CAMİDE ÇOCUK İSTİSMARI İDDİASI! | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

CAMİDE ÇOCUK İSTİSMARI İDDİASI!


 

Tarsus’ta yaşayan 15 yaşındaki E.S.’nin, Adana’da bir camide kuran kursu eğitimi alırken cami imamının cinsel istismarına maruz kaldığı iddiası yargıya taşındı. Yurt müdürü ile rehber öğretmenin ortaya çıkardığı olayda sanık M.D. uyarılara rağmen serbest bırakıldı.

Mehmet Nabi Batuk

İddialara göre olay,  2015’te Adana’da bir camide meydana geldi. Tarsus’ta yaşayan 15 yaşındaki E.S. isimli kız çocuğu caminin imamı tarafından cinsel istismara uğradı. 3 yıl boyunca gizli kalan istismar olayı E.S’nin hareketleri ve davranışlarından şüphelenen yurt müdürü ile rehber öğretmenin gayreti ile ortaya çıktı. İstismar olayını ortaya çıkartan yurt müdürü ve rehber öğretmen savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada sanık M.D. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yaklaşık 8 aydır tutuklu bulunan sanık M. D., 2 Ekim 2018 tarihinde gerçekleştirilen ikinci duruşmada yeniden hakim karşısına çıktı. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi ile Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’nin müdahil olduğu duruşmada, uzman psikologun mağdur E.Ç.’nin beyanlarının güvenilir olduğunu beyan etmesine rağmen, sanık M.D. yurt dışına çıkış yasağı konularak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Duruşma 29 Kasım 2018’e ertelendi.

“SANIĞIN YÜZÜNÜ GÖRDÜM”

Bugün 15 yaşında olan kız çocuğu E.Ç’nin psikolog eşliğinde alınan ifadesinde anlattıkları kan dondurdu. Sanığın yüzünü net bir şekilde gördüğünü söyleyen E.Ç. yaşadığı istismar olayını şöyle anlattı: “Cuma günüydü, normalde 09.00 – 12.00 saatleri arasında kursumuz oluyordu. 12.00’de kurstan çıkıyorduk. Ancak Cuma günleri 11.00’de çıkıyorduk. Cuma günü birkaç arkadaş ile birlikte Camiyi temizlemek için kaldık. Üst katı, müezzin temizler, alt katı da hocanın eşliğinde kızlardan oluşan grup temizler. 2-3 arkadaş kaldık, şuan isimlerini hatırlamıyorum. Süpürgenin toz torbasını almak için beni doğaya gönderdi, depoya gittim, içerisi karanlıktı. Ben daha önce bu depoya gitmemiştim. İçerisi karanlık olduğu için elimle kontrol ettim ancak elektrik düğmesini bulamadım. Hocanın oraya gidip ışıldağı almayı düşündüm. Arkamı dönerken kapı kapandı. Bir fener ışığı ile irkildim. Ne oluyor diye düşündüm. Arkamı dönerken M. D.’nin yani sanığın yüzünü gördüm. Hafiften sakalları çıkmıştı, sakalları hafifti. Kulağıma çok güzelsin diye fısıldadı, ben ilk başta ne olduğunu anlamadım. Sonra boynumun sağ tarafından… Bana 10 – 15 dakika davranışta bulundu. Olayın şoku ile kendimi kaybettim.”

“BENİ SUÇLU OLARAK GÖRÜRLER DİYE SUSTUM”

Ailesine bir zarar gelmesin diye yaşadıklarını herkesten gizlediğini ve geceleri uyuyamadığını anlatan mağdur E.Ç. ifadesini şu cümlelerle sürdürdü: “Geceleri arkadaşımda kalırken ağlıyordum. Ayşe uyandığımı fark etmiş, yanıma geldi, neden ağladığımı sordu. Bende bunun üzerine ona olayı anlattım. Başka kimse ye anlatamadım. 2017 yılında bir fen lisesini kazandım. Yatılı bir yurtta kalıyordum. Yurda uyum sağlayamadım, geceleri uyuyamıyordum. Yurt müdürü beni çağırdı ve rehberlikçiye yönlendirdi. Rehberlikçi bana neden uyumuyorsun neden asabi davranışların var dedi. Bende bunun üzerine yaşadıklarımı rehberlikçiye anlattım. Hatta polise anlatmasını istedim. Duyulmasını istemedim, köylü takımı hoş karşılamaz beni suçlu olarak görürler. Ailemin de duymasını istemiyordum. Bu nedenle rehberlikçiye aileme de anlatma dedim. Ancak rehberlikçi olayı resmi makamlara intikal ettirdi.”

“POLİSE VERİRSEN SENİ VE AİLENİ BİTİRİRİM DEDİ”

Polis merkezinde ifade verirken ailesinin olayı namus davasına çevirmemesi için yaşadıklarını bir taciz olayıymış gibi anlattığını ifade eden mağdur E.Ç. “Rehberlikçi ile görüşmeye devam ettim, haftada bir görüşüyordum. Rehberlikçi ‘bu olayın daha ileri boyutta olduğunu tahmin ediyorum’ dedi. Evet hocam ileri boyutta ancak namus davasına çevirmesinler diye söylemedim dedim. Ancak Mersin Çocuk İzlem Merkezi’nde asıl ifademi verdim. İfade verdikten sonra bu olay duyuldu ve herkes beni küçümsedi. Bu olaydan sonra karşı taraftan tehditler aldık. Sanık bizi tehdit etti, size tazminat davası açarız kanıtlayamazsınız dediler. Olaydan sonraki süreçte sanık 5-6 defa bizim dükkâna gelip, kulağıma fısıldayarak beni tehdit etti. Bende kendisine bana yaklaşma, seni polise veririm dedim. Polise verirsen senin aileni bitiririm dedi. Yine şikâyetçi olduktan sonra ailemi tazminat davası açmakla tehdit etti. Bu olaydan sonra okuduğum liseyi bırakarak başka bir ilçedeki liseye geçtim” diye belirtti.

“SANIK KARDEŞİMİN KULAĞINA GELİP BİR ŞEYLER FISILDADIĞINDA TEDİRGİN OLUYORDU”

Olayın yaşandığı tarihten sonra kız kardeşinin davranışlarının değiştiğini ifade eden Mağdurun Ablası E.S. verdiği ifadede  “Kardeşim bizi takmamaya başladı, dünya umurunda değildi, idealist bir kızdı. 2016- 2017 yıllarında sanık dükkânımıza sık gelmeye başladı, zaman zaman kız kardeşimin kulağına bir şeyler fısıldadığını gördüm, kardeşim ne dediğini bana söylemiyordu, Sanık kardeşimin kulağına gelip bir şeyler fısıldadığında tedirgin oluyordu, ne olduğunu sorduğumda abla ondan bahsetme şeklinde sözler söylüyordu. Anneme daha önce bu durumu söylemiştim. Ancak babama söylememiştim” cümlelerini kullandı.

“SANIK TUTUKLANDIKTAN SONRA ODUNLARI TAŞIDILAR”

Mağdur E.S.’nin abisi B. S.’de sanığın tutuklandıktan sonra olayın yaşandığı camide bir dizi değişiklik yapıldığını belirtti. İstismarın yaşandığı depodaki odunların taşındığını ifade eden abi B.S. “Sanık olay ortaya çıkıp tutuklandıktan sonra camide değişiklikler yapmaya başladılar. Ö.K ve soy ismini bilmediğim uyduculuk yapan A. isimli şahıs ile beraber caminin altındaki depodan odunu, petrolcünün evinin altına taşıdılar. Belirtilen depo karanlıktı ve aydınlatma yoktu. Ayrıca ben iki defa dükkânımızın içinde sanığın kardeşimin kulağına bir şey fısıldadığına şahit oldum. Ne söylediğini sorduğum zaman bana söylemedi bende üstelemedim. Kardeşimin kulağına fısıldadığı zaman gittiğinde kardeşimde tedirginlik ve korku oluyordu.

“BENİM OLAYLA İLGİLİ BİR ALAKAM YOKTUR”

Sanık M.D. ise yaptığı savunmada şahsına yönelik tüm iddiaları reddetti. İstismarın gerçekleştiği yerin ifadelerin aksine karanlık olmadığını belirten, M.D. ayrıca istimrarcının kendisinin olmadığını belirtti. Sanık M.D. savunmasını şu cümlelerle yaptı. “Mağdurenin istismara uğradığı yeri tarif ettiği yer bizim ezan okuduğumuz ve resmi evrakların bulunduğu yerdir. Camide halı döşeli olduğu için üzerimize zimmetli süpürge vardı. Odanın bulunduğu yerin penceresi ve kapısı vardır, aynı zamanda lambası da vardır. Karanlık olması söz konusu değildir. Ben gün aşırı tıraşımı olurum sakallı gezmem. Belirttiği saatte cemaat çok olur, çünkü namaz yakındır. Mağdure olaydan sonra otobana gittiğini söylemektedir. Kendime baktım ve herhangi bir darp ve kan izi göremedim diyor. Mağdure ifadesinde sakallı şahıstan bahsetmektedir. Benim sakalım yoktur ve sakallı insan kim ise onu söylemesini istiyorum. Benim olayla ilgili bir alakam yoktur. 5 aydır tutukluyum, çok rencide oldum, ailem ve imam arkadaşlarımın huzuruna varmak istiyorum.”


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA