MEÜ Rektörü Çamsarı, Mersin Üniversitesi’nin URAP sıralamasında şu anda Türkiye’deki 185 üniversite arasında 29’un sırada yer aldığını belirterek, “29’unculuk bizim için yeterli değil. Henüz genç bir üniversite olmamıza rağmen bu sıra kötü değil ama biz çok daha üstleri hedefliyoruz” dedi.
Kıymet Gökçe
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, üniversitenin eğitimleri, projeleri, bilimsel yayın ve atıfları ile Türkiye genelinde bulunduğu noktayı değerlendirdi. MEÜ’nün, il genelinde 50 bin 800 civarında öğrencisi, 740’a yakın öğretim üyesi ve çalışanlarla beraber 55 bin kişilik bir aile olduğunu ifade eden Çamsarı, “Biz MEÜ olarak, URAP sıralamasında 29’uncuyuz. Biz geldikten sonra revizyon yaptık, gerçek istatistikler almaya çalıştık ve verdiğimiz istatistiklerin doğruluğu konusunda da özellikle dikkat ediyoruz. 29’unculuk bizim için yeterli değil. Türkiye’de 185 üniversite var. Biz, henüz daha genç bir üniversite olduğumuz için kötü bir sıra değil ama biz çok daha üstleri hedefliyoruz. Bizimle birlikte kurulan üniversiteler var, onların sıralamasına baktığımızda çok üstteyiz. Nüfuslarımız da yakın birbirine” diye konuştu.
“GELİŞMİŞLİK AÇISINDAN YÜKSEK LİSANS-ÖN LİSANS ORANI ÖNEMLİ”
Bu sıralamayı etkileyen faktörlerden birinin, ön lisanstaki yığılmalar olduğuna işaret eden Çamsarı, MEÜ gibi Anadolu üniversitelerinde bir ön lisans yığılımı olduğunu söyledi. Çamsarı, “Meslek yüksekokullarına bir yığılma var. Bu durum ilçelere okul açmaktan da kaynaklanıyor. Merkezde zaten 2-3 tane açıldığında doygunluğa ulaşılıyor. Bu oranı o bozuyor aslında. Yüksek lisans, doktora öğrencisine lisans-ön lisans öğrenci oranı gelişmişlik açısından önemli. İlçelerde okul olduğunda bu oran bozuluyor” ifadelerini kullandı.
“ARA ELEMAN YETİŞTİRMEK BİZİM İÇİN ÖNEMLİ”
Meslek yüksekokullarının bu anlamda kendilerine bir eksisi olmasına rağmen, artılarının da çok fazla olduğunu vurgulayan Çamsarı, “Biz bunun farkındayız. Onun için ara eleman yetiştirmek bizim için önemli. Bundan dolayı okullara dokunmak gibi bir niyetimiz yok. Ama lisans öğrencisinde genişlemeyi, daha fazla artırmayı düşünmüyorum. Ön lisanstan da fizibilite yapıp gerçekten gerekli olan bölümleri tutarak, gerekirse öğrenci sayısında azaltmaya da gidebiliriz. Yüksek lisans, doktora için de ortak programları tekrar araştırıyoruz, başka üniversitelerle ortak da olabilir. O sayıyı da öyle destekleyerek bu oranı daha da yükseltmeye çalışacağız” şeklinde konuştu.
Proje açısından Kalkınma Bakanlığı’nda birinci olduklarını, bunda Bakan Lütfi Elvan’ın çok büyük desteğinin de etkisi bulunduğunu dile getiren Çamsarı, ayrıca bu yıl Avrupa Birliği (AB) ve TÜBİTAK projeleri de aldıklarını söyleyerek, şöyle devam etti: “Önemli bir şey daha, biz TÜBİTAK’ın desteklediği 10 teknoloji ofisinden biriydik. Bu yıl TÜBİTAK, bu 10 teknoloji ofisinden 4’ünü desteklenmeye değer buldu. Bu 4’ten biri de biziz yine, ilk dörde girmiş olduk. Bu yıl yine ülke çapında Teknopark’ta 5’inci olduk, bu da önemli. Yani sadece yayın, atıf açısından URAP sıralaması değil, bunlar da gelişmişlikte önemli.”
“OSB’DEKİ İŞADAMLARIMIZI TEKNOPARK’A DAVET EDİYORUZ”
Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ve Teknopark konusundaki çalışmalarını da değerlendiren Çamsarı, “TTO ve teknopark dediğinizde şunu diyebilirim; demek ki sanayi işbirliğinde yol almışız, daha da alabiliriz. Biz il olarak ar-ge’lerimizi buraya getirebilirsek çok daha fazla yol alırız. Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) fabrikası olan işadamlarımızın teknoparka ilgi göstermesi lazım. Bu ilgi sadece teknoparkın iyiliği için değil, kendileri için de önemli. Teknopark’ta bir ar-ge ortamı, ekosistem var ve vergi avantajları var. Her konuda danışmanlık alabilecekleri hocaları var. Bu konuda onları davet ediyoruz. Orada bir ekibimiz var. İster davet ederler onlar gider, ister kendileri gelir biz ağırlarız. Teknoparkımızda ilimizi daha aktif görmek istiyoruz. Çünkü burada sadece dışarıdan gelen firmalar değil, yaklaşık 80 firmamız var, bir çok hocamızın kurduğu firma var. OSB’de dışarıdan da çok büyük firmalar var. Ar-ge’lerinin en azından bir kısmını buraya alırlarsa hem kendileri açısından hem de üniversitemiz açısından ciddi bir işbirliği olur. Çok yol alırız.”