“LİBYA’YA ASKER GÖNDERMEYİN, BM’Yİ GÖREVE ÇAĞIRIN” | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

“LİBYA’YA ASKER GÖNDERMEYİN, BM’Yİ GÖREVE ÇAĞIRIN”


 

Mersin’den, hükümete seslenen CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya: “İran, Irak, ABD arasında yaşanan soruna biz benzinle gidemeyiz. Asker göndermekten vazgeçin, BM’yi göreve çağırın”.

HEDİYE EROĞLU

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, bir dizi ziyaret ve temasta bulunmak üzere geldiği Mersin’de hükümete Libya tezkeresi üzerinden yüklendi.

CHP Mersin İl Başkanlığı’nı ziyaret eden Kaya’ya, Milletvekilleri; Alpay Antmen, Ali Mahir Başarır ve Cengiz Gökçel’de eşlik etti.

Bugün 31 Mart seçimlerinden sonra Mersin’e özellikle kurtuluşu günü kutlamaları kapsamında gelmek istediğini söyleyen Kaya, kentin kurtuluş gününü ve seçimlerde Mersin Büyükşehir ile Tarsus Belediyesi’ni yeniden kazanan örgütünü kutladı.

“Mersin ve Tarsus rakiplerimizin en iddialı oldukları yerlerdi” diyen Yıldırım Kaya, “Örgütümüz rakiplerimizin en iddialı olduğu yeri hedefledi. Ve onu kıvançla başardılar. Örgütümüzü bir kez daha kutluyorum, takdire şayan bir iş yaptılar. 3 Ocak Mersin’in kurutuluşu, 5 Ocak Adana’nın kurtuluşu. Ben aynı zamanda Parti Spor Kurulu’ndayım. Bugüne özel etkinliklerimizi vardı ama hava muhalefeti nedeniyle yapamadık. Mersin’de kurtuluşu coşkuyla karşılayacaktık. Biz coşkuyu işgale karşı yaşadık. Kurtuluş bir işgale karşı yürütülen mücadelenin sonucudur. Eğer 100 veya 50 yıl sonra birileri de bizim işgale kalkıştığımız yerden kurtuluşu günü kutlama kalkışırsa bu bizim ayıbımız olur. Biz kurtuluşun, işgalin ne demek olduğunu yakın tarihimizden biliyoruz. 100 yıl önce bu ülke işgal edildiğinde, işgale karşı kadınların, çocukların önderliğinde, Anadolu insanın yiğitliğiyle Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde nasıl bir mücadele verildiğini biliyoruz. Dolayısıyla işgalin ne demek olduğunu, işgale karşı mücadelenin ne demek olduğunu, kurtuluşun coşkusunun nasıl yaşandığını çok iyi biliyoruz” dedi.

“MERSİNLİLERDEN DAHA FAZLA SURİYELİLERİN CİRİT ATTIĞI BİR TABLO VAR”

Mersin’in, Çukurova’nın, Ortadoğu’ya çok yakın bir bölge olduğunun da altını çizen Kaya, Mersin’de, Mersinlilerden daha fazla Suriyelilerin cirit attığı bir tablonun görüldüğünü de dile getirerek, “Çocuklarımız işsiz, insanlarımız yoksul, aç ve sefil ama bunlar bir kenara bırakılmış. Başka ülkelerden insanlar, misafirperverliğimize diyecek bir şey yok biz Anadolu insanıyız, misafirperverlik vatanında yaşamayacak hale gelmiş olanlara kucak açmaktır. Bunu her zaman Anadolu insanı yapar, yaptı da. Ama eğer bir ülkenin kendi devleti, askeri var ise kendi toprağında, kendi özgür vatanında yaşama hakkı varken bir başka ülkeye, bir başka siyasi proje sonucu getiriliyorsa bunun karşısında durmalıyız” dedi.

“LİBYA KONUSUNDA YANILMADIK”

Ayrıca önceki gün TBMM’nin 100’üncü yılına girdiğini de anımsatan Kaya, Libya tezkeresi üzerinden yaptığı eleştirilerde, TBMM’nin 2020’de çok büyük bir ayıp işleyerek, 100’üncü yılına yakışmayan bir karar aldığını söyledi.

“Bu karar alınırken Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve grubumuz bunun Türkiye, Ortadoğu ve bölge açısından çok ciddi sonuçlar doğuracağının altını çizdi” diyen Kaya, “Keşke yanılsaydık. Dün İranlı bir komutan Irak’ta ABD kuvvetlerince katledildi. Irak yangın yerine döndü, İran ateş topu haline geldi, Suriye’de zaten böyle bir ateş topu var, biz hangi halle Libya’ya gideceğiz? Libya’ya gittiğimizde Mehmetçikleri bekleyen tablo nedir? Irak sınırında terör örgütü tarafından öldürülen asker şehitlerimizin cenazesini mi kaldıracağız, yoksa Yemen türküsünü yeniden söylemeye mi başlayacağız? Biz analarımızın yanık yüreğiyle söylediği Yemen türküleri ile büyüdük.

Biz Yemen’e gitmenin ne demek olduğunu, Yemen’de şehit düşmanın ne demek olduğunu yaşayan bir ecdattan geliyoruz. Dolayısıyla bu soruna kendi siyasal çıkarları temelinde bakarak çözüm üretilemeyeceğini herkesin görmesi lazım. İran ve Irak’ta yaşananlar… ABD emperyalizminin bu bölgeye ilk girdiği tarihi hatırlayın. Çok büyük bir çaba sarf ederek, 1 Mart tezkeresinin çıkmaması için mücadele etmiştik. Partimiz çok ciddi bir mücadele verip, Mersin’den Edirne’ye partililerimiz 1 Mart tezkeresi çıkmasın diye sokaklara dökülmüştü. O dönem Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinde de vicdanlı milletvekilleri vardı ve bizimle birlikte oy kullanarak, 1 Mart tezkeresi çıkmadı. Eğer o dönem 1 Mart tezkeresi çıkmış olsaydı, Türkiye bugün bu bütünlüğünü koruyamamış olacaktı. Irak’ta, Suriye’de yaşananlar Türkiye’de daha acı bir tablo ile yaşanacaktı.

“İRAN, IRAK, ABD ARASINDA YAŞANAN SORUNA BİZ BENZİNLE GİDEMEYİZ”

Bunların tümünde görmemiz gereken bir şey var; bu Libya’ya asker gönderme tezkeresi çıkmış olsa da dün geceden itibaren İran, Irak, ABD arasında yaşanan soruna biz benzinle gidemeyiz. Derhal hükümet Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan, bu çılgın düşüncesinden, çılgın projelerinden vazgeçip derhal tezkereyi uygulamaktan vazgeçsin.

Genel başkanımız dün bir çağrı yaptı. Bu çağrı; Türkiye’nin bu sürece dahil olmaması için Birleşmiş Milletler’in göreve davet edilmesiydi. TBMM’nin ana göreve BM’yi göreve çağırır ve BM eliyle bölgenin kan gölüne dönmesine ‘dur’ denmesi denilmesi lazım. Bu savaş bir yere düştüğünde yangın her tarafı saracaktır. Irak’taki küçük bir kıvılcım İran’ı sardı, İran’da yaşanacak, İran ile ABD’nin yaşacağı bir savaş ortamı bu ülkede bizi yiyecek ekmek bulamayacağımız günlere getirecektir. Buradan hızla geri çekinilmesi gerekiyor.

“KURTULUŞ İÇİN BİRLİK OLALIM”

Mersin’in kurtuluşu bunun için bir fırsat olabilir. Mersin’den, Mersin’in kurtuluş gününden bu çağrıyı yapıyor olmak; bizim için bir avantaj.

Mersin’den seçilmiş olan Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerine de çağrımız var: gelin Mersin’i 98 yıl önce birlikte nasıl kurtarmışsak, bölgenin da ateş topu olmasının önüne birlikte geçelim. Bu ülke bizim, bu ülkenin bu devletin güvenlik güçlerine güvenmeyen bir siyasi parti genel başkanı olmaz. Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal ediyor ama devletin güvenlik görevlileri ile sokakta hakimiyetin kurulamayacağını söylüyor. Alkımınızı mı yitirdiniz siz? Askerimiz,polisimiz var, siz kendi özel kuvvetlerinizi oluşturuyor, özel kuvvetleriniz ile bu ülkede güvenliği sağlayacağınızı söylüyorsunuz. Kimin güvenliğini sağlayacaksınız? Biz saraylarına sıkışmış, sarayından başka hiçbir şeyi düşünmeyen yönetim anlayışını gördük. Osmanlı’nın son döneminde boğazlar işgal edildiğinde, savaş gemilerinin toplarının namluları saraya döndüğünde, sesini çıkarmayan saray sosyetelerini biliyoruz biz. Ama orada bildiğimiz başka bir şey var. O gemileri gören Mustafa Kemal Atatürk, ‘geldikleri gibi giderler’ dediğinde yanındaki yaveri dahi inanmadı. Çünkü yalnız bir adamdı. Askeri, ordusu, silahı, parası yoktu ama düşman kuvvetleri çok fazla paraya da, askere de, silaha da sahipti. Ama onun Anadolu insanı ile birlikte yüreği vardı, o yürekle birlikte Anadolu’ya geldi ve halk ile birlikte Kurtuluş Savaşı’nı başarıyla sonuçlandırdı, cumhuriyeti ilan etti, TBMM’yi kurduk. 100 yıl önce Cumhuriyeti ilan ettik. Bu yüzyıllar bizim omzumuzda büyük bir yüktür. Torunlarımıza ve gelecek kuşaklara yüzyılları yaşatacağız. Bunu nasıl yaşatacağız? Bunu olmaz denileni nasıl Mersin’de başarmışsanız, önce düşmandan Mersin’i kurtardınız, daha sonra 31 Mart’ta hiç kimsenin inanmadığı ama bu örgütün bütününün inandığı bir işi yaptınız, Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni, Tarsus’u yeniden aldınız. İki kritik yer vardı, Tarsus ve Mersin, burası Akdeniz’e açılan önemli bir ticaret kapısıdır. Şimdi önümüzdeki görev işsizimize iş bulmak, yoksulumuzun karnını doyurmak, Türkiye’ye buradan umut olmaktır.Güneyden esen ılık rüzgarlar Ankara’nın ayazını dindiriyor. Buradan sizin yarattığınız güzellikler, Adana’dan, Mersin’den, Hatay’dan yarattığınız güzellikler bizim umudumuzu arttırıyor. Biz inanıyoruz ki önümüzdeki süreçte halkın iktidarı kurulacak. Hem Türkiye’de, hem bölgede savaşlar son bulacak. Barış, özgürlük, demokrasi ve sevgi ortamında bir ülkede hep birlikte yaşayacağız. bunu en çok kadınlarımız, çocuklarımız ve gelecek nesillerimiz hak ediyor. Bizim onlara sözümüz var.  Mustafa Kemal Atatürk’ün yoldaşları olarak sözümüz onlaradır. Nasıl ki siz en büyük devrimi cumhuriyet devrimini gerçekleştirip bize emanet etmişseniz, İsmet İnönü çok partili yaşama geçerek demokrasi devrimini bize emanet etmişse Karaoğlan Bülent Ecevit sosyal demokrasiyi bu topraklara armağan etmişse bizim de o 3 büyük öndere sözümüz olsun ki, 4’üncü büyük devrimi özgürlükçü demokrasi devrimini bu ülkede gerçekleştireceğiz. Gelecek yüzyıllar çocuklarımıza böyle armağan olacak” diye konuştu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA