“İŞ CİNAYETLERİNİ DURDURALIM!” | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

“İŞ CİNAYETLERİNİ DURDURALIM!”


 

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu (İKK), yaptığı açıklama ile “İş cinayetlerini ve işçi katliamlarını durduralım!”çağrısı yaptı.

GİZEM EKİCİ

Türkiye’yi acıya boğan 263 madencinin yaşamını yitirdiği Kozlu Maden Faciası’nın yaşandığı 3 Mart Günü, “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak anılmaya devam ediliyor. İş cinayetleri nedeni ile hayatını kaybeden emekçilerin sayısı her geçen gün artarken, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu (İKK), yaptığı açıklama ile “İş cinayetlerini ve işçi katliamlarını durduralım!”çağrısı yaptı. 
Mimar Odası’nda yapılan basın açıklamasında konuşan İKK Sekreteri ve Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Mersin Şube Başkanı Seyfettin Atar, acımasız sömürü koşulları, güvenliksiz çalışma ortamı, alınmayan tedbirler, uyulmayan kurallar ve uygulanmayan denetimler nedeniyle iş başındayken hayatını kaybeden tüm emekçilerin anıları önünde saygıyla eğildiklerini söyledi.
Ülkemizde çalışma yaşamında yaşanan ölümlerin uzun zamandan beri sistematik bir hal aldığını vurgulayan Atar, Bu yüzden yaşanan ölümlerin kamuoyu tarafından kaza değil, cinayet olarak adlandırıldığını belirten Atar, “Bu cinayetin failleri, kâr hırsını can güvenliğinin önünde tutanlardır. Bu durumu görmezden gelen, gerekli denetimleri yapmayan, sorumluları hak ettikleri biçimde cezalandırmayanlar da iş cinayetlerinin müşterek failleridir.
Basına yansıyan rakamlara göre geçtiğimiz yıl ülkemizde en az 2006 kişi, işyerlerinde çalışırken hayatını kaybetmiştir. Yani ülkemizde her 4 saatte bir emekçi, evine ekmek götürebilme gayretinin bedelini hayatıyla ödemektedir. Daha ucuza, daha çok ve daha hızlı üretim yapabilmek için kimileri tersanede, kimileri inşaatta, kimileri boyahanede, kimileri madende, kimileri tarla yolunda, kimisi yüksek gerilim hattında can vermektedir.

“YASALAR YENİDEN DÜZENLENMELİ”
İş cinayetlerinin her yıl artması, ülkemizde insan hayatına verilen önemin giderek düştüğünü gösterdiği kadar, iş sağlığı ve güvenliği alanına ilişkin yasal mevzuatın ve denetimlerin yetersizliğini de gözler önüne sermektedir. İş cinayetlerini önlemek için atılması gereken ilk adım, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna kamusal bir anlayışla yaklaşmaktır. Başta, 4857 sayılı İş Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu olmak üzere bu alana ilişkin tüm yasalar, kamusal bir bakış açısıyla yeniden düzenlenmelidir. 
Her şeyden önce emekçilerin gelecek kaygısı hissetmeyeceği, güvenli bir çalışma ilişkisi yaratılmalıdır. Bunun için de İş Kanunu’nda yer alan ‘telafi çalışması’, ‘denkleştirme’, ‘çağrı üzerine çalışma’, ‘kısmi süreli çalışma’, ‘asıl işveren-alt işveren ilişkisi’, ‘geçici iş ilişkisi’ gibi esnek ve kuralsız çalışma hükümleri derhal kaldırılmalıdır.
Çalışma yaşamını esnekleştiren, iş güvencesini ortadan kaldıran, işverenin işçiye karşı sorumluluklarını hafifleten, iş-işveren ilişkisini dolaylı hale getiren her türden yasal düzenleme iptal edilmelidir. Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılması önündeki her türden yasal ve fiili engel kaldırılarak işçilerin kendilerini örgütlü ve güvende hissetmesi sağlanmalıdır” dedi.

“SORUMLULUK DEVLETE AİT”
İşçi sağlığının korunması ve iş güvenliğinin sağlanmasının devletin ve işverenin sorumluluğunda olduğunun altını çizen Başkan Atar, “Ne var ki, devlet kurumları da, işverenler de, konuya bu sorumlulukla yaklaşmamaktadır. 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na rağmen iş cinayetlerinin her geçen yıl artması, Soma’da, Ermenek’te, Elbistan’da, Şirvan’da, Şırnak’ta, 3. Havalimanı’nda birbiri ardına yaşanan iş facialarının nedeni devletin ve işverenin bu sorumsuz tutumudur.
Eksiklikleriyle yasalaşan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, zaman içinde yapılan değişikliklerle tamamen işlevsiz hale getirilmiştir. Kanun, TMMOB ve TTB başta olmak üzere meslek örgütlerinin katkı ve önerileriyle, kamusal bir bakış açısıyla yeniden düzenlenmelidir.
Bu düzenlemeyle birlikte; İşyerlerine verilecek işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri bir kamu hizmeti olarak ele alınmalı, işçi sağlığı ve iş güvenliği ticari kuruluşların kâr alanı olmaktan çıkartılmalıdır. 
İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanına ilişkin düzenleme ve denetimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yanı sıra, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sendikalar, TTB ve TMMOB’den oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü tarafından yerine getirilmelidir. Çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler bu enstitü tarafından yeniden ele alınmalı ve kararlaştırılmalıdır.
İşyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında görev verilen mühendis ve mimarların işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması konusundaki görevlerinin bir danışmanlık hizmeti olduğu kabullenilmeli ve asıl sorumluluğun devlet ve işverende olduğu bilinci yerleştirilmelidir.
Bizler TMMOB olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, insan yaşamının her şeyden önce geldiğini vurgulamaya devam edeceğiz. İşverenin kar hırsının, siyasi iktidarın politik önceliklerinin emekçilerin hayatlarını çalmasına izin vermeyeceğiz. Bu anlayışla, devlet ve işvereni işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda sorumlu davranmaya, tüm kamuoyunu da iş cinayetlerine karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz” diye konuştu. 


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA