Kıymet Gökçe
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, Mersin’de kurulması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali’nin stratejik bir atılım olduğunu belirterek, işçisinden akademisyenine burada çalışacak insan gücünün çoğunluğunun Türk olmasını önemsediğini söyledi. Çamsarı, buraya insan gücü yetiştirmek için bir enstitü kurmak üzere fizibilite çalışması yaptıklarını bildirdi.
“ENERJİYLE İLGİLİ BİR ENSTİTÜ KURMA PLANIMIZ VAR”
Rektör Çamsarı, enerjiyle ilgili bir enstitü kurma ve Denizcilik Fakültesi çerçevesinde geliştirdikleri projelerle ilgili İHA muhabirine açıklama yaptı. Mersin’in Gülnar ilçesi Büyükeceli Mahallesinde kurulması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali çerçevesinde üniversite olarak sorumluluklarının farkında olduklarını dile getiren Çamsarı, bu çerçevede daha önce hazırladıkları iki projeyi Ankara’ya gönderdiklerini, ancak bunların kabul görmediğini söyledi. “Fakat en son bir niyetimiz daha var, enerjiyle ilgili bir enstitü kurmak” diyen Çamsarı, Türkiye’nin bu işin dışında kalmaması gerektiği düşüncesinden hareket ettiklerini kaydetti. Çamsarı, “Özellikle eğitim kurumları olarak bu işin dışında kalmamalıyız. Hele hele bölgemizde böyle bir tesis yapılacaksa biz şimdiden temelini atmalıyız. Devlet bu konuda öğrenciler yetiştiriyor, yurt dışına da gönderiyor ama biz eğitim verecek konumdayız. Gerekirse oradan buraya hoca getirerek gerekirse göndererek gerekirse enstitü üstünden yüksek doktora yaptırarak, bunların hazırlığını yapıyoruz şimdi” dedi.
“ARA ELEMANIYLA İŞÇİSİYLE VE AKADEMİSYENİYLE MUTLAKA NÜKLEER SANTRALDE MİLLİ İNSAN GÜCÜ KAYNAĞI KULLANILSIN İSTİYORUM”
Şu an için enstitünün fizibilitesini yaptıklarını ifade eden Çamsarı, “Bu bir söz olmasın ama nükleer tesisle ilgili burada eğitim kurumu mutlaka olsun istiyorum. Yurt dışında eğitim gören öğrenciler döndüğünde gerekirse doktora, yüksek lisans başta olmak üzere o tesis mümkün olduğunca milli ekiplerle çalışsın istiyorum. Ara elemanıyla işçisiyle ve akademisyeniyle mutlaka nükleer santralde milli insan gücü kaynağı kullanılsın istiyorum. Bu önemli bir bağımlılık olur, Rusya yapabilir, o teknolojisi var ama orada çalışan ve işe hakim insanların en azından çoğunluğunun Türk olmasını önemsiyorum. Bunlar stratejik atılımlar çünkü. Bu açıdan önemli. Biz sorumluluğumuzun farkındayız” diye konuştu.
“DENİZCİLİK SEKTÖRÜ CİDDİ İLGİYE İHTİYAÇ DUYUYOR”
Denizcilik Fakültesi çerçevesinde de çalışmalarının devam ettiğini belirten Çamsarı, özellikle havacılık ve denizcilik dallarının fark oluşturacak alanlar olduğunu ve çok önemsediklerini ifade etti. Türkiye’de karayoluna bugüne kadar çok yatırım yapıldığını, bunun da gerekli olduğunu dile getiren Çamsarı, “Ama artık biraz farklı olmak lazım. Havacılık yanında özellikle denizcilik sektörü bence ciddi ilgiye ihtiyaç duyuyor” ifadelerini kullandı.
Denizcilik Fakültesi’ne bu sene 60 öğrenci aldıkları ve fakülteyle ilgili birçok planları olduğu bilgisini veren Çamsarı, fakülte çerçevesinde şu anda Mersin Deniz Ticaret Odası ile yakın çalıştıklarını söyledi. Odanın, sektörle ilgili bazı hoca istekleri olduğunu ve bunları yerine getirdiklerini kaydeden Çamsarı, şöyle devam etti: “Çok da mutlu oldular biz de mutlu olduk. Değerli insanlar kazanıyoruz buraya. Ve Deniz Ticaret Odası bu hassasiyetini sürdürdü. Bizimle birlikte çalışarak yeni bir fakülte binası yapıyor bize, sonra laboratuvarlarını da yapacaklar, destekleyecekler. Merkez kampusunda yapıyor.”
“LİMANDA, SERBEST BÖLGEDE, MARİNADA DENİZCİLİK ÖĞRENCİLERİMİZLE İLGİLİ PLANLARIMIZ VAR”
Denizciliğin çok önemli bir sektör olduğunun altını çizen Çamsarı, önümüzdeki dönemde pilotajda olduğu gibi bu sektörde de birtakım kurslar, eğitimler vererek bu işi açmaya çalışacaklarını vurguladı. “Limanda, serbest bölgede, marinada denizcilik öğrencilerimizin gelişmeleriyle ilgili planlarımız var” diyen Çamsarı, sözlerini şöyle tamamladı: “Bizim burada meslek yüksekokulumuz da var. Fakülte ve yüksekokul iç içe. Buralardaki çocuklarımızın kendilerini geliştirmeleri için Marina ile anlaştık. Öğrencilerimiz birtakım kurslarını, derslerini orada görecekler artık. Çocuklarımızı şehrin içine de katıyoruz böylece. Orada görecekleri şeylerin hepsi denizcilik görgüsüdür. Mersin denize de hakim bir il. Dolayısıyla iç içe yaşanacak.” (iha)