Bu kadarı da ancak bizde olur! | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

Bu kadarı da ancak bizde olur!


 

Mersin’in Silifke ilçesi Taşucu Mahallesi’nde “Ancak Türkiye’de olur” dedirten bir olay yaşandı! Taşucu’nda halkın tepkisine rağmen yapılmak istenen Yat Limanı ve Balıkçı Barınağı projesi ile ilgili ÇED toplantısı ‘kaçak’ ve yıkım tehlikesi bulunan binada yapılmak istendi. Halkın itirazları ile ÇED toplantısı ikinci defa yaptırılmadı!

HEDİYE EROĞLU

 

Uluslararası koruma altındaki Akdeniz Foklarının yaşam alanını tehdit eden Mersin’in Silifke ilçesi Taşucu Mahallesinde limanın özelleştirilmesine tepkiler artarken, Ulaştırma Bakanlığı yıl başından buyana sessiz sedasız hayata geçirmek için uğraştığı “Yat Limanı ve Balıkçı Barınağı Projesinde ısrarını sürdürüyor.

Yaklaşık 4 yılda 53 milyon 612 bin 264,96 TL bedelle hayata geçmesi istenen proje için ilk olarak 24 ocak tarihinde halkı bilgilendirmeye yönelik Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı yapılmak istendi. Ancak projeye karşı duran Taşucu Mahallesi sakinleri başta olmak üzere bölge insanlarının tepkisiyle toplantı yaptırılmadı.

 

KAÇAK BİNADA ÇED TOPLANTISI YAPMAK İSTEDİLER

Buna rağmen bakanlık itirazları dikkate almayarak projede hiçbir değişikliğe gitmeden ikinci defa ÇED ile ilgili halkı bilgilendirmek için toplantı düzenleme kararı aldı. Dün yapılmak istenen ikinci ÇED bilgilendirme toplantısında “Ancak Türkiye’de olur” dedirten bir olay yaşandı! Toplantının yapılmak istendiği Liman Restoran’ın yüzde 80’i aşan oranlarda her an çökebilecek tehlikede kaçak kısımları olduğu ortaya çıktı.

ÇED toplantısı için gelen yüzlerce bölge sakininin hayatının tehlikeye atılamayacağını savunan katılımcılar duruma tepki göstererek, çökme tehlikesi bulunan binaya girmeyi kabul etmedi. Halkın itirazları üzerine toplantı ikinci defa yapılamadı.

Bakanlığın resmi duyurusunu yaptığı gün, yer ve saatte, belirtilen söz konusu gerekçe nedeniyle toplantının hiç başlamadan yapılmaması sonucunda; bölge halkı, toplantının yapılmadığını belirtir bir tutanak hazırladılar ve tutanak tüm katılımcılar ile birlikte imza altına alındı.

 

SİLİFKE KUŞATMA ALTINDA

Daha sonra bölge halkı adına Taşucu Kent Birlikteliği ve Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Silifke Temsilcisi Av. Ayşe Doğan bir basın açıklaması yaptı.

“Bölgemiz Nükleer Santral, Balık Çiftlikleri, Çimento Fabrikası, Taş Ocakları ile adeta bir kuşatma altında” diyen Doğan, “Ancak bölgemizi kuşatan tüm bu olumsuz gelişmelerin bölge insanlarının yaşamlarına etkileri, bugün burada ÇED toplantısı ile bulunmamıza neden olan liman genişletme projesi kadar hissedilir değildi. Artık bölge insanları liman genişletme projesinin henüz başında oluşan / oluşacak tüm olumsuzlukları yakından görüyor, biliyor, etkileniyor. Bu anlamda, tüm bu faaliyetleri uygulamak isteyen şirketler, adeta bölge coğrafyasını yaşanmaz, bölge halkını da bu coğrafyada yaşamaz hale getirme anlayışıyla ilerlemektedirler.

 

“COĞRAFYAMIZA, İNSANIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ”

Ancak bizler, bölge halkı olarak; denizimize, toprağımıza, havamıza, suyumuza, coğrafyamıza, insanımıza sahip çıkacağız ve tüm kararlılığımızla da sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Deniz alanına eklenecek yeni iskele ve rıhtımlar ile deniz alanının daralacağını ifade eden Doğan, mevcut limanda kullanan deniz araçlarının proje sonrası limanı kullanamayacaklarını da dile getirerek, deniz araçlarının manevra yapmalarına imkan sağlayacak deniz alanını belirtir manevra dairesinin, teknik anlatımının olmadığını söyledi.

 

YEREL ESNAF EKONOMİNİN DIŞINA İTİLECEK

Projenin kara alanında üst yapı inşaatları yapılacağını da anımsatan Doğan, “Proje sahasında kafe, lokanta, bar, çay bahçesi vb. işletmelerin yapılması nedeniyle yerli esnaf ekonominin dışına itilecek. Proje ile limanı yıllardır kullanan yatlara, balıkçılara barınma imkanı sunulamayacak. Proje sonrası limanı kimlerin kullanacağının bilinmediğini, tüm bu belirtilen, geniş teknik anlatım nedenleriyle burada belirtilemeyen çok daha fazla haklı gerekçelerle söz konusu projeye karşıyız” diye konuştu.

 

“RANT PROJESİNE HAYIR”

ÇED toplantısı için bakanlık tarafından uygun görülen yerin yüzde 80’i aşan oranda kaçak kısımları olduğuna da değinen Ayşe Doğan, ÇED toplantısı yapmak için halkın güvenliğini dikkate almayan bir idare ile karşı karşıya olduklarını işaret etti. Güvenlik için toplantı salonuna emniyet tarafından arama yapılarak alındıklarını da belirten Doğan, “Üzerimizde çakmak dahi olsa içeriye alınmayacağımız söylendi. Ancak söz konusu toplantı yerinin lokanta olması nedeniyle içeride bıçak gibi kesici / delici aletler ile birlikte içki şişelerinin dahi olduğunu galiba unuttular” dedi.

Vatandaşlar ise, “Taşucu limanı halkındır”, “rant projesine hayır” pankartları açarlarken sıklıkla, “direne direne kazanacağız”, “susma sustukça sıra sana gelecek” sloganları attılar.

 

BAKANLIĞIN CİDDİYETİ ORTADA

Aktivist Musa Türkmen, çökme tehlikesi nedeniyle binaya girmek istemediklerini söyleyerek, “Toplantıya resmi görevli olarak katılan emniyet personelleri dahil tüm kurumların personellerinin can güvenliği olmaması nedeniyle duruma tepki gösterdik. Bu durum, toplantıyı düzenleyen bakanlığın, toplantının / projenin amacına dönük işleyişine ciddiyet / özen yönünden yaklaşımını düşündürmektedir” dedi.

 

BİNLERCE TON DOLGU MALZEMESİ KULLANILACAK

Projenin altyapı inşaat süresinin 2 yıl ve üstyapı inşaat süresinin de 2 yıl olmak üzere toplamda 4 yıl olduğunu aktaran Türkmen, “Proje kapsamında yapılacak dolgu çalışmalarında 27 bin 560 metreküp /49 bin 608 ton malzeme, 208 adet çelik kazık kullanılacak. Dolgu malzemesi, ekonomik taşıma mesafesinde bulunan gerekli standartlara uygun ve bölgede ÇED izni alınmış ruhsatlı ocaklardan ve hazır beton santrallerinden satın alma ile temin edilecek. 4 yıl sürmesi planlanan inşaat faaliyetleri içerisinde binlerce ton dolgu malzemesinin tek seçenek olan Taşucu içi yol güzergahı üzerinden kamyonlarla taşınması aşamasında oluşturacağı gürültü kirliliği, toz kirliliği, trafik yoğunluğu etkileri; bölgede yaşayan insanların, turizm amaçlı bölgeye gelen insanların, yerel ticari işletmelerin üzerinde oluşturacağı olumsuzluklar düşündürmektedir.

 

 

“PROJE UYGULANIRSA LİMAN TİCARİ BİR İŞLETME STATÜSÜNDE OLACAK”

Planlanan proje kapsamında yapılacak revizyonlar sonrasında limanın sahibi olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından Taşucu Yat Limanı ve Balıkçı Barınağı’nın işletmesi talebe göre belediyeye, taşucu su ürünleri kooperatifine veya bir gerçek/tüzel kişiliğe devredilecek. 137 milyon 777 bin 787,80 TL bedelle yapılacak projeden sonra kullanılmaya başlanacak limanın işletme maliyeti, limanı kullanacak tüm deniz araçlarına gereken oranlarda yansıtılacak. Söz konusu bu durum, ülkenin içerisinde olduğu olumsuz ekonomik koşullar içerisinde, kendi gereksinimlerinin maliyetlerini karşılamakta güçlük çeken balıkçılar, gezi tekneleri için sürdürülebilir anlamda limanı kullanabilmeleri yönünden olumsuzluk içermektedir. Öyle ki, oluşacak liman kullanım maliyetleri nedeniyle, söz konusu deniz araçlarının limanı kullanamama durumları da oluşabilecektir.

 

“YAZILI ANLATIMLA KULLANABİLİRLER TEKNİK ANLATIMLA KULLANAMAZLAR”

Söz konusu projenin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) dosyası içerisinde teknik olmayan anlatım kısmında, ‘Limanı şu anda kullanmakta olan kayıtlı ve izinli tüm deniz araçları ÇED sürecine konu olan ‘Taşucu Yat Limanı ve Balıkçı Barınağı’ projesi tamamlandıktan sonra da limanı kullanmaya devam edebilecektir’ yazmaktadır.

Ancak, proje kapsamında mevcut yapılara yapılacak 96 m uzunluğunda 2 adet, 64 m uzunluğunda 1 adet, 100,05 m uzunluğunda 1 adet kazıklı iskeleler ile birlikte 243,35 m uzunluğunda 1 adet kazıklı rıhtım, 100 m uzunluğunda rıhtım, 97 m uzunluğunda rıhtım, 54 m uzunluğunda rıhtımlardan oluşan ilaveler, söz konusu proje öncesinde limanı kullanan deniz araçlarının projenin tamamlanması sonrasında limanı kullanmaları durumunda manevra kabiliyeti yönünden olumsuz etkileyecektir. Öyle ki, söz konusu projenin ilk ÇED toplantısında limanı resmi olarak kullanan tüm denizciler, manevra yönünden yaşanacak olumsuzluklar nedeniyle projenin teknik detaylarına yoğun itirazlarını belirtmişlerdi. Bu durum, söz konusu projenin ÇED dosyası içerisinde sunulan yazılı anlatımlar ile teknik anlatımların farklılık gösterdiğini ortaya çıkarmaktadır. Sonuç olarak, yazılı anlatımlar neticesinde projenin uygun bulunarak kabul görmesi yönünde tercih oluşması, projenin tamamlanması sonrası deniz araçları tarafından kullanılması aşamasında, teknik yönden deniz araçlarının limanı kullanamamaları durumunu ortaya çıkarabilecektir.

 

BU PROJE KİMLER İÇİN YAPILIYOR?

04.01.2023 tarihinde duyurusu yapılan, 24.01.2023 tarihinde Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı neticesinde bakanlığın iptal/iade yönünde kararıyla sonuçlanan ilk proje, içerisinde hiçbir değişiklik yapılmadan 13.09.2023 tarihinde yapılan duyurusu sonrasında ikinci defa ÇED aşamasıyla bakanlık tarafından uygulama sürecine alınıyor.

Öyle ki, ilk ÇED toplantısı içerisinde bölge halkı ile birlikte limanı yıllardır resmi olarak kullanan denizciler projeye haklı gerekçelerle itiraz etmişler, limanı yıllardır kullanan denizciler projenin uygulanmasının teknik yönden limanı daraltarak deniz araç trafiğini olumsuz etkileyeceğini, deniz araçlarının liman içerisinde manevra kabiliyetini azaltarak kazalara sebep olacağını, hatta tüm bu olumsuzluklar nedeniyle limanı yıllardır kullanan denizcilerin deniz araçları ile birlikte limanı kullanamayacaklarını belirtmişlerdi.

Ancak, tüm bu haklı gerekçelerle ilk ÇED sürecine iptal/iade yönünde karar veren bakanlığın, söz konusu proje üzerinde hiçbir değişiklik yapmadan aynı şekilde ikinci defa ÇED süreci aşamasıyla uygulamaya başlatıyor olması ‘bu proje kimler için yapılıyor’ sorusu üzerinden düşündürüyor.

 

 

 

 

AKDENİZ FOKLARININ YAŞAM ALANINDA 4 YIL İNŞAAT FAALİYETİ YAPILACAK

Öte yandan söz konusu projenin inşaat sahası, ülkemizin taraf olduğu Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi’ (BERN Sözleşmesi) uyarınca uluslararası sözleşmelerle korunması gerekli alanlardan önemli ‘Akdeniz Foku Yaşama ve Üreme Alanları’ kapsamında Akdeniz Foku yaşam alanı içerisinde kalmaktadır.

Öyle ki, aynı bölge içerisinde faaliyet sürdüren çimento fabrikasının (MEDCEM) lojistik gereksinimleri kapsamında, Akdeniz Foklarının yaşam alanı içerisinde başlatılan Yeşilovacık Limanı genişletme projesinin inşasında kullanılan metal kazıkların deniz içerisine yerleştirilmesi aşamasında oluşan ses ve titreşimin deniz canlıları üzerinde oluşturduğu stres nedeniyle, inşaata yakın sahil kesiminde, inşaat faaliyetlerinden kaynaklı olduğu düşünülen şüpheli Akdeniz Foku (henüz üç aylık yavru) ölümü 2014 yılında yaşanmıştı. Bu durum, benzer tekniklerle yapılması planlanan ‘Taşucu Yat Limanı ve Balıkçı Barınağı Projesi’ inşa süreci içerisinde, uluslararası sözleşmeler kapsamında korunan, nesli tükenme tehlikesinde Akdeniz Foku deniz canlıları üzerinde ölümle sonuçlanabilecek benzer olumsuzlukların yaşanabileceği ihtimali yönünden düşündürmektedir” diye konuştu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA