Eğitim-Sen Şube Başkanı Muşlu, son on yılda bir öğretmenin yaşadığı ekonomik kaybın, aylık net bin 313 TL olduğunu açıkladı.
SONER AYDIN
Türkiye’de yaşanan ekonomik dalgalanmanın emekçiye faturası ortaya çıkmaya başladı. Eğitim-Sen Mersin Şubesi gerçekleştirdiği basın açıklamasında dolardaki artışın etkilerini gözler önüne serdi. Şube adına açıklama yapan Başkan Sinan Muşlu, öğretmenlerin son 10 yılda dolar bazında net bin 313 TL kayıp yaşadığını söyledi.
“EKONOMİK GÖSTERGELER KRİZ SİNYALLERİ VERİYOR”
Emekçilerin ekonomik dalgalanmadan fazlasıyla etkilendiğini belirten Muşlu, 24 Haziran sonrasında yaşanan dalgalanmalar, Türk Lirasının değer kaybetmesi ve enflasyonun hızla artması sonucu satın alım gücünde belirgin bir azalma yaşandığını dile getirdi. 2008 yılında ortalama bin 196 TL aylık alan öğretmenin 920 ABD doları alabiliyorken, 2018 itibari ile ortalama 3 bin 620 TL alan bir öğretmenin 675 dolar alabildiğini kaydeden Muşlu, “Son yılda bir öğretmenin yaşadığı ekonomik kayıp, aylık olarak 245 dolar yani bin 313 TL’ye ulaşmıştır. Bu rakama Ekim 2018 itibariyle yüzde 25’i aşan yıllık enflasyondan kaynaklı kayıpları da eklediğimizde satın alım gücümüzdeki azalmanın çok daha fazla olduğu açıktır. Başta elektrik ve doğalgaz olmak üzere, temel tüketim ürünlerine peş peşe yüksek oranlı zamlar yapılması, dolarda yaşanan düşüşe rağmen temel tüketim ürünlerinde aynı oranda indirim yapılmaması, ekonomik krizin faturasının krizi yaratanlara değil, halkın, emekçilerin sırtına yıkılmak istendiğinin en açık göstergesidir” dedi.
“KRİZİN BEDELİNİ YÜZDE 99 ÖDÜYOR”
Emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının dayanılmaz hale geldiğini savunana Muşlu, “Ekonomide yıllardır benimsenen yanlış politikalar nedeniyle ek iş yapmak zorunda kaldığı, kredi ve borç batağına saplandığı koşullarda, iktidarın ekonomide yaşanan ve yaşanması beklenen olumsuzluklar karşısında krizden etkilenen yüzde 99 yerine, yüzde 1’i oluşturanların talepleri doğrultusunda hareket etmesi kabul edilemez. Eğitim ve bilim emekçileri olarak, ekonomide yaşanan krizde hiçbir sorumluluğumuz ya da payımız olmadığı halde, krizin faturasının ısrarla bizlere ödetilmek istenmesini kabul etmiyoruz. Ekonomik krizi kim çıkardıysa, faturasını da onlar ödemelidir” diye konuştu.
“KRİZİN FATURASINI BİZ ÖDEMEYECEĞİZ”
Eğitim ve bilim emekçileri olarak Türkiye çapında bütün işyerlerinde başlattıkları imza kampanyasına da değinen Muşlu, “Tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ek göstergelerinin 3 bin 600’e çıkartılmasını, maaşlarımızda son 10 yıl içinde dolar bazında yaşanan kaybı karşılamak için net bin 395 TL artış sağlanmasını, başta elektrik ve doğalgaz olmak üzere, temel tüketim ürünlerine yapılan zamların geri alınmasını, vergi dilimi soygununa son verilerek, gelir vergisi oranının sabitlenmesini, eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin, ayrımsız bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve yılda iki kez ödenmesini talep ediyoruz. Türkiye’de yaşanan herkes gibi, eğitim ve bilim emekçilerinin yaşam koşullarını doğrudan etkileyen ekonomik krizin faturasını ödemeyeceğimizi belirterek, taleplerimizin karşılanması için iş yerlerimizden topladığımız imzaları Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderiyor, krizin faturasını ödemeyeceğimizi ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Eğitim-Sen Şube Başkanı Muşlu ayrıca tüm eğitim ve bilim emekçilerini, KESK tarafından 15 Aralık’ta Adana’da düzenlenecek olan “Yoksullaşmaya, işsizliğe ve güvencesizliğe karşı birlikte mücadele” mitinglerine davet etti.