SONER AYDIN

Akdeniz Belediye Meclisi Ekim ayı toplantısının birinci bileşimi Karaduvar Mahalle evinde gerçekleştirildi. Komisyonlardan ve idareden gelen maddelerin görüşüldüğü mecliste Karaduvar Mahallesi’nde kurulması planlanan polipropilen tesisi gündeme geldi. HDP’li Meclis Üyesi Ali Tanrıverdi tesisin mahalleye büyük zarar vereceğini söylerken, CHP’li Meclis Üyesi S. Serhat Dövenci ise tesisin istihdama katkı sağlayacağı görüşünü savundu.

“KARADUVAR, BAHTI KARA BİR MAHALLE”
HDP’li Meclis Üyesi Ali Tanrıverdi, mahalle halkının büyük tepki gösterdiği polipropilen tesisi ile ilgili dilek ve temenniler bölümünde söz aldı. Karaduvar’ın kirliliğe neden olan bütün sanayi yatırımlarına ev sahipliği yaptığını söyleyen HDP’li Tanrıverdi, “Karaduvar, bahtı kara olan bir mahalle. Kirliliğe neden olan ne kadar sanayi yatırımı varsa hepsi bu bölgede. Karaduvar konumu itibari ile çok güzide bir yer. Herkes bu alanda konumlanmak istiyor. Yapılanı geri çeviremeyiz ama Akdeniz’in üzerinde kara bir duman yükseliyor. Polipropilen isminde bir tesis kuruluyor. Bu tesiste plastik madde üretilecek. Araç parçalarından çocuk bezine kadar birçok alanda kullanılıyor. Bu bir ihtiyaç ancak plastikler petrol ürünlerinin artıklarından üretiliyor. Mahalleye tonlarca petrol atığı zift gelecek. Yılda 500 bin ton üretim yapılacak. Bu zift tesiste buharlaştırılacak. Gaz haline getirilirken çevreye zarar verecek. Bu mahalle için çok tehlikeli bir durum. Gaz soğutulurken fazla miktarda suya ihtiyaç olacak. Ya denizden boru ile getirilecek ya da Karaduvar Mahallesinin altı oyulacak. Bunun başka yolu yok. Tesis için ÇED raporu alınmış. Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın da oğluna ait bir şirket yapıyor. Bir şekilde yapmaya çalışacaklar. Ama biz meclis olarak bunun yapılmaması için hep beraber çaba harcayalım. O güzel sahilimizi kirletmeyelim. Bu tesis kurulursa Karaduvar’da balık yiyemeyeceğiz” dedi.

“ÇEVREYE ZARARI AZ, İSTİHDAMA KATKISI OLACAK!”
Konuyla ilgili söz alan CHP’li Meclis Üyesi sanayici S. Servet Dövenci ise halkın karşı çıktığı tesisin istihdama katkı sağlayacağı görüşünü savundu. Tesisin yapılması halinde çevreden en az bin kişinin çalışacağını aktaran CHP’li Dövenci, “Burası petrokimya tesisi. Bu tesisi TEKFEN Holding yapıyor. Bunlar çevreye en az zararı olan tesisler. Kısmen zarar verecek ama bir ülkenin gelişmesi için böyle tesislere ihtiyaç var. Çevre adına duyarlı olalım ama bu tesisler kurulmasa ülkeler gelişmez, insanlar iş bulamaz. Bir de bu noktadan bakalım. Elbette tesis kuralım ama çevreci tesisler kuralım. Bu tür tesislerin hepsi çok suya ihtiyacı olan tesislerdir. O yüzden su kenarlarında kurulması gerekiyor.  Akgübre’nin alanı kullanılacak. Burada çok insan çalışacak, endüstriyel bölge haline gelecek. Mutlaka sıkıntılar olacak. Şu anki Akgübre’den daha az zarar vereceğine inanıyorum” diye konuştu.

“DENİZİMİZİ TESİSLERDEN KURTARALIM”
CHP’li Meclis Üyesi Muhittin Ertaş da HDP’li Tanrıverdi’ye katılarak tesisin çevreye ve canlı sağlığına büyük zarar vereceğini söyledi. Karaduvar’ın kara talihini yenmek zorunda olduklarını vurgulayan CHP’li Ertaş şunları söyledi: “Ben 2004-2009 yılları arasında büyükşehir belediyesi meclis üyeliği yaptım. O dönemlerde buradaki petrol tesislerinden sızıntılar vardı. Adeta her evin altından petrol çıkıyordu. Bir çevre katliamı vardı. Mersin’in bir Petro-kimya Organize Sanayi Bölgesine ihtiyacı var. Artık denizimi sanayi tesislerden kurtarmamız lazım. Bu tesislerin denizin dışına taşınması lazım. Kromsan fabrikasının krom+6 atıkları bertaraf edilmemişken, Akgübre ve Toros Gübrenin baca dumanı çevreyi bu kadar yoğun şekilde kirletiyorken sanayici ve yatırımcı bize ‘masumuz’ diyemez. İyi niyetlerini ispatlamaları gerek. Hafta sonu Mersin’de geniş katılımlı tarım konferansı yapıldı. Orada cümle şu idi: ‘Üretmezsek yok oluruz’. Evet, bu ülkenin acilen üretime ihtiyacı var, iş gücü yaratmaya ihtiyacı var ama bu insanların önce yaşamaya ihtiyacı var. Biz üreterek yok olmayalım. Sanayicilerin önce çevre konusunda samimi olması gerekiyor. Yeterince sanayi tesisi. Söz konusu polipropilen tesisinin ÇED raporu alınsa bile hem meclisimiz olarak hem de halkımız olarak izin verilmemesi düşüncesindeyim.”