GİZEM EKİCİ
Bilimsel eczacılığın 180’inci yılı olan 14 Mayıs Eczacılık Günü Mersin’de kutlandı. Kutlamalar çerçevesinde ilk olarak Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıldı. Meydanda yapılan törenin ardından Mersin Eczacı Odası’nda basın açıklaması gerçekleştirildi. Eczacılar adına açıklama yapan Oda Başkanı Uzm. Ecz. Özgün Sağır, döviz kuru nedeniyle ilaç sektörünün büyük sıkıntılar yaşadığını, halk sağlığının tehdit altına girdiğini söyledi.
“SURİYELİ MÜLTECİLERİN İLAÇ ÖDEMELERİ DÜZELMEDİ”
SGK ile imzalanan protokol çerçevesinde her yıl Nisan ayında revizyon yapıldığını ancak bu yıl görüşmeler devam ederken SGK’nın provizyon sisteminde bir değişiklik yaparak, süreci oldu bittiye getirmeye çalıştığını savunan Sağır, “Bununla birlikte 9 ve 10 Mayıs tarihlerinde ayrı ayrı yayınladıkları mesajlar ile tehdit edercesine davranarak eczacı kamuoyunda gereksiz bir tedirginliğe neden olmuştur. Oysa ki bu kurum ile birliğimiz arasında yıllardan beri yapılan ve alışılagelmiş bir protokol kültürü vardır. Bu kültürü göz ardı eden yetkililerin yaratmaya çalıştığı kaos nedeniyle, Ankara’da merkez heyetimiz ve 54 eczacı odası başkanının katılımıyla bir toplantı gerçekleşmiştir. Bu toplantının akabinde, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk ile bir görüşme yapılmış, sayın bakanın olumlu ve aklıselim yaklaşımları sonucu olay bir krize dönüşmeyerek sonuçlanmıştır. Sayın bakanımıza buradan bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bulunduğumuz coğrafyada 2011 yılından beri devam eden, kirli hesapların kanlı oyunundan, o gün olduğu gibi bugün de huzursuzuz. Ancak bu ortamın bizim sektörümüze etkisi ise tam bir kangren. Yeminimiz gereği, Suriyeli mültecilerin sağlığı adına, o günden bugüne elimizdeki tüm imkanlar ile ilaçlarını temin etmekten çekinmeyen biz eczacılar artık dama deme noktasındayız. Tüm talep ve uğraşlarımıza rağmen, Göç İdaresi-SGK-TEB arasında imzalanması gereken ilaç alım protokolü hala hayata geçmezken; daralan ekonomiler, ilaç firmalarının ödeme vadelerinde yaptığı düşüşler ve azalan eczane karlılığı karşısında, Suriyeli mültecilerinin ilaç ödemelerinde hala bir düzenin olmaması bizleri bir kez daha düşünmeye zorlamaktadır; bu mültecilerin yükünü sadece Eczacılar mı çekmeli diye? Bu konu hakkında, tüm paydaşların artık zaman kaybetmeden bir masa etrafında bir araya gelerek çözüm üretmesi kaçınılmazdır” dedi.
“İNTERNET SATICILIĞI HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR”
Toplum sağlığını ve kamu yararını her şeyin üstünde tutan sağlık çalışanları olarak hastaların daha iyi bir sağlığa ulaşmaları her zaman öncelikli hedefleri olduğunu ifade eden Sağır, “Ne yazık ki son dönemlerde tarafımızca asla kabul edilemeyecek uygulamalara üzülerek şahitlik ediyoruz. Bugüne dek eczanelerde, eczacı danışmanlığında halkımıza sunulan ürünlerin, eczane dışından satılmaya başladığını; ticari kaygılar ile hareket edildiğini, toplum sağlığının hiçe sayıldığını görüyoruz. Bu tarz plansızca atılan adımların toplum sağlığı açısından geri dönüşü olmayan ve istenmeyen sonuçlara yol açabileceği uyarımızı yineliyor, sağlık gibi hassas bir konuda reklamın ve pazarlamanın gücünün değil, sağlık çalışanlarının bilgi ve deneyiminin önemini vurguluyoruz. O nedenle de sizlerin aracılığıyla tüm halkımıza bir kez daha sesleniyoruz: İnternetten pek çok şeyi alabilirsiniz, ancak anne bebek ürünlerini internetten almayın; ilacınızı, ilaç dışı sağlık ürünlerini internetten almayın. Bu ürünleri, bebeğinizin ve sizin hak ettiği şekilde, en güvenilir yer olan eczanelerden, bu konuda kapsamlı bir eğitim görmüş eczacınızın danışmanlığında alın. Bugün günümüzde en kronik bir o kadar da acil çözüm üretilmesi gereken konu; mesleklerin değersizleştirilmesi ve bununla ilintili olarak da istihdam. Maalesef bundan nasibini alan mesleklerden biri de Eczacılık. 2001 yılında 8 olan eczacılık fakültesi sayısı, akıl almaz bir artışla 2019 yılında 49’a yükselmiştir. Geçtiğimiz 7 yılda eczacılık fakültelerinin kontenjanı yüzde 71,7 yükselmiştir. TİTCK’nun Eylül-2018 verileri, eczane açılabilecek yer sayısını 1867 olarak göstermektedir. Ancak her yıl 1800’ün üzerinde öğrenci eczacılık fakültelerinden mezun olmaktadır ve mezun öğrenci sayısı her yıl artmaktadır. Sağlık Bakanlığı sağlıkta insan kaynakları 2023 vizyonu, 2023 yılında eczacı ihtiyacını 32900 olarak belirlemiştir. Buna karşılık şu anda Birliğimiz kayıtlarında 37000’in üzerinde eczacı bulunmaktadır. Buradan bir kez daha çağrımızı tekrarlıyoruz; yeni fakültelerin açılması hemen durdurulmalı, mevcut fakültelerden akredite olmayanlar öğrenci almamalı, kontenjanlar düşürülmeli ve üniversite sınavında eczacılık fakültesi için puan kota uygulamasına geçilmeli. Eğer bunlar hayata geçmez ise; birkaç yıl sonra işsiz eczacı ordusuyla karşı kaşıya kalmamız kaçınılmaz sondur. Ve korkumuz o ki, bu son, yıllardır direndiğimiz zincir eczane yapılarının başlangıcı olacak, bu işsiz eczacı ordusu orada işçi olarak çalıştırılacaktır” diye konuştu.