Geçen yıl Mayıs ayında Akut Miyeloid Lösemi tanısı konulan 53 yaşındaki Ayşe Değirmenci, aldığı üç kemoterapinin ardından durumunda düzelme olmayınca MEÜ Onkoloji Hastanesine başvurdu. Kemik İliği Nakil Merkezi sorumlusu MEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Hemotoloji Bilim Dalında görevli Doç. Dr. Pelin Aytan'ın tedavisine başladığı Değirmenci'ye uygun kök hücre bulunması için önce kardeşlerinden örnek alındı. Sonucun olumsuz çıkması üzerine 3 kızından da örnek alınan Değirmenci, en büyük kızı 35 yaşındaki Elif Değirmenci'nin 'yarı uyumlu' olması üzerine umutlandı. Yapılan naklin tam uyum sağlamasıyla ilk 90 günü atlatan Değirmenci'yi eşi İbrahim Değirmenci (60) tedavi sürecinde yalnız bırakmadı.
Kızından yapılan nakille hayata tutunan Ayşe Değirmenci de geçen yıl mayıs ayının sonlarında konulan teşhisin ardından yaşadığı süreci anlattı. 3 kez kemoterapi aldığını belirten Değirmenci, "İlik nakli oldum. Büyük kızımınki yarım uyumlu oldu. Kızımdan bulunması iyi hissettirdi. Bulunmasaydı ne olurdu bilmiyorum. Şuanda çok iyiyim, sonuç çok güzel" dedi.
"YARI UYUMLU İLİK NAKLİ YAPTIK"
MEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Hemotoloji Bilim Dalında görevli Doç. Dr. Aytan, Değirmenci'nin tedavi sürecini anlattı. Hastanın ilk 90 günü atlattığını belirten Doç. Dr. Aytan, şöyle devam etti: "Hastamız Ayşe Değirmenci, Akut Miyeloid Lösemi tanısı almış olup aylar süren kemoterapiler ve uzun kemoterapilere bağlı yatışlar sonrası tam yanıt durumundayken kızından 'yarı uyumlu' dediğimiz bir nakil tipi olan haploidentik kemik iliği (Anne, baba, yarı uyumlu kardeş veya evlatlardan yapılan nakil) nakli yaptık. Neden bu nakli tercih ettik. Aslında bu bizim tercihimizde olan bir durum değil. Çünkü hastanın tam uyumlu akraba vericisi ya da tam uyumlu Türk kök vericisi bulunmamaktaydı. Bu nedenle alternatif bir nakil seçeneğimiz olan haploidentik kemik iliği naklini yaptık. Bu yarı uyumlu bir nakil ve komplikasyonları tam uyumlu nakillere göre daha ağır olan ve süreci yönetmek de biraz sancılı. Ancak biz tüm ekibimizle birlikte hasta ve hasta yakınlarımızın da özverileriyle bugüne geldik. 90'ıncı günümüzü bitirmiş bulunuyoruz. Bu çok kolay olmadı."
"İLK 90 GÜN BİZİM İÇİN ÇOK DEĞERLİDİR"
Doç. Dr. Aytan, bu tedavi sürecinde ilk 90 günün kendileri için çok önemli olduğunu vurguladı. Bu süreçten sonra da takiplerin devam ettiğine değinen Aytan, "90'ıncı günden sonra da takiplerimiz haftalık 10 günde bir, 15 günde bir, 20 günde bir devam eder. Ama en azından içimiz şu an da biraz daha rahat. Hastamızın en son yapılan kemik iliği biyopsi değerlendirmesiyle tam yanıt durumundadır. Ve en son yapılan genetik incelemesinde, vericisiyle tam uyumlu, yüzde yüz kimerik dediğimiz tam uyumlu durumdadır. İlk 90 günü atlattık" dedi.
"HASTANEMİZDE GEÇEN YIL 83 BİN 143 KİŞİYE HİZMET VERİLDİ"
MEÜ Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar da 2020 yılında açılışı gerçekleştirilen Onkoloji Hastanesi hakkında bilgi verdi.
Hastanenin toplam 14 bin 500 metrekare kapalı alana sahip olduğunu ifade eden Yaşar,"Hastanemizde Radyoloji, Hematoloji, Tıbbi Onkoloji, Çocuk Hematoloji, Çocuk Onkoloji ve Kemik İliği Nakil Merkezi olmak üzere toplamda 6 ünitede hastalarımıza hizmet sunuyoruz. Bu ünitelerimizde 15 öğretim elemanımız görev alırken, 92 sağlık personelimiz de hastalarımıza en iyi sağlık hizmetini sunmak için çalışmalarını sürdürüyor. Hastanemizde geçen yıl 83 bin 143 kişiye hizmet verirken, 59 kişiye de kök hücre tedavisi uygulandı. Tüm bu sağlık hizmetlerimizin yanında refakatçilerimizi de unutmadık. Onkoloji Hastanemizin hemen yanında yer alan ve içerisinde klima, banyo, tuvalet, yatak ve televizyonu bulunan 40 kişi kapasiteli 20 odalı misafirhanemizde refakatçilerimiz ücretsiz bir şekilde kalabiliyorlar" diye konuştu. (İha)