Hediye Eroğlu

Taşerona kadro sözü ile hayata geçirilen süreç işçi kıyımına döndü! Güvenlik soruşturmaları sürürken Mersin’de Büyükşehir dahil 13 belediyede bugüne kadar 600 işçi işinden olurken, son olarak kayyum atanan Akdeniz Belediyesi’nde 14 işçi daha kadro alamayarak işsiziz kaldı! Kamudaki 450 bin ile belediyeler ve il özel idarelerdeki 400 bin taşeron işçisini yakından ilgilendiren kadro düzenlemesiyle ilgili takvim işliyor. Birçok kamu kurumu, başvuru sayısının fazla olması ve güvenlik soruşturması gibi işlemlerin tamamlanamaması nedeniyle listelerini sonuçlandıramadı. Mersin’de de devam eden süreç kapsamında şuana kadar Büyükşehir Belediyesi de dahil 13 belediyede bugüne kadar 600 işçi güvenlik soruşturmalarına takılarak işinden oldu. Son olarak geçen yıl kayyum atanan Akdeniz Belediyesi’nde 14 işçi daha kadro alamayarak işsiziz kaldı! Yaklaşık 700 taşeron işçi bulunan Akdeniz Belediyesi’nde, kadroya geçiş sürecinde bugüne kadar 103 işçi güvenlik soruşturmasına takılarak işsiz kaldı. Yenişehir ve Mezitli Belediyeleri’nde ise güvenlik soruşturmaları devam ediyor.

KADRO BEKLERKEN RED LİSTESİNE UYANDIK

Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulanan DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, “Akdeniz Belediyesi’nde kadro beklerken yeni işten red listesiyle uyandık. İşçi kıyımının durdurulması için çalışma bakanının yaptığı konuşma resmiyete dökülerek acilen düzenleme yapılmalıdır” dedi.

HUKUKSUZLUK VAR

İşin başında beri bir hukuksuzluk, adaletsizlik, karmaşa yaşandığını dile getiren Göksoy, “Taşerondan kadroya geçiş sürecinin başında muhatap alınması gereken sendikalardı fakat dikkate alınmadık. Bu düzenleme 1 milyonu aşkın işçiyi, aileleri ile ise 6 milyon insanı doğrudan ilgilendiren hassas bir konu. Böyle bir konuda alelacele iş yapmak ciddi sorunlar doğuruyor. Bu sorunların en başında belediyelerde kadroya geçirecekleri işçileri 657 sayılı memur yasasına göre işe almaları. 657 sayılı yasa ile işe alacağın insanın kriterleri bellidir, ona imza yetkisi vereceksin, devletin herhangi bir kurumunu teslim edip sorumluluk yükleyeceksin. Tenekesi, süpürgesi, faraşı olan insana hangi zihniyetle yetki vereceksin? Kaldırım işçisini, gece bekçisini, ağaç budayan, parkı sulayan işçiyi hangi zihniyetle 657 sayılı yasa ile işe alıyorsun. Kaldı ki o yasa ile işe aldığın kişiye o hakları da vermiyorsun. Böylesi çelişkili karmaşık bir durum var ortada” diye konuştu.

“KOŞULSUZ KADRO İSTİYORUZ”

Kadro umudu olan taşeron işçilerin tedirginlik yaşadığını vurgulayan Göksoy şunları söyledi: “Zaten herhangi bir yüz kızartıcı suça bulaşmış olanları işte tutmazlar, çıkartırlar. Ama şu anda 20 yıldır çalışıyorsa bırakın 20 yılı 1 yıldır bile çalışıyorsa ve herhangi bir örgütle bağı yoksa yüz kızartıcı suç işlememişse neden işten çıkartılıyor? İnsanları tekrar suça teşvik ediyorsunuz. İşçiler kadro sözü verilerek umutlandırılırken diğer taraftan bu uygulama ile ciddi bir umutsuzluğa sürüklendi. Şimdi herkes tedirgin. Akrabasında ceza almış biri olsa bile tedirgin oluyor. İşçiler arasında ciddi bir kaygı oluştu. Keşke vermeselerdi kadro falan, böyle kadro istemiyoruz. Bu şekilde kadro vereceksiniz alın kadronuzu başınıza çalın. Bizim istediğimiz kadro; koşulsuz, şartsız bütün taşeron işçiler kadro. Bunun da yolu iki cümleden geçiyor, kamu da çalışan bütün işçiler çalıştıkları iş yerlerinin asli işçileridir. Bu kadar basit. Zaten sıkıntısı olanı alıp götürüyorlar, bize sormuyorlar. İnsanları elemenin, toplum dışına itmenin bir anlamı yok. Eğer bir çözüm, esneme getirmezlerse bunun sonu, insanları tekrar suça teşvik etmektir, kaostur, gerginliktir. Devletin işi, devleti yönetenlerin işi bu insanları topluma kazandırmaktır. Bunun adı siyasi ideallerdir.”