BIRAKIN MERSİN KAZANSIN! | Mersin Haberci Gazetesi
     
 
 
 
 
 

BIRAKIN MERSİN KAZANSIN!


 

Balık çiftlikleri kanun tanımıyor, devlet heykel parka geçit vermiyor!

Doğaya zarar verdiği tartışmaları süren balık çiftlikleri Mersin’de ruhsat, izin olmadan tesisleşip üretime başlayabilirken, kent tanıtımına uluslararası katkı sağlayacak dalış turizminin engellendiği ortaya çıktı! Türkiye’nin ilk sualtı heykel parkını Mersin’de açmak isteyen ve konuyla ilgili Büyükşehir Belediyesi, Mersin Üniversitesi ve ÇİMSA’yı aynı masa etrafında buluşturan Mersin Dalış Merkezi Spor Kulübü’ne bürokrasiden izin çıkmadı!

Mehmet Nabi Batuk

Mersin’in kıyı bölgelerindeki en güzel bölgelere, arkeolojik ve tarihi sit alanlarında 4 bölgede kurulmaya başlayan 60 balık çiftliği, kentte son 7 yılda önemli gelişme gösteren sualtı sporunu ve yatçılık sektörünü de tehdit ediyor. Bugüne kadar el değmemiş ve bakir olan koylarda kurulumuna başlanan 2400 balık kafesinin yaratacağı kirliliğin 5 – 10 yıl içinde kentteki sualtı spor alanlarını ve yatçılık sektörünü yok edebileceği uyarısı yapan Mersin Dalış Merkezi Spor Kulübü Başkanı Mehmet Ersan, deniz suyu kalitesinin her geçen gün daha kötüleşeceğinin altını çizdi. Yıllardır Mersin’de yaşayan vatandaşların deniz ile buluşturmak için yoğun çalışmalar yaptıklarını ifade eden Mehmet Ersan, “İnsanlar bırakın denizi keşfetmeyi denizde yüzemez hale gelecek” diyerek kamuoyuna denize sahip çıkma çağrısı yaptı.   

“500 ÖĞRENCİMİZİ SU ALTI İLE BULUŞTURARAK ONLARI MEZUN ETTİK”
SORU: Biz sizi tanıyoruz ama okuyucularımız için biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
M.ERSAN: İsmim Mehmet Ersan ve aslen Mersin’liyim. Evliyim 2 çocuğum var. Geçmişte sporda kökeni çok farklı dallar ile uğraştım. Tüm yaşamımda sporun içerisinde olan biriyim. 2000 yılından beridir sualtı spor dalları ile ilgileniyorum. Aynı zamanda Mersin Üniversitesi’nde dalış eğitmenliği, yüzme hocalığı ve kapalı yüzme havuzunun yöneticiliği de yapıyorum. Sivil hayatımda ise Mersin Dalış Merkezi Spor Kulübü’nün başkanlığını yürütüyorum. Kulübümüz sualtı spor alanındaki birçok branşta hizmet veriyor. Bu okulumuzda dalış, engelli dalışı, su topu, su altı hokeyi, yüzme branşların da hizmet veriyoruz. Yakında sualtı bowling ve kano branşlarını da açacağız.
2010 yılında Mersin Dalış Okulu Spor Kulübü’nü kentte kazandırdığımızda o güne kadar dalış sporu büyük bir gelişme göstermemişti. Kuruluşun ardından uzun bir süre kentte bir dalış okulunun olduğu dahi bilinmiyordu. Çünkü kentimizdeki yerel politikalarında etkisiyle bir deniz şehri olmasına rağmen düşünce anlamında denize karşı çok uzaktık. Bu süreçte insanları kazanmak ve deniz ile tanıştırmak bizim için zor oldu. Ama bu buluşmayı yaptığımız çalışmalarla sağladığımızı düşünüyorum. Bugün Mersin’de yüzlerce insanı su altı ile tanıştırdık. Tam sayıyı veremeyiz ama sadece eğitimlerde 500 öğrencimizi su altı ile buluşturarak onları mezun ettik. Su altı sporunu Mersin’de duyurmak için önemli çalışmalar yaptık. Hem kentte hem de uluslararasında onlarca organizasyon düzenledik. Git gide büyüyoruz. Ama önümüzde birçok sorun oluyor. Bu doğal bölgelerde bazı kirli projelerin yapılacağını bizde duyuyoruz. Ne gibi kirli senaryolar bizi bekliyor bunu bilemiyoruz.

“İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINDAN KALMA AKSU İSİMLİ BİR GEMİ BATIĞIMIZ VAR”
SORU: Siz defalarca Mersin’in birçok bölgesinde dalışlar gerçekleştirdiniz. Suyumuzun altında neler var bu güzelliklerden biraz bahsedebilir misiniz?
M. ERSAN: Mersin Türkiye’nin en büyük kıyı şehri olmasına rağmen ne yazık ki dalış alanında çok kırsal kalmış bir şehrimiz. Genellikle dalış yaptığımız bölgeler Akkum, Narlıkuyu, Yapraklı Koy, Susanoğlu, Dana Adası, Boğsak, Tisan, Büyükheceli ve Aydıncık İlçesi açıkları. Bu alanlar eşsiz güzelliğe sahip olan bölgelerdir. Örneğin Dana Adası’nın 1 mil açıklarında 1963 yılında İkinci Dünya Savaşından kalma Aksu isimli bir gemi batığımız var. 14 – 15 metrede başlayıp 24 – 25 metreye kadar uzanan 112 metre uzunluğunda bir batık. Bu batık kentimizin tanıtımı için son derece önemli. Çünkü güzel bir dalış bölgesi. Batığın olduğu bölge çok iyi görüş alanına sahip.

“DENİZİN EN GÜZEL VE EN SAĞLIKLI OLAN BÖLGELERİNİ SEÇİYORLAR”
SORU: Saydığınız dalış noktalarının birçoğunda bazı firmalara ait balık çiftlikleri kurulmaya başlandı. Balık çiftlikleri ile ilgili olarak önemli kıyı kentlerinde yaşanmış kötü tecrübeler var. Sizce bu çiftlikler sizin alanınızı nasıl etkileyecek? 
M. ERSAN: Balık çiftliklerinin kurulduğu bölgeler bizimde dalış yapmaktan en keyif aldığımız bölgelerdir. Aslında detaylı olarak da incelediğimizde denizin en güzel ve en sağlıklı olan bölgeleri kimseye sormadan seçiyorlar. Bu çiftliklerin her ne kadar kıyıya uzak yerlerde kurulacağı söylense de Mersin’e çok ciddi zararlar vereceğini düşünüyoruz. Çiftlikler açılıp bir sene geçtikten sonra ‘kirlilik anlamında hiçbir şey olmadı’ diyebilirler ama denizde bu olaylar öyle gelişmiyor. Bu çiftliklerin yarattığı tahribatı 5 – 10 yıl sonra görmeye başlayacağız. Su altı zenginliğimiz azalacak. Sualtı görme kalitesi kötüleşecek. Bir kıyı kentinde insanları denize çekmeye çalışırken onlara buradaki güzellikleri göstermeye çalışırken bu çiftlikler ile bu çalışmalarımız kötü etkilenecek. Ayrıca balıkların yemlenmesi ve ilaçlanması bizim denizdeki dostlarımızı da yani doğal yaşamı da olumsuz etkileyecek.

“ANLAMAKTA GÜÇLÜK YAŞIYORUZ”
SORU: Çevre ve Şehircilik ile Sağlık Bakanlığı’nın balık çiftlikleri ile ilgili önemli hukuki denetim araçları mevcut. Sizce bu denetim araçlarının önemi nedir? Bakanlıktaki ilgili yetkililere ne gibi talepleriniz olur? 
M. ERSAN: Bu denetimlerin hem bizim için hem de deniz ekolojisi için hayati değerleri var. Bu denetimler bilimsel ve adaletli bir şekilde yapılmazsa çok büyük bir felaket Mersin’i bekliyor demektir. Zaten bu gibi kirli yatırımlar için neden hep Mersin tercih ediliyor bunu da anlamakta güçlük çekiyoruz. Termik santraller, Akkuyu Nükleer Santrali, son olarak balık çiftlikleri yatırımları neden tarım, spor ve turizm potansiyeli yüksek olan Mersin’e yapılıyor? Ayrıca bizim kentte su altı sporlarını geliştirmek için yaptığımız projeler bakanlıklar tarafından engelleniyor. Bu yatırım politikaları ile ya ciddi anlamda Mersin’deki turizm alanının büyümesi istenmiyor, ya da başka oyunlar dönüyor. 

“BAKANLIKLAR VE ÇEŞİTLİ KURUMLAR BU PROJEMİZİN HAYATA GEÇMESİNİ ENGELLEDİ”
SORU: Su altı sporlarını geliştirmek için ne gibi projeleriniz vardı?
M. ERSAN: Kızkalesi yakınlarında bir sualtı heykel park projemiz vardı. 50’ye yakın heykeli Akkum mevkiinde sualtına indirip 5 metreden başlayıp 10 metreye kadar herkesin dalış yapabileceği bir seviyeye yerleştirip bir sualtı heykel parkı yapmak istiyorduk. Bu park ayrıca gece dalışına uygun olarak fosforlu betonlaşma kullanılarak tasarlanacaktı. Büyükşehir Belediyesi, Mersin Üniversitesi’nin işbirliğinde ve ÇİMSA’nın sponsorluğunda güzel bir proje olacaktı. Yurtdışından her biri 1 tonluk 20 -30 heykel gelecekti. Bu proje kapsamında ayrıca bir kıyı bölgesinde engelli vatandaşlarımızın da dalış yapılabileceği bir platformda olacaktı. Bu park ile birlikte yurtdışından inanılmaz bir müşteri toplayabileceğimiz, turizm anlamında çok iyi ses getirecek bir projeydi. Ancak nedenini hala bilmiyoruz ama bazı bakanlıklar ve çeşitli kurumlar bu projemizin hayata geçmesini engelledi.       

“BAZI DALIŞ NOKTALARIMIZ YASAKLANABİLİR”
SORU: Komşumuz Antalya’da sualtı sporu alanında önemli mesafeler kat edildi. Bu alanda binlerce insan bu sektörden ekmeğini kazanıyor. Mersin’de yaşananlar kente neler kaybettirecek?
M. ERSAN: İlk olarak 5 – 10 yıl içinde kentimizdeki balıkçılarımızın bu durumdan kötü etkileneceğini düşünüyorum. Mersin’de biz 3 dalış okulu olarak ciddi kısıtlı imkânlar dâhilinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu çiftliklerle birlikte bizim birkaç dalış bölgemizin yasaklanması tehlikesi var. Diğer noktalarda toplu balık üretiminin getirdiği kirlilik nedeniyle suyun kalitesi her geçen gün daha da kötü hale gelecektir. Böylelikle su altı sporlarımızda paralel olarak git gide kötü bir yöne gidecektir. İnsanlar bırakın denizi keşfetmeyi denizde yüzemez hale gelecek. Mersin’de son zamanlarda bu bakir koylarda yatçılık sektörü iyi bir gelişme gösteriyordu. Bu sektörde yavaş yavaş gerileyecektir. Bu konuda yapılan denetimlerle, ya da geçmişte yapılan yanlışlar düzeltilerek bunlar olmaz diye düşünüyorum.    

“UZUN BİR ARADAN SONRA İLK DEFA ASLAN BALIĞINI GÖRDÜK”
SORU: Adana’daki sanayi bölgelerinden gelen atıklar bizim birçok bölgemizde canlı yaşamını tehdit etmeye devam ediyor. Kent açıklarında yaptığınız dalışlarda hangi canlı türleri ile karşılaşıyorsunuz?
M. ERSAN: Uzun bir aradan sonra ilk defa Aslan Balığını gördük. Su ürünleri politikasında yeni getirilen yasaklarla birlikte orfoz balıklarında bir artış ve bir canlılık başladı. Lagoslarda, Vatozlarda yine ciddi bir artış var. Şuanda yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan Caretta Caretta’larda yine koruma politikalarıyla sayıları artmaya başladı. 
Ancak balık çiftlikleri deniz ekolojisindeki bu canlılığı kötü etkileyecektir. 

“HAYATINIZDA BİR KEZ DALIN”
SORU: Bugün sanayi ve kanalizasyon atıklarının son olarak balık çiftlikleri ile tehdit ile karşı karşıya kalan denizimizle tanışmamış, suyun altındaki bu güzellikleri yaşayıp görmemiş vatandaşlara neler söylemek istersiniz?
M. ERSAN: Ben bir kıyı şehrinde yaşayan vatandaşlarımızdan ilk olarak su ile tanışmalarını istiyorum. Suyun zaten insanlar üzerinde bir terapi özelliği var. Suyla tanışsınlar, yüzsünler, su ile daha çok zaman geçirmeye çalışsınlar. Bunu sadece dalış sporu için söylemiyorum. Maske, şnorkel, palet alıp, suyun altını seyretmeye başlasınlar. Zaten neler kaçırdıklarını görecekler. Bizi sosyal medya hesaplarımızdan ve kurumumuzdan detaylı olarak incelediklerinde dalış sporunun aslında çok güvenli ve herkesin yapabileceği bir spor olacağını görebilirler. Son günlerde engelli vatandaşlarımız için özel dalışlar gerçekleştiriyoruz. Eli, bacağı olmayan, felçli olan arkadaşlarımızla su altı dalışları yapıyoruz. Vatandaşlarımızın su altı korkularını yenmelerini bekliyoruz. Bizim karşılaştığımız en büyük handikap budur. Bazı vatandaşlarımız suyu altını öcü olarak görüyorlar. Bundan kimsenin korkmasına gerek yok. Ciddi bir eğitim ve donanım ile suyun altı ile mutlaka tanışmalılar. Çünkü burada kendileri için unutulmaz anıları olacak. Balıkları yakından görecekler ve hatta elleri ile onları besleme şansınız olacak. Her gün televizyonda izlediğiniz o belgeselleri sizin içinde yaşadığınız kentte yaşama şansınız var. Bir vatandaşın suyun kaldırma kuvveti ile beraber o maruz kaldığınız boşlukta alacağınız hazzın tadı başka hiçbir yerde yok. Bu konuda bizi okuyan arkadaşlarımız mutlaka dalış ile ilgili bir araştırma yapsınlar.  

 

SORU: Değerlendirmeleriniz için teşekkür ederiz. Eklemek istediğiniz başka bir konu var mıdır?
M. ERSAN: Son olarak insanların daha çok deniz ile sualtı ile buluşması ve bu alanı araştırıp hayatlarında bir kez de olsa bir dalış yapmasını istiyoruz.



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA