EMEKLİLER TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İSTİYOR | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

EMEKLİLER TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İSTİYOR


 

Türkiye’deki 12 milyon emekli 2018’den de umduğunu bulamadı. Asgari ücretin yarısından az maaş alan emekliler, İntibak Yasası ile bütün emeklilere aynı maaşın verilmesi için örgütlülük ve toplu iş sözleşmesi hakkı istiyor.

Hediye Eroğlu - Mehmet Nabi Batuk

Emekli Sen Şube Başkanı Adil Alaybeyoğlu, emeklilerin sorun ve taleplerini ve 2018 yılından beklentilerini gazetemize değerlendirdi. Türkiye’deki 12 milyon emeklinin taleplerinin bu yıl da hayata geçirilmediğini dile getiren Alaybeyoğlu, sorunların çözümü için daha çok örgütlülük çağrısı yaptı. Ayrıca bir an önce Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanlığı ile Toplu iş sözleşmesi görüşlerinin yapılması gerektiğini ifade eden Alaybeyoğlu, emeklilerin ekonomik ve özlük haklarının her geçen yıl törpülendiğini kaydetti. Asgari ücretle emekli olan bir insanın günümüzde 700 lira maaş aldığını dile getiren Alaybeyoğlu, “Bu ülkede açlık sınırı bin 600 liradan yoksulluk sınırı ise 5 bin liradan başlıyor. Bize verilen maaş ise 700 lira. Toplumdaki insanların açlığa mahkûm edildiği böyle bir sistemde emeklilerin durumu daha da içler acısıdır. Yıllardır İntibak Yasası için mücadele ediyoruz, seçim dönemlerinde tamam diyorlar ama seçimden sonra unutuyorlar. Çünkü takip edecek örgütlü bir gücümüz yok. Biz intibak Yasası ile bütün emeklilere aynı maaşın verilmesini istiyoruz. Aynı şartlarda çalışıyoruz ama farklı maaşlar alıyoruz. Biz bunun düzeltilmesini istiyoruz” diye konuştu.

“MERSİN’DE 240 BİN EMEKLİ VAR”
SORU: Emeklilerin sorunlarını sürekli gündeme taşıyorsunuz ama sorunlara yeteri kadar çözüm üretiliyor mu? Emeklinin Türkiye’deki portföyünü çizebilir misiniz?
A. ALAYBEYOĞLU: Türkiye’de çalışanlardan sonraki en büyük kesim emeklilerdir. Bu kesim bu ülkedeki her şeyin altında emeği olan insanlardır. Ama aynı zamanda insanlar toplumun yok saydığı ve siyasal iktidarın görmezden gelmeye çalıştığı bir kesimdir. Yılın belli dönemlerinde emekliler için bazı sözlerin söyleniyor ama bu sözlerin karşılığının olduğunu görmedik. Türkiye’de son rakamlara göre 3 Milyon’a yakını dul ve yetim olmak üzere toplamda 11 Milyon 800 bin emekli var. Bunun dışında aktif olarak bağ – kur, emekli sandığı, SGK’dan emekli olan insanlar var. Mersin sahip olduğu iklim ve ekonomik olanaklar nedeniyle emeklilerin yoğun olarak yaşadığı kentlerden bir tanesidir. En son verilerimize göre kentte 240 bine yakın emekli yaşıyor. Bu kadar büyük bir kesimin olmasına rağmen şuanda iktidarda olan siyasi parti 9 milyonluk üye sayısı ile övünüyor. Biz emeklilerin kitlesine baktığımızda ise 13 milyon insandan bahsediyoruz. Bunları aileleri ile birlikte düşündüğümüzde en az 18 milyon vatandaş oluyor. 

“AÇLIK SINIRI BİN 600, EMEKLİ MAAŞI 700 LİRA” 
Şuanda asgari ücret ile emekli olan bir insan 700 lira civarında bir emekli maaşı alıyor. Ama bu ülkede açlık sınırı bin 600 liradan yoksulluk sınırı ise 5 bin liradan başlıyor. Toplumdaki insanların böylesine açlığa mahkûm edildiği bir sistemde emeklilerin durumu daha da içler acısıdır. Emeklilere birde bir emekli maaşı alıyorsunuz Allah’tan artık belanızı mı arıyorsunuz? Sanki bizlere birileri bir şey bahşediyor. Bizim bu emeklilik hakkı için ödediğimiz primlerimiz bu ülke için yaptığımız katkılar yok sanki birileri bize sadaka veriyor. Söyleyenler için söylüyorum böylesine bir onursuz davranış ancak bizim gibi ülkelerde olur. Çünkü bizim ülkemizde emekliler bunu hak etmiyor. Bunu söyleyen kendi onursuzluğunu ortaya koyuyor. Bu ülkede emekli olan insan en az 20 yıl çalışıyor. Kimimiz 16 kimimiz 14 yaşında çalışma hayatına başladık. Hayatımızın en verimli dönemlerini işyerlerinde artı değer üreterek yarattık. Ama bugün sendikaların anayasal güvence altına alınmış hakları boşaltılıyor.
  
“KENDİMİZE OLAN GÜVENİMİZİ KAYBETTİRDİLER”
Bu şekilde yaşamayı biz hak ediyoruz aslında. Çünkü herkes hak ettiği şekilde yönetilir. Bu şekilde yönetilmemizin sebebi de örgütsüz olmamızdır. Biz şimdi emeklilere gidip Emekli – Sen dediğimiz zaman bize emeklilerin sendikası mı olur diyorlar. Emekli nasıl grev yapacak diyorlar. Bu gibi yaklaşımlarla karşılaşıyoruz. Çünkü ailemizde dâhil olmak üzere toplum bize bitmiş gözüyle bakıyor. Bu emekliyse torunlarına bakar, gidip kahvehanede ölümünü bekler derler. Bize kendi kendimize olan güvenimizi kaybettirdiler. 12 milyon emeklinin yüz binini harekete geçirin, Türkiye’de devrim olur. Toplumu doğru yönlendirdiğinizde ve insanları inandırdığınızda yapamayacağınız hiçbir şey olamaz. 

“CEBİMİZDEKİ 10 LİRANIN 7 LİRASINI ÇALIYORLAR”
SORU: Emeklilerin bu ekonomik sistemde ve sosyal hayatta kendine güvenini kazanması mümkün müdür?
A. ALAYBEYOĞLU: Bizde Emekli – Sen olarak bunun için çalışıyoruz. Bizimde dünyanın birçok yerinde olduğu gibi farklı örgütlenme şekillerimiz var. Bize dernekleşmediğimiz için bazı eleştiriler yapılıyor. Ama derneklerin yapabileceği çalışmaların hukuki sınırları bellidir. Bir dernek gidip de SGK ile emekliler adına bir toplu sözleşme yapamaz. Biz emekliler adına gidip SGK ile toplu sözleşme yapmadığımız sürece birileri gelecek sanki hurafe dağıtıyormuş gibi ey emekliler biz sizi enflasyonun altında ezdirmiyoruz der sonra gider emekli maaşlarına yüzde 3 zam yapar. Sonra gider her şeye yüzde 20 zam yapar. Birileri ey sevgili emekliler derken bizim cebimizdeki 10 liranın 7 lirasını çalıyorsun. 

“12 MİLYON EMEKLİNİN YÜZDE 60’I ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA MAAŞ ALIYOR” 
AKP hükümetinden önce emekli maaşlarını belirlerken enflasyon artı refah payı yapılması gereken Türkiye’nin büyüme hızını yüzde 7 diye dünyada birinci olduk diye açıklama yapıyorlar.  AKP İktidarından önce yapılan şey enflasyon artı refah payı idi. Örneğin, refah payı yüzde 7 olarak açıklansaydı maaşlara yüzde 20 zam yapılması gerekiyordu. Bugün bu ülkede yaratılan değerlerin içerisinde emeklilerin, gazetecilerin, öğrencilerin payı yok mudur? Milli gelir dediğiniz şey 1 aylık bebek ile ölümün eşiğindeki herkesi kapsayan bir değer demektir. Siz bu gelirin büyük bir bölümünü birilerine verirseniz kalan kesimi açlığa mahkûm edersiniz. İktidar bugün bu oynamaları yapmamış olsaydı asgari ücretle emekli olan bir vatandaş maaşını 2000 liraya yakın alacaktı. Ama bugün asgari ücretle maaşı yatan bir vatandaşın emekli maaşı 700 lira oluyor. Türkiye’de her geçen gün emekli maaşları biraz daha düşürülüyor. Türkiye’de emeklilerin yüzde 60’ı asgari ücretin altında maaş alıyor. Asgari ücret insanların hayatta kalabilmesi için alması gerektiği ücrettir. Bizde 12 milyonluk bir topluluğun yüzde 60’ı asgari ücretin altında maaş alıyor. 
 1980 öncesinde emekli olan vatandaşlar, aldıkları ikramiye bir ev ve araba alabilirlerdi. Kıdem tazminatını aldığında emekli evi ve arabası olacağını kesin bilirdi. Ama bugün biz açlık sınırının altında maaş alıyoruz. Böylesine bir yapının içerisinde bizim tatil hayallerimizi de silip süpürdüler. Bugünün koşullarında aldığınız o üç kuruşluk para bile işsiz çocuklarımıza harcanıyor. Aileler eskiden çekirdek ailelere bölünüyorlardı bugün aileler yeniden bir araya gelmenin yollarını arıyorlar.  

“EMEKLİLERE SOSYAL ALAN YARATILMALI”
SORU: Emekli vatandaşların sorunları etkin mücadele etmesinin yolu örgütlülük diyebilir miyiz?
A. ALAYBEYOĞLU: 12 Milyon emeklinin örgütlendiğini düşünelim. Bizim muhatabımız Başbakan veya Cumhurbaşkanlığı değil Sosyal Güvenlik Kurumu’dur. SGK ile emeklilerin ekonomik sosyal yaşamlarını sürdürebilmesi için bir araya gelmesi gerekir. Biz bugün yerel yöneticilere de diyoruz ki emeklilerin yaşam merkezlerini kurun. Önerilerimiz ve projelerimiz var ama ne yazık ki bizdeki kendi kafalarını kendi yandaşlarını peşkeş çekmekten böyle işlere girmek istemiyorlar. Emekli bilincin billurlaşmış halidir. Deneyimlerin birikimlerin her şeyin artık doruk noktasına çıktığı ve birazda arılaştığı noktadayız. O yüzden bizim kafamızda çok karışıklığımız olmaz. Bu yüzden bu insanların her birinin kendine göre yetenekleri var. Şimdi siz devlet olarak burada bir alan yaratamazsınız. Bu insanları atıl durumda bırakırsınız. Bu durum onların ölüm süreçlerini de hızlandıracaktır. İnsanlar emekli olduklarında istedikleri şeyleri yaparlarsa daha katılımcı ve sosyal olacaklardır. Alzheimer hastalığı ile Türkiye birinciliğe doğru gidiyor. Bu hastalığın ülkemizde yükselmesinin sebebi insanların kendilerini yok saymasından dolayı meydana geliyor. İnsanlar emekliliğe ayağım artık bir çukurda lafı vardır ya böyle bakıyorlar. Ama düşünün ki bir emekli resim yapmaktan hoşlanıyor. Eğer böyleyse o emekli gider kendisi gibi hissettiği insanlarla bir araya gelir. İnsanlar çalışma hayatlarında doğal bir sosyal yaşantı içerisinde kalıyorlar. Emekli olduktan sonra insanlar sosyal ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyorlar. Siz hobilerinize sevdiğiniz şeylere yöneldiğinizde kendinize bir çevre edineceksiniz. Sizin yeniden bir sosyal hayatınız olacak. Bu yeni hayatınızın içerisinde daha aktif bir hale geleceksiniz. Biz belediye başkanlarından para değil emeklilerin bir işe yaradığını göstermesini istiyoruz. 

“BÜTÇE AÇIĞI CEBİMİZDEN TAMAMLANACAK”
SORU: 2018’e ne öngörülerle girmiştiniz ve 2018’de ne buldunuz?
A. ALAYBEYOĞLU: Aslında biz yaptığımız açıklamalarda beklentilerimizi daha önceden ifade etmiştik. Bizim beklentilerimiz hayal kırıklığından öte bir şey değildi. Çünkü görünen köy kılavuz istemez. Bir bütçe tasarısı vardı. Biz hazırlanan bu bütçelerin yoksulaştırma, açlaştırma ve savaş bütçesi olduğunu söyledik. Meclisten geçen 2018 bütçesi 762 milyar olarak belirlendi. Bunun içerisinde vergiler 697 milyar olarak ön görülüyor. 66 milyar lira açık kaldı. Bu açıklar bize zam olarak gelecek. Yoksul halkın cebinden zam olarak alınacak. Bakan sürpriz olarak 41 milyar lira açık verdiklerini söyledi. Biz devlet olarak da millet olarak da borç batağındayız. Ülkemizde açlık sınırı bin 600 lira yoksulluk sınırı ise 5 bin. Bekar bir çalışanın aylık gider 1.900 lira olarak hesaplanıyor. Bütçe baktığımız da ise bu bütçe nereye harcanacak? Bütçenin büyük bir kısmı Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı’na gidiyor. Sağlık ve eğitime pay ayrılmadı. Eğer siz sağlık ve eğitime bütçe ayırmazsanız, bütçeyi Savunma Bakanlığına harcarsanız bu bütçe savaş bütçesidir, yoksulluk bütçesidir. Bu ülkede insanlar çöpten ekmek toplaması beni utandırıyor. 

“EMEKLİLER ARASINDA AYRIM YAPILIYOR”
SORU: İntibak Yasası var karşımızda. İntibak Yasası ile ilgili düzenleme talep ettiniz. Şuan durum nedir?
A. ALAYBEYOĞLU: Yıllardır İntibak Yasası için mücadele ediyoruz, seçim dönemlerinde tamam diyorlar ama seçimden sonra unutuyorlar. Çünkü takip edecek örgütlü bir gücümüz yok. Biz intibak Yasası ile bütün emeklilere aynı maaşın verilmesini istiyoruz. Aynı şartlarda çalışıyoruz ama farklı maaşlar alıyoruz. Biz bunun düzeltilmesini istiyoruz. Her ülkenin ekonomik ve sosyal yapısına göre emeklilik sistemleri oluşturuldu. Türkiye’de kadınlarda 20 yıl, erkekler için 25 yıl ve 5 bin iş gününü tamamlayan emekli oluyor. Ülkemizde deprem oldu, yaraları sarmamız gerekirken bir gece emeklilik yaşımız arttırıldı. Şuan da kadınlarda 65 erkekler de ise 67’yi tartışıyorlar. Diyelim ki 20 yaşında işe başladınız 85 yaşında emekli olacaksınız. İnsanların çalışma, sosyal güvenlik haklarını ortadan kaldırıyorsunuz. Çalışmayan biri primi nasıl ödeyecek? 

“TOPLU SÖZLEŞME HAKKIMIZ VERİLMELİ”
Şuan üniversite hastaneleri borç batağında. Siyasilerimiz gittikleri ülkelerde para saçtılar. Bunun bir tek sebebi var. Üniversite hastanelerine giden de, özel hastanelerine giden de şehir hastanelerine yönlendirildi. Ülkeyi içler acısı bir hale soktular. Hastaneleri kapatacaklar. Bakan iki seçenek koydu, borçlu üniversite hastaneleri bakanlığa devredilecek diyor. Bakanlık ise şehir hastanelerine devredecek. Sağlık bitti, eğitim bitti, tarım bitti. İnsanlar burnundan soluyor, cinayetler arttı. Aileler parçalanıyor, aile içi şiddet artıyor. Bunlar ekonomiyle bağlantılı. İnsanların psikolojisi bozuluyor. 
Biz şunu diyoruz, birincisi Türkiye bütçe savaşa değil eğitime, sağlığa ayrılsın. İkinci olarak, biz hırsızların, soyguncuların çocukları yurt dışında okusun diye çalışmıyoruz. Son olarak ise emeklilerin bir an önce İntibak Yasası kurulmalı ve bakanlıkla oturup toplu iş sözleşmesi imzalayacak hakların verilmesini istiyoruz. Bunun için de, biz bunun mücadelesin i vermeye devam ediyoruz. Bizim örgütlenmeden başka çaremiz yok. Eğer yaşamamızdan memnun değilsek, evine ekmek götüremiyorsan, çocukların için kaygılanıyorsan bunun bir tek yolu var o da birlikte mücadele etmek. Bu da ancak örgütlülükle gerçekleştirilebilir.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA