Mehmet Nabi Batuk

OHAL’de yayımlanan KHK ile mesleğinden ihraç edilen daha sonra Ankara Yüksel Caddesinde daha sonra tutuklu bulunduğu cezaevlerinde ölüm orucu eylemi yaparak, tüm KHK mağdurlarına umut ışığı yakan Akademisyen Nuriye Gülmen Mersin’e geldi. Yapı Yol – Sen Mersin Şubesi tarafından organize edilen Direnişçiler Kendi Hikâyelerini Yazıyor isimli söyleşide Mersinlilerle buluşan Gülmen, Yüksel Caddesinde ve tutuklu bulunduğu cezaevlerinde yaşadıklarını bir kez daha kamuoyu ile paylaştı.

“BARIŞ VE DEMOKRASİ MÜCADELESİNDE UMUT IŞIĞI OLDU”

Bugünkü söyleşiye katılacak olan Yapı Yol – Sen Kocaeli Şubesi üyesi Mimar Alev Şahin’in Ankara Yüksel Caddesindeki OHAL ve KHK’lara karşı yapılan eyleme gerçekleştirilen polis müdahalesi nedeniyle söyleşiye katılamadığını ifade eden Yapı Yol Sen Mersin Şube Başkanı Remzi Uslan yaptığı açılış konuşmasında şöyle konuştu. “Yüksel’deki saldırılar nedeniyle Alev arkadaşımız köprücük kemiği kırılan Nazan arkadaşımızın hastanede refakatini yapmak üzere orada kaldı. Bu yüzden o bu etkinliğimize katılamayacak. Ancak Türkiye’de KHK’larla ayaklar altına alınan barış ve demokrasi mücadelesinde umut ışı olan, birçok insanın mücadelesini takdir ve takip ettiği Nuriye Gülmen aramızdadır.”

“BİR GÜN MERSİN’E GELECEĞİM”

Ankara Sincan Cezaevindeki Mersin’li koğuş arkadaşı Gülbeyaz isimli bir kadın ile olan anılarını anlatarak konuşmasına başlayan KHK ile Akademisyenlik mesleğinden ihraç edilen Nuriye Gülmen, “Ben direnişin 74’üncü gününde tutsak düştüğümde ilk olarak Sincan Kapalı Kadın Hapishanesinde kaldım.  Biz Gülbeyaz abla ile birlikte orada bir ay tutsak olduk. Ölüm orucunun duygusu gerçekten de hiç insanı bırakmıyor. Burada insanlar bu dört duvarın arasında açlıkları ile direnmişlerdi. Bu durum orada bana güç veren en önemli şeylerden biri oldu. Gülbeyaz ablaya sürekli Uğur abiyi anlattırıyordum. Uğur abi bize o günlerde eşlik edenlerden biriydi. Gülbeyaz abla ile konuştuğumuzda sürekli olarak memleketlerimizden de bahsediyorduk. İşte bir gün ben Mersin’e geleceğim, şunu yapacağız diyorduk”  dedi.

“DİRENME GÜCÜMÜZÜ ANADOLUDAN ALDIK”

Sonra açlık grevinde yaşadıklarını anlayan Gülmen şu cümleleri kullandı: “Biz direnme gücünü bulduysak, bu kesinlikle kişisel bir güçten ya da yetenekten kaynaklanmıyor. Bu gücü biz Anadolu topraklarından aldık. Çünkü bu toprakların tarihine bakarsanız aslında bu topraklarda zalimler nasıl varsa her zaman onlara karşı çıkan ve direnenler de var olduğunu görürsünüz. Zalime karşı onlar boyun eğmediler meydana çıkıp bir şey yapıp söylediler. 2017’deki ölüm orucu da Anadolu’daki bu geleneği devralan direnişlerden bir tanesiydi. Bu yüzden bu topraklarda geçmişte yapılan her direnişten beslenerek bu direnişi hayata geçirdik. Bu yüzden burada başta Uğur Türkmen olarak tüm ölüm orucu şehitlerini selamlıyoruz.”