Mehmet Nabi Batuk
Mersin’de 3 yıl önce 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın öldürülmesiyle ilgili yürütülen davada sanık Fatih Gökçe hakkında yeni bir gelişme yaşandı. Tarsus 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından canavarca hisle adam öldürme suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay’ca onanan Gökçe’ye cinsel saldırı suçundan verilen 22 yıl 6 ay hapis cezasının ise düşürülmesinin yolu açıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Fatih Gökçe hakkında verdiği mütalaasında, sanığın Özgecan Aslan'a cinsel saldırıda bulunduğuna ilişkin dosyada yeterli delil olmadığını belirterek cezanın bozulmasını istedi. Savcılığın mütalaasının ardından gözler, Yargıtay Ceza Dairesi’nin vereceği karara çevrilirken, Özgecan Aslan’ın Avukatı Sevim Küçük, savcılığın verdiği mütalaaya tepki gösterdi. Dosyada yeterli delil olduğunu ve mahkemenin bu delillere ilişkin karar aldığını savunan Küçük, “Adli tıp raporunda Özgecan’ın bedeni yakıldığı için bir delil bulunamadı ama sanıkların davranışlarından, yer delillerinden, mevcut delilleri yok etme çabalarından, Fatih Gökçe’nin tavırlarından ve Suphi Altındöken’in Fatih Gökçe hakkındaki cinsel saldırıda bulundu yönündeki beyanından yola çıkılarak bu cezai karar verildi” diye belirtti.
“CEZA İKİNCİ KEZ BOZULMAK İSTENİYOR”
Yargı sürecini anlatan Küçük, Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ceza kararının ikinci kez bozulmak istendiğini söyledi. Yargıtay Ceza Dairesinin burada vereceği kararın çok önemli olduğuna dikkat çeken Küçük, “Dosya yeniden Tarsus’a geldiğinde mahkeme heyeti verdiği kararda direnerek Gökçe hakkında yine ceza vermişti. Dosya yeniden Yargıtay’a gitti şimdi de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dava hakkında yaptığı tebliğde nitelikli cinsel saldırı yönünden ceza verilmesi için yeterli delil olmadığını ve kararın bozulması yönünden yeniden bir görüş belirtmiş. Bu durum sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının görüşüdür. Yargıtay Ceza Dairesi’nin esasa ilişkin bir kararı yok henüz ve biz şimdi Yargıtay’ın vereceği kararı bekliyoruz. Burada savcılığın cezayı onama şeklinde bir görüş verilseydi daha olumlu olurdu” dedi.
“DOSYADA YETERLİ DELİL VAR”
Dosyadaki mevcut delillerin hukuki ve vicdani açıdan yeterli olduğunu savunan Küçük, Yargıtay Ceza Dairesi’nin mahkemenin almış olduğu kararı onaması gerektiğine işaret ederek şunları söyledi: “Mahkeme heyeti bu delilleri verdiği kararın gerekçe kısmında ayrıntılı olarak yazmıştı. Adli tıp raporunda Özgecan’ın bedeni yakıldığı için bir delil bulunamadı ama sanıkların davranışlarından, yer delillerinden, mevcut delilleri yok etme çabalarından, Fatih Gökçe’nin tavırlarından, Suphi Altındöken’in Fatih Gökçe hakkındaki cinsel saldırıda bulundu yönündeki beyanından yola çıkılarak bu cezai karar verildi. Ayrıca ceza yargısında sanıklardan matematiksel olarak yüzde yüz bir delil istemek ters bir durumdur. Hakimler dosyalardaki tüm delilleri bir bütün olarak değerlendirip vicdani kanaatine göre karar verir. Ayrıca ceza yargılamasında vicdani karar hususu vardır ve bu çok önemlidir. Mahkeme heyeti duruşmada bire bir sanıklarla, tanıklarla bire bir yüz yüze bulunur buna göre bir değerlendirme yapar vicdani olarak bir kanaat oluşturur ve kararını verir. Bu yüzden verilen cezanın hukuki yönünden de onanmasını umut ediyoruz” diye konuştu.
“CEZA DÜŞERSE, CİDDİ BİR GÜVENSİZLİK ORTAYA ÇIKAR”
Özgecan Aslan Cinayeti’nin tüm ülkede takip edilen bir dava olduğuna dikkat çeken Küçük, davada yaşanacak bir cezai indirimin toplumdaki tüm mağdur kesimler üzerinde bir güvensizlik yaratacağı uyarısında bulundu. Kadına yönelik şiddet, kasten adam öldürme suçlarına yüksek mahkemelerden ceza verilmemesi yönündeki kararların, toplumdaki bireyleri, şiddet ve istismar mağdurlarını, aileleri kötü etkileyeceğini belirten Küçük, “Gerçekten kadına yönelik şiddet ve istismar ile mücadele eden, şiddete ve istismara maruz kalan kadınlar ve yakınları yönünden ciddi bir güvensizlik ortaya çıkar. Ayrıca toplum nezdinde Türk adalet yargısına olan güveni de sarsar. Bu yüzden Özgecan dosyasını kamusal vicdan yönünden de değerlendirmek gerekiyor. Biz daha çok hem adalete hem hakkaniyete hem de vicdana yönelik verilecek bir kararın gelmesini bekliyoruz. Biz zaten Özgecan davasının sonuna kadar takipçisi olacağız. Dosyada hukuki, yargısal olarak hangi yollar varsa adalet için sonuna kadar gideceğiz” şeklinde konuştu.