GÜLSEN KAYA

Yarenlik Alanı’nda bir araya gelen Eğitim Sen Tarsus Şubesi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Tarsus Şubesi üyelerine çeşitli sivil toplum kuruluşları da destek verdi. Laik ve bilimsel eğitim için imza kampanyası başlatan Aleviler ve eğitimciler bir de basın açıklaması yaptı.

Müftülük ve vakıflarla yapılan tüm protokollerin iptal edilmesini isteyen grup adına açıklama yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Tarsus Şubesi Cuma Erçe, bu talepleri için Saat Kulesi önünde imza standımızı açtıklarını ve 3 gün boyunca bu etkinliği sürdüreceklerini söyledi.

KARANILĞA SÜRÜKLENİYORUZ

Ülkenin tam bir zifiri karanlığın içine sürüklendiğini söyleyen Erçe, “Bugün buraya eğitim sistemi başta olmak üzere hayatın her alanına sirayet eden gerici ve ırkçı yaklaşımların geldiği son durumu sizlerle paylaşmak ve bu politikalara karşı itirazımızı dile getirmek için toplandık” diyerek, ileride telafisi mümkün olmayacak yıkımlarla karşı karşıya olunduğunu belirtti. Bir yandan savaşın ve çatışma ortamının yarattığı kaos ve bir yandan devletin ve kurumlarının kendisini dinsel bir şekle ve zihniyete büründürerek aslında çok sıkıntılı olan ve kırıntıları ile idare etmeye çalışılan laikliğin tümü ile ortadan kaldırılmasını hedefleyen yaklaşımlarına dikkat çeken Cuma Erçe, “Ülkemiz Türkiye tipi bir şeriatla yönetilmeye ve bu yönetim şekli iyiden iyiye kalıcı hale getirilmeye çalışılmaktadır. Devletin zirvesinden tutundan en aşağıda yer alan sıradan bir bürokratına kadar herkesin bir ağızdan söylediği ve uygulamaya soktuğu bu yönetim biçimi çağdaş ve laik bir toplum olmayı hedefleyen ülkemiz için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

1920’li yıllarda saltanatın yerine demokrasiyi, şeriat yerine laikliği, karanlık yerine aydınlanmayı hedefleyen ve yönünü batıya çeviren Türkiye halkı bugün Osmanlının bile gerisine düşen bir ortamla karşı karşıya kalmıştır.

HER OKUL, İMAM HATİP’E DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Okullarımızda zorunlu din dersleri yanına yeni din dersleri eklenmiş ve her okul adeta bir imam hatip okuluna dönüştürülmüştür. Eğitim müfredatı her fırsatta gerici ve dinsel ögelerle doldurulmuş ve bilimi değil hurafeleri esas alan daha cinsiyetçi ve daha ırkçı bir müfredata dönüştürülmüştür. Din eğitimi vermek amacı ile kurulan veya kurdurulan dernek, vakıf, cemiyet, dershane  gibi yerlerde tam anlamı ile kindar bir nesil yetiştirilmektedir. Buralarda kontrolsüz ve yasadışı işler yapılmakta ve maalesef çocuklarımız her yönden istismar edilmektedir” dedi. 

AMAÇ; KİNDAR VE DİNDAR AMA EN ÖNEMLİSİ BİAT EDEN NESİL…

Şeriatın kurumsallaştırılmaya çalışıldığını ve adeta dinin devletin hatta bir zümrenin dini haline getirilmeye çalışıldığı da dile getiren Başkan Erçe, bu zümrenin isteklerine cevap verecek bir toplum yaratılmak istendiğini kaydetti. “Kindar ve dindar ama en önemlisi biat eden, otoriteye boyun eğen bir nesil yaratma çabasının en önemli gelişmelerinden birisisi de eğitim kurumlarının yeniden dizayn edilme çabasıdır” diyen Erçe, “Bu aşamada artık pes dedirtecek uygulamalarla karşılaşır hale gelinmiştir. Mersin Milli Eğitim Müdürlüğü ile Müftülük arasında imzalanan protokol gereğince ilkokul öğrencilerinin haftanın dört günü okula, bir günü ise camiye götürülmesi imza altına alınmıştır. Uygulamada sıkça görülmeye başlanan bu duruma yasal bir kılıf uydurma yaklaşımını kabul etmemiz mümkün değildir. Dünyanın bilim ve teknolojide birbiri ile yarıştığı bir dönemde bizi her geçen gün bilimden ve sanattan uzaklaştıran ve tamamen ırkçı, gerici ve cins ayrımcı motiflerle donatılan eğitim sisteminden derhal vazgeçilmelidir. Eğitim yuvaları din eksenli merkezlere dönüştürülmemeli ve çocuklarımız okullarda bilimle, sanatla ve sporla haşır neşir olmalıdır. Mersin Valiliğince onaylanan ve gelen baskılar üzerine şimdilik durdurulduğu ifade edilen protokol derhal iptal edilmeli ve bir daha asla böyle protokoller gündeme gelmemelidir. Çocuklarımızın din eğitimi ailelere bırakılmalıdır. Okul zamanlarında öğrenciler ne Camiye, ne Cemevine ne de Kiliseye götürülmemeli ve okullarda din eğitimi verilmemelidir. Eşit yurttaşlık temelinde laik ve bilimsel eğitim normları uygulanmalı ve çocuklarımızda telafisi mümkün olmayan travmalar oluşturacak yöntemler terk edilmelidir. Çok dilli, çok kültürlü ve çok inançlı bir ülkede özellikle Alevi çocukların asimilasyonunu hedefleyen her türlü yaklaşım son bulmalıdır. Zaten sorunlu olan laiklik tam ve gerçek manada devletin ve anayasanın vazgeçilmez ilkesi olarak kabul edilmelidir.

“AKP TÜRKİYE’Yİ BİR DİN DEVLETİ YAPMA ARZUSUNDA”

AKP Hükümetinin niyeti apaçık ortadadır. AKP Türkiye’yi bir din devleti yapma arzusunu artık gizleyememektedir. Her fırsatta halkın nabzını ölçmekte ve en üst düzey yöneticiler tarafından hepimizi endişelendiren açıklamalar yapmaktadır. Bunun en vahimi ve en tehlikelisini dün Meclis başkanı sayın İsmail Kahraman tarafından yapılmıştır. Anayasadan laiklik ilkesinin çıkarılmasını ve anayasanın dindar bir anayasa olmasını isteyen meclis başkanı AKP nin yapmaya çalıştığı Anayasanın da ip uçlarını açığa çıkarmıştır. Bu gelişme bu ülkeden yaşayan bütün halklar açısından ciddi tehlikeler içermektedir. Bu mesele sadece Alevilerin ya da Eğitim Senli öğretmenlerin meselesi değildir. Bu mesele yönünü bilime ve çağdaşlığa çevirmiş bütün kesimlerin meselesidir. Meclis başkanının bu çağdışı yaklaşımını şiddetle kınıyoruz” diye konuştu.

Üç gün süreyle toplayacakları imzaları Mersin’de toplanan imzalarla birleştirip Mersin Valiliği’ne sunacaklarını aktaran Cuma Erçe, bu kapsamlı asimilasyon ve dinselleştirme hamlesine karşı direneceklerini kaydetti.