HEDİYE EROĞLU
Türkiye’nin nükleer macerasının ilk adımı olarak Mersin Akkuyu’da santral yapacak olan Rusya Atom Enerjisi Kurumu (ROSATOM) tarafından bu yıl ‘Daha iyi bir hayat nükleer’ sloganıyla 11’incisi düzenlenen ‘ATOMEXPO’ fuarında önemli gelişmeler yaşandı.
Soçi’de 15-16 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen forumda 70’ten fazla ülke ve 3 bin 600’den fazla katılımcı nükleer enerji alanında işbirliğini arttırmaya yönelik görüşmeler yaptı.
Nükleer enerjiye yeni giren Türkiye, Belarus, Bangladeş ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden yoğun katılımın olduğu forumda Türk firmalarda dahil dünyanın dört bir yanından gelen bilim ve iş dünyası temsilcileri ikili iş görüşmeleri ile yeni iş fırsatları ve işbirlikleri aradı.
ATOMEXPO’YA MERSİN ÇIKARMASI
Foruma katılmak üzere Rosatom davetiyle Soçi’ye gelen Türk heyetinde Mersin’den katılımcılarda yer aldı. Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Çamsarı, Tarsus Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Aydın, Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapılması planlanan Mersin’in Gülnar ilçesi Kaymakamı Mustafa Ayvat başta olmak üzere akademisyen ve gazetecilerin katıldığı forumda Türkiye’den Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji Genel Müdürlüğü Daire Başkanı İbrahim Halil Dere ile çok sayıda bürokrat, akademisyen ve iş dünyası temsilcisi de katıldı.
ATOMEXPO, KÜRESEL BİR NÜKLEER ENDÜSTRİ İLETİŞİM PLATFORMUNA DÖNÜŞTÜ
Çeşitli nükleer teknoloji uygulamaları hakkında geniş bilgi sahibi olma imkanı sunan 13 bin metrekareden büyük bir sergi alanına sahip olan ve ileri nükleer teknolojilerin Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmadaki katkısına adanan ATOMEXPO, geçtiğimiz 10 yılda yabancı ortakların katılımıyla küresel bir nükleer endüstri iletişim platformuna dönüştü.
ATOMEXPO 2019’un gündeminde, ‘küresel karbonsuz enerji’, ‘çevreye ve doğal kaynaklara sorumlu yaklaşım’, ‘yeşil yatırımlar’ ile ‘sürdürülebilir kalkınma için uluslararası ortaklık’ konuları yer aldı. Bunun yanı sıra, gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantıları ve panel tartışmaları ile nükleer ve radyasyon teknolojilerinin bilim, tıp ve tarım gibi enerji dışı alanlarda kullanımı, kentsel altyapının geliştirilmesi ve yaşam standartlarının iyileştirilmesi için dijital teknolojilerin tanıtılması gibi pek çok konuda da bilgi verildi.
Ayrıca forum kapsamında Türkiye’den Elkon Elektrik ile Rosatom’un makine yapım bölümünden Atomenergomash Şirketi arasında stratejik işbirliği anlaşması imzalandı.
“NÜKLEER ENERJİNİN GELECEĞİ BELLİ DEĞİL DİYENLER YANILDI”
Rosatom’un önceki dönem CEO’larından Sergey Kriyanko forum kapsamında katıldığı bir konferansta, fuarın ilk düzenlendiği yıllarda “Dünyada nükleer enerji devri bitti” denildiğini anımsattı. “Nükleer enerjinin geleceği belli değil diyenler yanıldı” diyerek şuan 55 ülkede nükleer santral yapıldığını vurgulayan Kriyanko, “Nükleer santral inşaatında lider olan Rosatom’un şuan 12 ülkeden 36 sipariş portföyü var. Özellikle 3’üncü nesil nükleer santral üretiminde Rusya tek diyebiliriz.
Ayrıca bugün düşük kapasiteli ve seyyar nükleer santraller inşa etmeye başladık. Bu sene ilk seyyar nükleer santraller kuzey ülkelerinde hayata geçiyor. Onlar çok daha ucuz ve ihtiyaca göre çözüm üretecek şekilde tasarlandı.
Öte yandan nükleer atıkların yok edilmesi ve işlenmesi konusunda da büyük bir tecrübeye sahibiz ve bu alan bizim gurur duyduğumuz diyebiliriz.
Rüzgar enerjisini kullanmaya da ağırlık veriyor, yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişmesine de katkı sağlıyoruz. Nükleer tıp alanında da projeler geliştiriyoruz. Bu teknolojiler sayesinde tedavisi olmayan hastalıklara karşı tedavi umudu doğdu. Mobil nükleer tıp sistemleri kurarak, nükleer tıp konusunda da özel programlar geliştiriyoruz doktorları geliştirmek için. Ekolojik teknoloji alanında eğitim seviyesini arttırmaya yönelik de çalışmalar yapıyoruz.
İlk fuara 24 ülke katılmışken bugün 78 ülke burada. 10 yıl önce gördüğümüz gelecek artık gerçek oluyor. Bizim düşündüğümüz gibi gelişiyor.
Bu forum sırasında yapılan görüşmeler 10 yıl sonra somut projelere dönüşecek ve biz onların meyvelerini alacağız. Herkesin nükleerden umudunu kestiği dönemlerde bize destek olan herkese teşekkürler” dedi.
“KARBONDİOKSİT ATIKLAR İLE MÜCADELE EDİLMELİ”
Yine bir başka oturumda söz alan Rosatom Devlet Kuruluşu Genel Müdürü Aleksey Likhachev ise ekoloji konusunda nükleer enerjinin, en temiz enerji türü olarak rakipsiz olduğunu savundu.
Dünyada enerji sektörünün her şeyden önce karbondioksit atıklar ile mücadele etmesi gerektiğini işaret eden Likhachev, “Bugün nükleer santraller olmasaydı 2 milyon ton daha karbondioksit atığı havaya karışmış olacaktı. Bu şartlarda bile nükleer enerji dünya sağlı için büyük bir katkı sağlıyor.
Biz de Rosatom olarak aynı yerde durmuyor sürekli gelişiyoruz. Şuan ki temiz enerjiyi daha temiz hale getirmek için araştırmalar yapıyoruz. Özellikle her hangi beklenmedik olayların yaşanmaması, erken uyarı, uranyumun yeniden kullanılması, gömülen uranyum sayısını azaltmak için yeni teknolojiler geliştiriyoruz.
Şuan 3. nesil nükleer santrallerin çalışma süreleri 60 yıl ama inovasyon ile bu süre 80 yıla çıkabiliyor. Ayrıca uranyumu 2-3 kez kullanma teknolojisini geliştirmemiz ile de her şey çok daha iyi olacak” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE ENERJİDE DIŞA BAĞIMLI”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Projeler Genel Müdür Vekili İbrahim Halil Dere de forum kapsamında katıldığı bir oturumda Türkiye’deki nükleer enerji programına dair son gelişmeleri kamuoyuyla paylaştı.
Türkiye’nin enerji konusunda dışa bağımlı olduğunu söyleyerek, “Şuanda bile ihtiyaçlarımızın çok yüksek olduğunu düşünürsek ilerideki 10 yılda bu ihtiyacın daha da artacağını biliyor ve enerji üretiminde çeşitlilik sağlamak istiyoruz. Buradan hareketle Türkiye’nin enerji kaynakları karışımına nükleerin dahil olmasına karar verdik ve 2010 yılında Rusya ile Türkiye arasında Mersin’de Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapımı, işletmesi konusunda hükümetler arası anlaşma imzaladık. Şuanda inşaatı devam eden ilk Akkuyu Nükleer Santrali’ndeki ilk reaktörü Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023’de üretime geçirmek, işletmeye almak istiyoruz.
Genel olarak mevzuattaki eksikliklerin tamamlanması için de çalışmalarımız sürüyor.
İkinci proje olan Sinop Nükleer Santrali ile ilgili şuan fizibilite çalışmaları yapılmakta. Bu çalışmalar yapıldıktan sonra Türkiye bu projenin gerçekleştirilip, gerçekleştirilmemesi konusunda kesin karar verecek.
“AKKUYU İLE İLGİLİ HALKIN BİLGİLENDİRİLMESİNİÖNEMSİYORUZ”
İnsan kaynaklarının geliştirilmesi alanında ise ilgili üniversitelerin bölümlerinde yetiştirilmek üzere Türk öğrenciler Rusya’da eğitime gönderildi. Geçen sene 35 mühendis mezun olurken bu yıl 54 mühendisimiz mezun olacak. Bunlar Akkuyu projesinde istihdam edilecektir. Rusya’daki üniversiteler ile ortak işbirliği programları da geliştirmekteyiz. Aynı zamanda iki yıllık meslek okullarında orta düzey elemanlar yetiştirmeyi planlamaktayız. Ayrıca Sanayi Bakanlığı’nın desteğiyle Türkiye’de 40’ın üzerinde şirket, üniversiteler ve bilimsel araştırma enstitülerinden bir portföy oluşturuldu. Binin üzerinde şirket veri tabanında eklendi. Akkuyu ile ilgili özellikle Mersin bölgesinde potansiyel tedarikçilere yönelik olarak bilgilendirme seminerleri düzenledik. Ayrıca halkın bilgilendirilmesine de önem veriyoruz. Bu kapsamda Akkuyu proje şirketinin Mersin’de bir bilgilendirme merkezi faaliyetlerini sürdürmekte. Bugüne kadar bu merkezi Mersin’den 2 bin kişi ziyaret etti” diye konuştu.