HEDİYE EROĞLU
Mersin’in kentsel rantı en yüksek bölgelerinden Mezitli ilçesinde tartışmalara rağmen yapımına başlanan 37 katlı gökdelen inşaatına sert tepkiler gelmeye devam ediyor. Yüksek Yapılaşma Yönetmeliği olmadığı için ilgili meslek odaları bu yapılar üzerinde denetim yapma yetkisi bulunmazken, Mersin’de yüksek katlı bina yapımının serbest olduğu 2017’den önce ruhsat alan firmaların gökdelen dikme çalışmaları hız kazandı.
Uyuyan ruhsatlarını uyandıran bazı müteahhitler, MEÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyeliğinden emekli Prof. Dr. Selim İnan, “7’den büyük bir deprem olursa Mersin tehlike altında” uyarısına rağmen inşaat faaliyetlerine başladı.
Özellikle yangına müdahale alanında da sıkıntılar yaşanan ve geçmişte can kayıplarına neden olan acı tecrübelere rağmen son olarak Adnan Menderes Bulvarı üzerinde Galatasaray Meydanı karşısındaki Mazlum Tektaş tarafından yapılan 37 katlı gökdeleninin inşaatına başlanması, sert eleştirileri beraberinde getirdi.
“TARIM ALANLARININ YAĞMASININ ÖNÜNÜ MEZİTLİ BELEDİYE BAŞKANI AÇTI”
Bu alandaki çalışmalara yıllardır tepki gösteren isimlerin başında gelen mimar Abdullah Yılmaz adeta açtı ağzını yumdu gözün. Onay veren belediye başkanlarından, göz yuman siyasilere ve işe alınarak biat ettirilen meslek odalarına sert sözlerle yüklenen Yılmaz, bedelin çok ağrı olacağına dikkat çekti.
İlk olarak inşaat faaliyetlerine yer açmak için narenciye bahçelerinin katliamına dikkat çeken Yılmaz, “Mezitli Belediye başkanına soruyorum? Neden 400 dönüm narenciye tarım alanını beton yığınına çevirecek imar plan tadilat talebini acil olarak kendi meclis gündeminize getirdiniz?
Mezitli Belediye Meclisi’nden hem de ‘oy birliği ’ ile geçmesini sağladınız, kendi belediye sınırlarınız içerisinde, bu tarım alanlarının yağmasının önünü siz açtınız” diyerek özellikle Davultepe’de sanayi sitesi kurmak için 420 dönüm narenciye bahçesini, 60 bin verimli narenciye ağacını keserek betonlaştırma çabalarını eleştirdi.
Verimli narenciye bahçelerinin ülke ekonomisine ciddi katma değer sağlaması gerekirken ranta peşkeş çekilmek istenirken son anda bölge halkının sahiplenip hukuksal süreç başlatması ile kurtulduğunu anımsatan Yılmaz, Toprak Koruma Kurulunca bölgeye verilen bilim dışı ‘tarıma elverişsiz’ raporu sonrası Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinden grubu olan tüm siyasi partileri nitelikli narenciye bahçelerinin kamu yararı içermeyen kişisel rant temalı beton yığınına dönüşmesine oy birliği ile verdikleri katliam kararlarını anımsattı.
KENT SUÇU İŞLENİYOR
Mersin’de narenciye alanlarına karşı işlenen kent suçlarının, alınan kentsel suç niteliğindeki kararların aktörlerinin ortada olduğunu vurgulayan Abdullah Yılmaz, “Kent katliamına, tarım alanlarının katledilmesine karşı üç maymunu oynamaya devam eden başta belediye başkanları olmak üzere, siyasi bir kaygı gütmeksizin oy birliği ile narenciye bahçelerini kişisel ranta peşkeş çekenleri kamuoyu bir kez daha tanımalıydı...!!!
Mersin Uluslararası Turunçgil Kongresi hüsranla bitti! Üzerinden bir ay geçti. Kentin organize olmuş dinamikleri, sahiplerinin verdiği dozaj ayarlarından dolayı, Mersin halkının kent yağmasından haberdar olmaması için, mülkiyetleri olan tarım alanlarının ellerinden alınması, arazilerine çökülüp, yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak Büyükşehir Belediye Meclisinden oy birliği ile alınan hızlı kamulaştırma kararırının unutulması gerekiyor” dedi.
İŞ ALIP BİAT EDEN MESLEK ODALARI USSTU
Yaşanan kent suçu ve katliamlarına karşı suskunluğa da tepki gösteren Abdullah Yılmaz, “Mersin Kent Konseyi sustu? MTSO sustu? Sivil toplum örgütleri sustu? Meslek odaları susmak zorundaydılar, önce dozaj ayarı aldılar, sonra makam, mevki, kişilik aldılar. Sonra iş aldılar. Biatçı oldular!
ŞEHRİN EMİNİ İLE NEŞET TARHAN NEDEN SUSTU?
Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan neden sustu? Mersin'deki siyasi parti temsilcileri neden sustu? Mersin şehri emini neden sustu? Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısında bu küçük sanayi yapımını kimse engelleyemeyecek diyerek masaya yumruğunu vurmuştu?
Vazgeçmiş değiller bekliyorlar, Narenciye Festivali süresince ihtiyaç molası verdiler, şimdiden seçim molası!
Mersin’de ‘ikircikli belediye başkanları, belediye meclis üyeleri’, vekiller, STK’ların başkanları, toprak koruma kurulu üyeleri, Mersin Ulusal Turunçgil Konseyi... Ve dolgu malzemesi bazı meslek örgütleri, vakıflar… Mersin Davultepe, Tece halkının yüzüne ‘bu bölge tarım alanı, narenciye alanı’ diyemediniz...!!!
Mersin Büyükşehir, Mezitli Belediye Meclisinde içerisinde 60 bin adet yetişkin narenciye ve zeytin ağacı olan 420 dönüm narenciye tarım alanının katledilip, yağmalanmasına,kamu yararı içermeyen, birilerinin kişisel rantı için sanayi sitesinin yapılmasına oybirliği ile onay verdiniz..!” diye konuştu.
“KİŞİSEL RANT İÇİN ARAZİ TOPLAYAN KENT HAİNLERİ, ALLAH'IM BEN NE YAPTIM’ DİYECEKLER”
“Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az’ misali.. ne yazık ki Mersin liyakat sahibi insanların elinde değil, sahipsiz” diyen Abdullah Yılmaz, “Dilerim bölgede arazi toplayan, kişisel rant için onlara bu konuda yardım ve yataklık eden tüm kent hainleri, kibar kent soyucuları unutamayacakları, ‘Allah'ım ben ne yaptım’ diyecekleri acılar yaşarlar...
Mersin’de ‘ikircikli belediye başkanları, belediye meclis üyeleri’, vekiller, STK’ların başkanları, Toprak Koruma Kurulu üyeleri, Mersin Ulusal Turunçgil konseyi ve dolgu malzemesi bazı meslek örgütleri, vakıflar… Mersin Davultepe, Tece halkının yüzüne ‘bu bölge tarım alanı, narenciye alanı’ diyeceksiniz. Seçim zamanı utanmadan” dedi.
37 KATLI BİNANIN YÜRÜTMESİNİ DURDURMAK İÇİN HUKUKSAL SÜREÇ BAŞLATTINIZ MI?
Tüm bunlar yaşanırken kent, sahil yağmasının organize bir şekilde hızla devam ettiğini dile getiren Abdullah Yılmaz, son olarak sahil bandında yapılmak istenen 37 katlı gökdelen inşaatını eleştirdi.
Sahilde dere yatağı içerisinde, imarında sorunları olan, kent siluetine uygun olmayan, Mezitli’yi biraz daha fazla yaşanmaz kılacak inşaatla ilgili Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan’ın, uzun süre “Bu inşaatın ruhsatı bizden önceki belediye tarafından verilmiştir” dediğini anımsatan Yılmaz, şimdi neden sessiz kaldığını, bu kentsel yağmada kamu yararı olup olmadığını sordu. “Yürütmeyi durdurmak için hukuksal süreci başlattınız mı? cevap bekliyorum” diyen Yılmaz, “Geçmişte sahilde yapılan binalarla ilgili Kıyı Kenar Kanunu’nda çekme mesafesi ile ilgili problem vardı. Şuan bu sınırı valilik beliyorlar.
Ama 2017’den önce verilen ruhsatlar var. Ruhsatın süresi 2 sene. Her 2 senede bir ruhsatı yenilemeleri gerekiyor. Her iki senedi bir bu ruhsatlar yenilenirken neden önünde durulmadı?
MEZİTLİ BELEDİYESİ SUÇ İŞLEDİ
Ayrıca 2017’de alınan ruhsat 1,50 emsalli bir ruhsat. Önden de ruhsat alırken terk etmeleri gereken bir alan var. Bu alan eskiden kıyı kenara giriyordu ki hala da giriyor esasen ama mücadele eden yok.
Ve şimdi Mezitli her konuda rahatlıkla iş yaptırabileceğiniz bir ortam olduğu için isteyen istediğini yapıyor. 37 katlı gökdelen inşaatının önünde durması gereken Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, terk edilmesi gereken alana yani 7,5 metrelik kısma ticaret ruhsatı verdi. Belediye burada suç işledi. Yanındaki Park Plaza da emsali kullanarak zaten kaçak havuzunu resmileştirdi.
Bu işin şuan partisi söz konusu değil maalesef. Encümende, kararlarda, mecliste birlikteler. 37 katta kimlerin daireleri var? Örneğin Mezitli Belediyesi 37 katlı binanın ruhsatını istese zamanında yenilemeyebilirlerdi. Yani önleyebilirdi ama önlemedi. Üstüne üstlük bir de AVM yapılması için ticaret alanı ruhsatı verdiniz” dedi.
İNSANLAR YÜKSEK KATLI MEZARLARA PARA ÖDÜYORLAR
Mersin kentinin 30, 40 katlı niteliksiz betondan, insan yaşamına aykırı betondan ormanlara dönüştürülmeye çalışıldığını savunan mimar Abdullah Yılmaz, “İnsanlarımız farkında olmadan Yüksek Yapılaşma Yönetmeliği olmayan Mersin’de, sadece makyajlı yüksek katlı mezarlara para ödüyorlar. Kentini peşkeş çekenlere farkında olmadan para ödüyorlar. Mersin’i dünya kenti yapacağım diye ortaya çıkanlar küresel iklim krizi değişikliğinden dünyadan, Mersin’den bir haber! Bir dönem Rusya’da insanların düşünüp doğruyu görmesini engellemek, hep sarhoş kalmalarını sağlamak için bedava votka dağıttıkları gibi Mersin’de de halkın parası ile içi boş festivaller, konserler, moda defileleri, kutlamalar yapılıyor.
Tüm amaç aşağı da bazılarını örneklediğim kentsel suçların balçıkla üzerlerini sıvamak için.. Sahil bandında boydan boya dev aykırı, imar yolsuzlukları içeren gökdelenlerin yapımı hızla devam ediyor. Çin Seddi gibi kentin deniz cephesi kapatılıyor. Şehrin tabi klimantasyon kanalları bir avuç yandaşın kişisel rantları için dev beton yığınlarıyla kapatılıyor.
“AL GÜLÜM VER GÜLÜM. DEVLETİN MALI DENİZ…”
En son Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan beyin verdiği inşaat ruhsatı kent siluetinin yüz karası olacak şekilde kapatılmaya hızla devam ediyor. İç kısımlarda yaşayan, rüzgar esintisi alamayan insanımız sıcaktan bunalıp sabaha kadar sahil dolgu alanında oturuyor, yatıyor, çocuklarını serinletmeye, yaşatmaya çalışıyor.
Mersin Büyükşehir ve alt ilçe belediye meclislerinde televizyonda da yayınlanan canlı yayınlarda yapılan siyasi showlar dışında, siyasi bir kaygı, aykırı bir düşünce, siyasi kaygı söz konusu değil. İlke her dönem aynı; ‘Al gülüm ver gülüm. Devletin malı deniz…” şeklinde konuştu.
UCUBEYE KARŞI MİMAR VE MÜHENDİSLERE GÖREV ÇAĞRISI
Araştırmacı yazar Abdullah Ayan da, kentteki ranta dayalı yağmayı eleştiren isimlerden oldu. 37 katlı gökdelen inşaatını eleştiren Ayan, mühendis mimar odalarının kamusal kimliği kadar kamusal sorumlulukları olduğunu anımsatarak, göreve çağırdı.
“Günlerdir Adnan Menderes Bulvarı GS meydanı karşısında inşaatına başlanan ve 37 kat olacağı duyurulan 'ucube' ile ilgili gerek kent estetiği gerekse de geçmişin dere yatağı, günümüzün bataklığı zemine yapılacak olması nedeniyle ileride telafisi imkansız can ve mal kaybına uğrama riski taşıyan bu inşaata karşı Oda'ların kamusal sorumlulukları gereği bir şey söylemelerini bekliyoruz” diyen Ayan, “Ya çıkıp, sahile 100 metreyi aşkın gökdelen dikilmesinde konuya vakıf uzmanlar olarak bir sorun görmüyoruz diyeceksiniz. Ya da kente ve kentte yaşayanlara karşı sorumluluğunuzun gereğini yerine getireceksiniz...
Susarak, tanık olduğunuz cinayete rağmen başınızı başka yöne çevirerek, görmezden gelerek taşımanız gereken vebalden kurtulamazsınız...
Hadi ilçe belediyesi verdiği ruhsatın gereğini yapıyor diyelim.. Peki odalara ne oluyor?
Bu duyarsızlık bu suskunluk neden?” dedi.