Mersin Tabip Odası’nın organize ettiği sağlıkta şiddet nöbetinin son gününde konuşan Oda Başkanı Dr. Mehmet Antmen, hükümete “Sağlıkta şiddet yasası çıksın” çağrısı yaparak; “Şifa vermek için çabaladığımız insanlar tarafından öldürülmeyi kabul etmiyoruz” dedi.
Mehmet Nabi Batuk
Mersin Tabip Odası tarafından Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi’nin desteği ile ‘Sağlıkta Şiddet Yasasını İstiyorum’ sloganı ile 10 Ekim’de başlatılan nöbet eylemi sona erdi. Bir hafta boyunca devam eden nöbet eyleminde saat 18.00’de, Özgür Çocuk Parkı’nda toplanan hekimler ve sağlık çalışanları saat 20.00’ye kadar nöbet tutmuştu. Birçok meslek örgütü temsilcisinin de destek verdiği nöbet eyleminin son gününde bir kez daha hükümete seslenen Mersin Tabip Odası Başkanı dr. Mehmet Antmen, Bizler 7 gün boyunca burada nöbetteydik, çünkü sağlık kurumlarında şiddetin kanıksanmasını, normalleştirilmesini kabul etmiyoruz! Sağlığı korumak, hayat vermek üzere kurulmuş bir mesleğin mensuplarının görevi başında öldürülmesini kabul etmiyoruz” dedi.
“YAŞATMAK İÇİN YAŞAMAK İSTİYORUZ”
“Sabah işe gitmek için evden çıkıp, iş yerinde şifa vermek için çabaladığımız insanlar tarafından öldürülmeyi kabul etmiyoruz” diyerek hükümete gönderme yapan dr. Antmen, “Sağlık kurumlarında şiddetin kanıksanmasını, normalleştirilmesini kabul etmiyoruz! Sağlığı korumak, hayat vermek üzere kurulmuş bir mesleğin mensuplarının görevi başında öldürülmesini kabul etmiyoruz! Bu süreci hazırlayan nedenleri biz biliyoruz. 2003 yılında Sağlıkta Dönüşüm Programı ilk uygulanmaya başlandığı zamandan bu yana söylüyoruz: Bu program piyasa odaklı bir programdır. Bu program sağlık hizmetine meta, hastaya müşteri olarak yaklaşmaktadır. Bu programda nitelik değil, nicelik esastır. Bütün bunlar hekim ile hastasını karşı karşıya getirir” dedi.
Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın uygulanmaya başlamasından ardından sağlıkta şiddet vakalarının artmaya devam ettiğini ifade eden Antmen, 2005 yılından buyana 12 hekimin kendi hastaları veya yakınları tarafından katledildiğini hatırlattı. Geçmiş yıllarda hükümete defalarca sağlıkta dönüşüm programından vazgeçilmesi çağrısı yaptıklarını ifade eden Antmen, “Önce görmezden geldiler ve ‘sağlıkta şiddet yoktur’ dediler. Sonra 2012’de gencecik Dr. Ersin Arslan’ın görevi başında bir hasta yakını tarafından öldürülmesiyle mızrak çuvala sığmaz hale geldi ve artık sağlıkta şiddetin varlığını reddedemez hale geldiler. Beyaz Kod uygulaması ve TBMM’de Sağlıkta Şiddeti Araştırma Komisyonu’nun rapor hazırlaması gibi girişimler bu dönemde oldu. Ama bu hekimlerin öldürülmesini önlemeye ve sağlık alanında şiddetin azalmasına yetmedi” diye konuştu.
“ŞİDDET ÖNLENİNCEYE KADAR MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ”
Türk Tabipler Birliği’nin 2014 yılında Sağlıkta Şiddet Yasası Tasarısı’nı hazırladıklarını ancak günümüze kadar çalışmalarının görmezden gelindiğini ifade ederek şunları kaydetti: “Bizler; Sağlıkta şiddet tablosu bu boyuta gelmesine karşın izlenen bu tavra şaşıralım mı, üzülelim mi bilemiyoruz. Soruyoruz: Sağlıkta şiddeti önlemek, teklifimizi dikkate almak ve Sağlıkta Şiddet Yasası’nı çıkarmak için daha kaç hekimin ölmesini bekliyorsunuz? Biz hekimler ve sağlık çalışanları buna tahammül etmeyeceğiz! Bunu kabul etmeyeceğiz! Sağlıkta Şiddet Yasası’nın hemen şimdi çıkarılmasını istiyoruz. Türk Tabipleri Birliği’nin ve tabip odalarımızın aklı ve yüreği hekimlerimizledir. Hekimlere yönelen şiddet insanlık ve hekimlik değerlerine yönelmiştir. Bunu kesinlikle kabul etmeyeceğiz. Sağlıkta Şiddet Yasası çıkarılıncaya ve sağlık alanındaki şiddet önleninceye kadar mücadelemize devam edeceğiz”.