Öncelikli konu öğrencinin; nasıl bir yaşam istiyorsa ona göre mesleki seçim yapması! Bu seçimi yaparken de; gelecekte gelişmeye müsait sektörlerin, iş sahalarının ne olduğuna bakılmalı ve buna görü bölümler seçilmeli.
Örneğin bu bölgede lojistik önümüzdeki 10 yıl içinde önemini kat kat arttıracak. O zaman ne yapmak gerekiyor, lojistikle ilgili bir bölümü seçmek gerekiyor. 
Veya burası turizm bölgesi. Turizm sektöründe 150’yi aşkın alt sektör bulunmaktadır. Öğrenci; kendini bunlara göre yetiştirmeyi seçebilir.
Bir ürün üretirsiniz ama önemli olan sürdürülebilirliği, pazarıdır. Satamazsanız, o ürünü üretmenizin bir anlamı yoktur. 
Üniversitemizin en büyük özelliklerinden bir tanesi de, var olan bütün bölümlerin gelişen sektörler göz önünde bulundurularak planlanmış olmasıdır. Müfredatın içindekilerle de yetinmiyoruz. İnsanlar, işverenler artık sizden kişisel gelişiminizi istiyorlar, sizden çok şey bekliyorlar. Özel sektör bir kişi yerine üç kişi bekliyor. Bunu yapmak durumundasınız.

TOROS’DA; HUZUR VE BARIŞ VAR
SORU: Toros Üniversitesi her kesimden öğrencinin tercih ettiği bir üniversite, çok çeşitli bir öğrenci yapısı var bunu neye bağlıyorsunuz?
Y. Özdemir: Biraz önce bahsettiğim gibi öğrencinin iyi bölümleri tercih etmesi lazım. İyi bölüm seçiyorsanız ve öğrenci geleceğini o bölümde görüyorsa o zaman gerçekten onların arasında bir rekabet oluyor. 
Örneğin mimarlık bölümünü herkes okumak istiyor, herkes okudukça rekabet artıyor. Ayrıca bizim çok huzurlu bir üniversitemiz var. Bu nedenle farklı görüşten öğrencilerin seçiminde öne çıkıyoruz. Öğrencilerin huzur ve barış içinde bir ortamda birbirine kaynaşarak, birbirleriyle bilgi alışverişi yaparak eğitim- öğretimleri sürdürmesi gerekiyor. Üniversitemiz de bunu fazlasıyla sağlıyor. 

KENETLENMELİYİZ
SORU: Çok sık etkinlikleriniz oluyor. İŞKUR, Ticaret ve Sanayi Odası, Organize Sanayi Bölgesi ile sık sık bir araya geliyorsunuz. Bu birliktelikler öğrencilere nasıl yansıyor? 
Y. Özdemir: Bun buluşmalar, etkinlikler hızla, artarak devam edecek. Ancak bu buluşmaları öğrencisinden hocasına, çalışanından patronuna kadar kentin bütün dinamiklerini içine katacak şekilde yapmamız gerekiyor. 
Çünkü bu işler birlikte çalışılarak yapılabilir. Birlikte hareket edilerek yapılabilir. Bence Mersin’in bundan sonra yapması gereken en önemli kısım birlikte hareket etmesidir. Bu kent için hepimizin birbirimize kenetlenerek, birlikte hareket etmesi gerekiyor. 
Nedir bu bölgenin geleceği lojistik! O zaman lojistik konusunda bütün kurumlar kendisine düşen görevi ayrı ayrı yapmalı ve birlikte hareket etmeli. Lojistik konusunda üniversiteye düşen en büyük görev nedir? Birincisi, onların istediği nitelikli elemanı yetiştirmek. İkincisi, araştırma ve geliştirme yapılması için yüksek lisans, doktora düzeyinde çalışmalar yapmak. Yani iş dünyası bizden çözümler istiyor. Biz bu sorumluluklarımızı yerine getirirken diğer paydaşlar da üzerine düşeni yapmalı. Bizim ürettiğimiz bilgiyi alıp, üzerine bir şeyler koyarak değere dönüştürmeli.